Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın Şehid Edilmesi Nasıl Olmuştur?
Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın Şehid Edilmesi Nasıl Olmuştur?
Soru Detayı
- Hz. Ali Radiyallahü
Anh’ın şehid edileceği günün sabahında, namaza biraz daha ağır ve zor bir
şekilde mi kalktı?
- Tarihi kaynaklardan
bakabilir misiniz?
Cevap
Değerli
kardeşimiz,
Çeşitli rivayetlerde,
Hz. Ali Radiyallahü Anh’in kendisini öldürecek katilini çok iyi bildiğini,
hatta kendisine: “Neden onu öldür müyorsun?” diyenlere; “Ben nasıl beni
öldürecek olan birini öldürebilirim?” diyerek cevap verdiğini kaynaklardan
öğrenmekteyiz.
Bu hususu
“Eğer gaip
perdesi açılsa, benim imanım daha fazla artmaz.” (Aliyyü’l-Kârî,
el-Esrârü’l-Merfûa, s. 193)
diyen Hz.
Ali Radiyallahü Anh’ın imanını baz alarak değerlendirmek gerekir. Böyle bir
imanın şuur mertebesi, her şeyi Allah’tan bilir, zalimlerin zulmü içerisinde
kaderin de güzel hükmünü görür ve teslimiyetle, rıza ile karşılar. Bir terhis
tezkeresi olarak telakki edenler için ölüm, bir korku ve endişe kaynağı olamaz.
Cennetle
müjdelenmiş Hz. Ali Radiyallahü Anh’in haksız yere öldürüleceğini bilmesi, bu
müjdeyi pekiştiren diğer bir gerçeğin sinyali olarak algılanmıştır.
İman, İslam,
ihsan, tevekkül ve teslimiyetin ucunda, tedbirini aldıktan sonra kadere rıza
vardır. Allah’tan gelen her şeyi hoş karşılama vardır.
Hz. Osman Radiyallahü
Anh zamanında çıkan fitne ateşi Dört büyük halifenin sonuncusu olan Hz. Ali Radiyallahü
Anh zamanında da devam etti. Bunun için beş sene süren hilafeti zamannıda sükun
ve huzur bulamadı.
Zamanındaki
fitne ocağı olan Haricilerle savaşmış ve hepsini de perişan etmişti. Bunlardan,
kin ve intikam ateşiyle dolu olanlar, zaman zaman bir araya gelerek, nasıl
intikam alacaklarını planlıyorlardı. Sonunda; Hz. Ali, Hz. Muaviye ve Hz. Amr
bin Âs’ı öldürmeğe karar verdileri. Hz. Ali’yi, Abdurrahman bin Mülcem
öldürecekti.
İbnü Mülcem,
Hz. Ali Radiyallahü Anh’i kollamağa başladı. Bir gün sabah namazından önce
Halifenin geçeceği yola pusuya yattı. Hz. Ali’nin geldiğini görünce İbni Mülcem
âniden arkadan üzerine atılarak zehirli kılıcını indirdi.
Hz. Ali Radiyallahü
Anh ağır yaralıydı. Durmadan kan kaybediyordu. O vaziyette iken bile
yanındakilere dönerek, camie gidip sabah namazını kılmalarını, vakti
geçirmemelerini söyledi. Namazı kıldırmak için de yerine vekil tayin etti.
Oğlu Hz.
Hasan Radiyallahü Anh’ı yanına çağırarak şöyle buyurdu:
“Bunun
yemeğini yedirip istirahatini de temin edin. Eğer yaşayacak olursam ya
affederim veya cezasını veririm. Eğer ölürsem, cezasını verin, fakat aslâ haddi
tecavüz ederek Müslümanların kanlarına girmeyiniz. Zira Allah haddi tecavüz
edenleri sevmez.”
Kendisine,
“Yâ Emire’l mü’minin, şayet size bir hâl olursa oğlun Hasan’ı halife saçelim
mi?” diye sordular. “Ben bu hususta sizlere ne emrederim ve ne de nehyederim.
Siz işinizi daha iyi bilirsiniz. Resûl-i Ekrem’in bu meseleyi bıraktığı gibi
ben de bırakacağım.” buyurdu. [Belâzûrî, Kitâbu Cumel min Ensâbi’l-Esrâf, (thk.
Süheyl Zekkâr-Riyâd Ziriklî) 3/262; İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihaye, VIII, 16]
Durumu
gittikçe ağırlaşyordu. Devamlı olarak kelime-i tevhid ile âyet-i kerimeler
okuyordu. Bir ara yanına oğulları Hz. Hasan Radiyallahü Anh ile Hz. Hüseyin Radiyallahü
Anh’i çağırdı. Onlara şu şekilde nasihatta bulundu:
“Evlâtlarım!
Sizlere Allah’a karşı müttaki olmanızı vasiyet ederim. Daimâ doğru söyleyin ve
yetimlere acıyın. Âhiret için iyi ameller işleyerek sıkıntıya düşenlerin
imdâdına koşun. Zâlimin hasmı olup mazluma daimâ yardım edin. Allah'ın kitabı
ile amel edin ve Allah yolunda olmaktan sizi hiçbir şey alakoymasın.” (bk.
Belâzûrî, a.y.)
Bu
nasihatlerden sonra Hz. Ali Radiyallahü Anh âyet-i kerimeler okumağa başladı.
Vefatında, son sözü “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah.” oldu.
Selam ve dua
ile...
Sorularla
İslamiyet
Yorumlar
Yorum Gönder