Kayıtlar

kaza etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kaza ve Kader

Kaza ve Kader Kaza ve kader mevzuunda çok fikirler ileri sürülmüş ve birçok ilim adamı bu meselede beyinlerini zorlayarak —Allah korusun—, küfre kadar gitmişlerdir. Bu mevzuda ta Hazreti Ali Radiyallahü Anh zamanında görüşler ortaya atılmaya başlanmış ve mevzuya açıklık getirilmesi istenmiştir. Bir gün bir ihtiyar Halife Hazreti Ali Radiyallahü Anh’ın huzuruna çıkarak şöyle sordu: - Bizim Şam'a Sıffin Harbine yürümemiz Allah'ın kaza ve kaderiyle miydi? Bunu bize söyler misin? Hz. Ali Radiyallahü Anh şu cevabı verdi: - Nebatları, çimenleri bitiren, mahlûkata can veren Allah aşkına derim ki, hangi yere ayak bassak ve hangi yere konsak bu ancak Allah'ın kaza ve kaderiyle değil de nedir? - öyle ise bizim yorulmamız boşuna, bizim için mükâfata, ecir ve sevaba hak kazanmak yok gibi. - Ey ihtiyar, siz giderken Allah size gidişiniz için büyük ecir verdi. Dönüşte de dönüşünüz için ecir verdi. Çünkü siz bunları yaparken zorla yaptırmış buna mecbur edilmiş de

54 FARZ

54 FARZ 1. Allah Teâlâ'yı bir bilip zikir etmek, 2. Helalinden kazanıp, yemek içmek, 3. Abdest almak, 4. Beş vakit namaz kılmak, 5. Cünüplükten yıkanmak, 6. Kişinin rızkına Allah'ın kefil olduğunu inanmak, 7. Helâlden temiz elbise giymek, 8. Allah'ü Teâlâ'ya tevekkül etmek, 9. Kanaat etmek, 10. Nimetlerin mukabilinde Allah’ü Teâlâ'ya şükür etmek, 11. Allah'ü Teâlâ'dan gelen kazaya razı olmak, 12. Allah'ü Teâlâ'dan gelen belâya sabretmek, 13. Günahlardan tövbe etmek, 14. İhlasla Allah'ü Teâlâ'ya ibadet etmek, 15. Şeytanı düşman bilmek, 16. Kur'an-ı Kerim’i kesin delil kabul edip hükmüne razı olmak, 17. Ölümü hak bilmek, 18. Allah’ü Teâlâ'nın sevdiğini sevip, sevmediğinden uzak durmak, 19. Ana-babaya iyilik etmek, 20. İyiliği emretmek (Emr-i maruf), kötülükten sakındırmak (nehy-i münker), 21. Akrabayı ziyaret etmek, 22. Emanete hıyanet etmemek, 23. Gücü yetenler için hacca gitmek, 24. A

Ölüm Anındaki Ses

Resim
Ölüm Anındaki Ses Aşağıdaki yazı, Trabzon temsilcimiz Niyazi Yıldırım Bey tarafından gönderilmiştir ve ölümden dönen birçok kişi tarafından yaşanmış hâdiselerin değişik bir örneğini teşkil etmesi bakımından dikkat çekicidir. Yazısını, kendisine teşekkür ederek yayınlıyoruz. 1989 yılında geçirdiğim bir trafik kazası sonucunda koma halinde hastaneye kaldırılmıştım. Yanımda bulunan eşim vefat etmiş, beni kontrol eden doktor, kan deryası içinde kalan vücudumda bir hayat emaresi göremediğinden, bana da ölü raporu vermişti. O akşamki TRT haber bülteninde, kazada ölen kişilerin arasında benim de ismim bulunuyordu. Daha sonraları ölmediğim anlaşılmış ve üç gün devam eden koma halinden sonra kendime gelmiştim. Fakat duyma ve düşünme duygularımın dışındaki bütün fonksiyonlarımı kaybettiğimi hissediyordum. Ölmekten çok Cenâb-ı Hakk’a hesap verememekten korkuyor ve boğazım sıkılmış gibi sık sık nefes alıyordum. Ruhumu teslim etmekte olduğumu zannederken, nereden geldiğini anlayamadığı