Kayıtlar

Kol etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sağ Kolumu Kaybettim Ama Sol Kolum Var!

Sağ Kolumu Kaybettim Ama Sol Kolum Var!               Seddülbahir ve Conkbayır'ın büyük kahramanlarından biri de Bombacı Mehmet Çavuş'tu. Bu kahraman Anadolu çocuğu, İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca hemen yakalar, karşı tarafa fırlatır ve zararını kendilerine dokundururdu. İngilizler bunu anlamış olacaklar ki bombaları bir kaç sayı saydıktan sonra fırlatarak Mehmet Çavuş 'un iadesini önlemeye çalışmışlardı. İşte böyle bir bomba Mehmet Çavuş 'un elinde patlayarak sağ elinin bileğinden kopmasına sebep olmuştu. Bu yiğit delikanlı vazife şuuruyla hastaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şöyle diyordu:               "Sağ kolumu kaybettim, zarar yok, sol kolum var. Onunla da pekâlâ iş görebilirim. Beni müteessir eden ve yine kıtama iltihak edip düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın henüz kapanmamış olmasıdır. "               "Hastaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz, affedeniz

Bir Kolu Ve Bir Bacağı Vardı

Bir Kolu Ve Bir Bacağı Vardı  Vietnam'da savaştıktan sonra, sonunda evine dönmekte olan bir asker hakkında bir hikaye anlatılır; Asker San Francisco'dan ailesini aradı. - "Anne baba, eve dönüyorum, ama sizden bir şey rica ediyorum. Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum." - "Memnuniyetle, onunla tanışmak isteriz" diye cevapladılar. Oğulları,  "Bilmeniz gereken birşey var" diye devam etti. -"Arkadaşım savaşta ağır yaralandı. Bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti. Gidecek hiçbir yeri yok, ve onun gelip bizimle kalmasını istiyorum." "Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki onun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz." - "Hayır, anne, baba, onun bizimle yaşamasını istiyorum. - "Oğlum" dedi babası, bizden ne istediğini bilmiyorsun. Onun gibi özürlü biri bize korkunç bir yük olur. Bizim kendi hayatımız var ve bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence bu arka

Kol Ve Sakal

Kol Ve Sakal 2. Selim zamanındaki İnebahtı mağlubiyeti’nin üzerimizdeki tesirini anlamak isteyen Venedik Elçisi, Sokullu’yu ziyarete gelmişti. Büyük adam derhal vaziyeti kavradı. Ve Elçi’ye söz sırası bırakmadan hitâbetti: -Siz söylemeseniz de ziyaretinizin hakiki sebebinin anlıyorum. Biz Kıbrıs’ı almakla sizin kolunuzu kopardık, siz de inebahtı’da donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı kestiniz. Kesilen sakal çabuk uzar ama, koparılan kol bi daha yerine gelmez!