Kayıtlar

Ağustos 12, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Soğan Hırsızı

Resim
Soğan Hırsızı Bir haftada eve alınan üçüncü soğan poşetinin kaybolduğunu gören karı koca, yenisini alıp mutfağa koyup ve bir yere saklanıp beklemeye başlarlar. Dakikalar sonra şaşkın bakışları arasında küçük kızları Seher gelir mutfağa. Soğan poşetini kaptığı gibi koşup evden çıkar ve en yakın çöp tenekesine atar... Baba ise çocuğu kulağından tuttuğu gibi her zamanki alışıla gelmiş sinirli haliyle eve getirir ve neden sürekli soğanları mutfaktan alıp çöpe attığını sorar. Çocuk korkup annesine sarılır. Ne dese, ne kadar kızsa da çocuktan bir cevap alamaz baba. En sonunda ertesi gün akşama kadar, sorduğu sorunun cevabını vermezse bir yıl boyunca sokakta arkadaşlarıyla oynamasına izin vermeyeceğini ve ceza alacağını söyler... Çocuk ertesi gün sokağa çıkacakken bir not yazar ve babasının göreceği bir yere bırakır. Babası kâğıdı görür kısa zaman sonra. Tüylerini diken diken eden ve küçük bir çocuktan beklenmeyen o cümlelerde şöyle yazmaktadır.. "- Annemi kavga ettiğin

Sanırım Dünyanın Sonu, Her Şeyin Bir Şaka Olduğunu Sananların Yükselen Alkışları Arasında Gelecek…

Resim
Sanırım Dünyanın Sonu, Her Şeyin Bir Şaka Olduğunu Sananların Yükselen Alkışları Arasında Gelecek…   Tiyatronun kulisinde bir gün yangın çıkmış. Palyaço haber vermek için sahneye gelmiş. Herkes bunun bir şaka olduğunu sanıp alkışlamaya başlamış… Palyaço uyarmaya devam ettikçe alkışlar daha da hızlanmış… Kierkagaard "Meseller" kitabında şöyle diyordu; Sanırım dünyanın sonu, her şeyin bir şaka olduğunu sananların yükselen alkışları arasında gelecek. Fransız tiyatro yazarı ve oyuncusu Moliere son yazdığı; "Hastalık Hastası" oyununu oynarken sahnede kan kusmaya başlar, yere yığılır. Herkes bunu oyunun bir parçası zannederek ayakta alkışlamaya başlar. Moliere ölüme alkışlar içinde gider. Aynı gece saat 10'da veremden ölür. Savaşlar, açlıklar, ölümler, katledilen hayvanlar... Yanan bir dünya, kan kusan bir doğa... Sadece seyreden biz insanlar.   İnsanoğlu bir “Ben” uğrunas; bir “EGO” uğruna insanları, hayvanları öldürüyor, ağaçları yakı

Kurabiye Hırsızı

Resim
  Kurabiye Hırsızı   Bir kadın havaalanında bekliyordu. Uçağının kalkmasına epeyce zaman vardı. Havaalanındaki kitapçıdan bir kitap ve bir paket kurabiye alıp, kendisine oturacak bir yer buldu. Kendisini kitabına öyle kaptırmıştı ki, bir ara yanında oturan adamın oldukça cüretkâr şekilde aralarındaki paketten birer birer kurabiye aldığını gördü ama görmezlikten geldi. Bir yandan kitabını okurken, bir yandan da saatine bakıyordu. ‘Kurabiye hırsızı’ bu arada kurabiyeleri yavaş yavaş tüketiyordu. Kadının kulağı saatin tik taklarındaydı ama bunlar sinirlenmesini engelleyemiyordu. Kendi kendine düşünüyordu: “- Kibar bir insan olmasam şu adamın gözlerini morartırdım!”. Ama kurabiyeye her uzandığında adam da elini uzatıyordu. Sonunda pakette tek kurabiye kalınca kendi kendine: “- Bakalım şimdi ne yapacak?” dedi. Adam yüzünde asabi bir gülümsemeyle son kurabiyeye uzandı, kurabiyeyi ikiye böldü. Yarısını ağzına atarken, diğer yarısını kadına Verdi. Kadın, kurabiyeyi adamın

Ebû Bekir Verrak Hazretleri Şöyle Anlatır…

  Ebû Bekir Verrak Hazretleri Şöyle Anlatır…   “- Sabahları kalkınca insanlara bakarım: Kimin helâl kimin harâm yediğini anlarım...” Dinleyenler sordular: “- Bunu nasıl anlıyorsun?” Buyurdu ki: “- Herkim sabahleyin kalkar kalkmaz dilini boş laf, gıybet ve sövüp saymakla meşgûl ediyorsa; bilirim ki bu hâl yediği (harâm) gıdadan kaynaklanmaktadır. Herkim de sabahleyin kalktığında dilini allahû teâlâ’nın zikri, kelime-i tevhîd ve istiğfârla meşgûl ediyorsa, onun aldığı gıda da helâl yoldandır...”

İlim ve Takva

  İlim ve Takva   İlim takva ile müşterek olarak, Kulu Rabbine Cenab-ı Hakk'a yaklaştırmalı, marifete götürmeli... İlim her kaidesinde, dünyevi ilmin her tezahüründe, kul Allah'ın azametini, kudretini hatırlamalı... Bir çekirdekten nasıl koca bir ağaç çıkıyor, miktarları artarak meyve veriyor. O çekirdeğe bütün bu oluş sırrının plan ve programı nasıl sığıyor! Bir yumurtadan nasıl canlı bir kuş çıkıyor! Ya insan! Bir zerreden nasıl teşekkül ediyor! Hangi kudret bütün uzuvları o zerrenin içinde mahfuz tutuyor! Tefekkür, bir iman anahtarı... İlim de tefekkürün bir malzemesi olmalı... Böyle bir ilmin manevi semeresi, Allah'ı Tazim ve maddi semeresi de insana, mahlûkata şefkat - merhamet olmalı! Osman Nuri Topbaş   Sır ve Hikmet İncileri   Bilgi gelmiş tevâzu gitmişse, tekniği ilerlemiş imânı yaya kalmışsa, vâsıtası çoğalmış gâyesi kaybolmuşsa cemiyetin bu muvâzenesi bozulmuş adamdan faydadan çok zarar beklemesi zarûrîdir. Sâmiha Ayverdi   Mil