Kayıtlar

şehid etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hz. Osman Radiyallahü Anh’ın Şehid Edilişi

Resim
Hz. Osman Radiyallahü Anh’ın Şehid Edilişi   Hz. Osman Radiyallahü Anh Kur’an-ı Kerim okuyordu. Bir ara susuzluğun ve yorgunluğun verdiği tesirle uzaklara daldı... Diz üstü oturmuş Kur’an-ı Kerim okurken, birden başı öne eğildi uykuya dalmıştı birden bire. Uykudayken, rüyasında önünde koridorlar açılıyordu. O’nu tutup götürüyorlardı… “Buradan!” “Buradan!” diyorlardı... Sonra o koridorlardan geçti, orada bir ışık kümesi gördü orada birileri oturuyordu. Yaklaşınca birden ne görsün. Allah Teâlâ Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem oradaydı. Bir yanında Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh öteki yanında Hz. Ömer Radiyallahü Anh vardı. Allah Teâlâ'nın Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem ile karşı karşıya kalmıştı, Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem bakıyor gülümsüyordu: “- Osman geldin mi?” “- Geldim ya Rasûlallah!” “- Seni susuz mu bıraktılar?” “- Beni susuz bıraktılar, Ya Rasûlallah” “- Seni hapis mi ettiler?” “- Beni hapis ettiler!” “- Seni mescide indi...

Yaralanmakla Bir Şey Olmaz! Git, Şehid Ol!

Resim
Yaralanmakla Bir Şey Olmaz! Git, Şehid Ol!   Halit Paşa (Halit Karsıalan) savaştan yaralı olarak eve döner. Halit Paşa'nın Anası sorar: “- Oğul savaş bitti mi ki sen eve döndün?” “- Yok, ana! Yaralandım istirahat verdi tabipler izine geldim!” “- Yaralanmakla bir şey olmaz! Git, şehid ol!!!” Halit Paşa: Şu kahramanlık ibretlik solu sözleri söylemiştir. “- Vatan bizimdir, kaçan haindir, düşmana sırtını döneni vururum! Ben dönersem, siz de beni vurun!” Diye emir verebilen, düşman üstüne Fetih Sûresi’ni ezberden okuyarak gidebilen, unutturulan bir kahramandır O! Halit Paşa (Halit Karsıalan) Kimdir? 1883 yılında İstanbul’da doğdu. Harbiye’yi bitirdi (1903) ve Yemen’e gitti (1908). Bundan sonraki bütün hayatı cephelerde geçmiştir. Mondros’tan sonra Kazım (Karabekir) Paşa ile 15. Kolordu komutanlığına gelerek İslam Tümeni’nden kalan kuvvetlerin bir savunma çekirdeği haline getirilmesini sağladı. Kurtuluş Savaşı’nda Kocaeli Grubu’na komuta etti ve...

Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın Şehid Edilmesi Nasıl Olmuştur?

Hz. Ali Radiyallahü Anh’ ın Şehid Edilmesi Nasıl Olmuştur?     Soru Detayı - Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın şehid edileceği günün sabahında, namaza biraz daha ağır ve zor bir şekilde mi kalktı? - Tarihi kaynaklardan bakabilir misiniz? Cevap Değerli kardeşimiz, Çeşitli rivayetlerde, Hz. Ali Radiyallahü Anh’in kendisini öldürecek katilini çok iyi bildiğini, hatta kendisine: “Neden onu öldür müyorsun?” diyenlere; “Ben nasıl beni öldürecek olan birini öldürebilirim?” diyerek cevap verdiğini kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bu hususu “Eğer gaip perdesi açılsa, benim imanım daha fazla artmaz.” (Aliyyü’l-Kârî, el-Esrârü’l-Merfûa, s. 193) diyen Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın imanını baz alarak değerlendirmek gerekir. Böyle bir imanın şuur mertebesi, her şeyi Allah’tan bilir, zalimlerin zulmü içerisinde kaderin de güzel hükmünü görür ve teslimiyetle, rıza ile karşılar. Bir terhis tezkeresi olarak telakki edenler için ölüm, bir korku ve endişe kaynağı olamaz. Cennetle müjd...

Şehid Ömer Hattab'ın Oğluna Yazdığı Mektup

Resim
Şehid Ömer Hattab'ın Oğluna Yazdığı Mektup   Çeçenistan'daki Rus işgaline karşı verilen mücadelede şehit düşen komutan Hattab'ın oğluna yazdığı mektup yine gündem oldu. ''Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla Salih, kutsal bir mücadele olan Çeçenistan'dan, benim sana olan tavsiyem budur. İslam tarihi sayfalarında sadece Allah yolunda verdikleri sözleri tutanlar şerefle kayıt edilmiştir. Onlar ise sözlerinde durarak söyledikleri gibi, savaşın olduğu yere gidenlerdir. İnan bana oğlum, para inananları inançlarından alıkoydu. İnananlar batılılaştılar ve onların maaşlara tapıyorlar. Ancak, Allah'ın verdiği daha hayırlıdır. Ve bu yanlış davranıştan dolayı insanlar sanki hayvanlaşmışlar. Yani, onlar sabah kahvaltıya kalkarlar, sonra işe giderler, sonra öğlen yemeğe giderler, sonra eve giderler ve sonunda yatarlar. Ve onların hayatlarında başka bir amaç ve hedef yoktur. İnan bana Salih, onların amacı kendilerini zenginleştirmek v...
Alparslan’ın Şehid Edilişi 1072 yılında Mâverâünnehr’e sefere çıkan Alparslan’ın huzuruna hain bir kale komutanını getirdiler. Alparslan dört kazık çakılarak komutanın el ve ayaklarının bunlara bağlanmasını emretti, bunun üzerine komutan: “Ey korkak! Benim gibi bir adam böyle öldürülür mü?” diye cevap verdi. Bu sözlere çok sinirlenen Alparslan eline ok ve yay alarak muhafızlara komutanın serbest bırakılmasını emrini verdi. Ancak o güne kadar hedefini hiç şaşırmayan Alparslan’ın attığı ok komutana isabet etmedi. Komutan hemen Alparslan’ın üzerine saldırdı. Tahtında oturan Alparslan komutanın kendisine doğru geldiğini görünce ayağa kalkıp tahtından inmek istedi, ancak bu sırada ayağı sürçerek yere düştü. Bunun üzerine üzerine çullanan komutan, yanında bulunan bıçağını Alparslan’a saplayarak onu yaraladı. Alparslan bu olaydan sonra şöyle dedi: “Her nereye yönelsem ve hangi düşman üzerine yürümek istesem daima Allah’tan yardım dilerim. Dün bir tepeye çıktım, ordunun azametinden v...

Harp Etmeden Şehid Olan Kadın

Harp Etmeden Şehid Olan Kadın İlk müslümanlardan ümmü Varaka isimli kadın, her harpte Resûl-ü Ekrem Efendimizin huzuruna çıkar: — Ben de harbe iştirak etmek isterim. Hiç olmazsa yaralıların yaralarını sararım, derdi. Fakat Server-i Kâinat Efendimiz O'na: — Sen evinde otur! Evde de sana şehîdlik nasip olur, buyurarak harbe iştirakine müsaade etmezlerdi. Hatta Ummü Varaka'yı kasd ederek: — Şehide hanımı ziyaret edelim, der o yaşlı sahabeyi evinde sık sık ziyaret ederlerdi. Ümmü Varaka da evinde daima: — Ya Rabbi! Bana şehitlik mertebesi nasip eyle! Diye dua ederdi. Yine bir harbe çıkılmıştı, Ümmü Varaka yine gelip harbe iştirak etmek istediğini bildirdi. Peygamber Efendimiz de ona yine: — Sen evinde kal! Ev halkına imamlık et, onlara namaz kılmasını öğret... Namaz kıldır, buyurdu. Bir de müezzin tayin etti. Her gün Ümmü Varakâ'nın evinde ezan okunur, cemaatla namaz kılınırdı. Ümmü Varaka'nın bir cariyesi, bir de kölesi vardı, öldüğü zaman...

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Esmaül Hüsna   دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى   Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyuruyor: Allah’ü Teâlâ’nın doksan dokuz ismi vardır; kim bunları sayarsa (tek tek okursa) cennete girer. (Tirmizî-Hâkim-Beyhakî) Diğer bir hadîs-i şerifte de, “Kim bunları ezberlerse” rivayeti vardır. (İbni Mâce) Yüce Allah buyuruyor: Esmâü’l-Hüsnâ (en güzel isimler) Allah’ındır. O halde O’na, onlarla dua edin. (A’râf, 180) Allah’a Celle Celâlüh ancak Esmâü’l-Hüsnâ’dan biri ile dua yapılır ve ancak Esmâü’l-Hüsnâ’dan biri ile zikir edilir. Örneğin, tanrım tanrım diye dua edilemez ve tanrı tanrı diye zikir edilemez. Esmâü’l-Hüsnâ’dan olan  “Yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm”  hem dua hem de zikirdir. Çünkü Kur’an’da Rahmân Sûresinin iki âyetinde geçmektedir. Yüce Allah buyuruyor: Yer üzerinde bulunan her canlı fânidir (geçicidir). Ancak celâl ve ikram sahibi olan Rabbinin zâtı bâkidir (ebedîdir). (Rahmân, 26-27) Yüce Allah buyuruyor: Celâl ve ikram sahibi olan Ra...