Kaza ve Kader
Kaza ve Kader Kaza ve kader mevzuunda çok fikirler ileri sürülmüş ve birçok ilim adamı bu meselede beyinlerini zorlayarak —Allah korusun—, küfre kadar gitmişlerdir. Bu mevzuda ta Hazreti Ali Radiyallahü Anh zamanında görüşler ortaya atılmaya başlanmış ve mevzuya açıklık getirilmesi istenmiştir. Bir gün bir ihtiyar Halife Hazreti Ali Radiyallahü Anh’ın huzuruna çıkarak şöyle sordu: - Bizim Şam'a Sıffin Harbine yürümemiz Allah'ın kaza ve kaderiyle miydi? Bunu bize söyler misin? Hz. Ali Radiyallahü Anh şu cevabı verdi: - Nebatları, çimenleri bitiren, mahlûkata can veren Allah aşkına derim ki, hangi yere ayak bassak ve hangi yere konsak bu ancak Allah'ın kaza ve kaderiyle değil de nedir? - öyle ise bizim yorulmamız boşuna, bizim için mükâfata, ecir ve sevaba hak kazanmak yok gibi. - Ey ihtiyar, siz giderken Allah size gidişiniz için büyük ecir verdi. Dönüşte de dönüşünüz için ecir verdi. Çünkü siz bunları yaparken zorla yaptırmış buna mecbur edilmiş de...