Kayıtlar

hatta etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dünyanın En Zor Şeyi, Önyargıyı Kırmak…

Dünyanın En Zor Şeyi, Önyargıyı Kırmak… Değerli dostlar önyargı öyle bir şeydir ki akları kara karaları ak gösterir. Bir kişi hakkında önyargı oluştu mu artık onu kırmak çok zordur. Hatta imkânsızdır. En büyük hatamız araştırmadan, soruşturmadan damgayı basarız. Bundan hayır çıkmaz… Ya da bunun gibisi yoktur… Gerekli araştırma yapılmadan her ikisi de yanlıştır. Önce iyi olan sonra kötü veya önce kötü olan; sonra iyi olabilir. Ünlü bilim adamı Einstein der ki: “Ne kadar hazin bir çağda yaşıyoruz! Bir önyargıyı ortadan kaldırmak, atomu parçalamaktan daha zor…” Ön yargılı olduğumuz kişi hakkında verdiğimiz kararlarda her zaman yanılabiliriz. Çünkü o kişi hakkında bazı duyumlar edinmişizdir. Acaba o kişinin o zaman içinde bulunduğu şartlar nasıldı? Değişmiş olamaz mı? Bal gibi olabilir. Yaptığı şeylere canı gönülden pişmanlık duymuş olabilir. Ama biz bunları düşünemeyiz. Çünkü önyargı bütün benliğimizi kaplamıştır. Sanki biz hata yapmıyor muyuz? Bazen iyilik bazen de kötülük yapa

GERÇEK TEDBİR BUDUR

Gerçek Tedbir Budur Hepimiz çocuklarımızdan şikâyet ederiz. Hatta böyle giderse herkes şikâyetçi görünüyor. Fakat hiçbirimiz kendi hatalarına bakmaz . “Zamane çocuğu” der geçer. “Zamane çocuğu” ne demekse öyle garip bir ucubedir ki, yapılan gayri meşru işleri bile meşrulaştırmaktadır. Hacı hoca bile çocuğunun işlediği haramlar karşısında “Ne yapalım zamane çocuğu”  deyip işin içinden sıyrılmaktadır. Acaba geçmiş zamanla şimdiki zaman arasında ne fark vardır? Eskiden dünya kendi etrafında ve güneş etrafında kaç saatte dönüyordu, şimdi kaç saatte dönüyor? Bakıyoruz hiçbir fark yok. Yüce Rabbimiz öyle güzel ayarlamış ki, ona bizim aklımız ermez. On milyar yıl öncesi de aynı, şimdi de aynı. O zaman fark nerde? Fark bizde, fark bizim yaşayışımızda, güzel İslâmiyet’i kendi nefsimizin sapık ideallerine uydurmak isteyişimizde. Çocuğumuz daha anne karnına düşmeden önce ve sonra yaptığımız tüm olumlu ve olumsuz davranışlar doğacak çocuğun huy ve karakterine yansımaktadır. Bugünkü bilim

ALIN TERİ

Alın Teri          Hiç kıymeti bilinmeyen en kıymetli şey alınteridir. Altından, elmastan, tüm maddi varlıklardan daha değerlidir. Fakat hiç kıymeti bilinmez. Hatta istemeyerek alınteri dökenler ya çok kızarlar ya çok üzülürler.          Bir de pırlanta insanlar vardır ki onlar da döktükleri alınteri ile mutlu olurlar. Ellerine Karun’un hazinelerini tutuştursan hiç düşünmeden reddederler.          Kendimizi ve çoluk çocuğumuzu helâl kazançla beslemek, dinimizde cihaddır. Nafile ibadet etmekten daha üstündür.          Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ashabı ile oturuyordu. Sabah erkenden bir genç, hızlı hızlı yanlarından geçti ve dükkânına gitti. Sahabe-i kiram: ‘Yazık, keşke bu erken vakitte din işine baksaydı!’ deyince, Rasûlullah (s.a.v.): “Öyle söylemeyiniz. Eğer başkalarına muhtaç olmamak için gidiyorsa, Allah (c.c.) yolundadır. Övünmek için, desinler için ve zengin olmak için gidiyorsa, şeytanın yolundadır. İnsanlara muhtaç olmayıp, dünyalığını helalden kazanan veya k

Zamane Çocuğu

Zamane Çocuğu Küçük Afacan elinde bir kutu şekerle parka gitmiş, bir banka oturmuş, etrafa bakınırken şekerleri ard arda ağzına atıyormuş. Yanındaki banka oturan yaşlı adam çocuğa bakmış bakmış ve... “Evladım, şeker güzeldir ama çok yemek zararlıdır... Hem dişlerin çürür, hem yüzünde sivilce çıkar, hem de şişmanlarsın...” Çocuk bunun üzerine adama dönmüş: “Benim dedem 107 yaşına kadar yaşadı...” Adam: “Yaa…!” Demiş…   “Yani deden de mi çok şeker yerdi?” “Hayır, her şeye burnunu sokmazdı!”