Kurabiye Hırsızı
Kurabiye Hırsızı
Bir kadın havaalanında bekliyordu. Uçağının
kalkmasına epeyce zaman vardı. Havaalanındaki kitapçıdan bir kitap ve bir paket
kurabiye alıp, kendisine oturacak bir yer buldu.
Kendisini kitabına öyle kaptırmıştı ki, bir ara
yanında oturan adamın oldukça cüretkâr şekilde aralarındaki paketten birer
birer kurabiye aldığını gördü ama görmezlikten geldi. Bir yandan kitabını
okurken, bir yandan da saatine bakıyordu.
‘Kurabiye hırsızı’ bu arada
kurabiyeleri yavaş yavaş tüketiyordu.
Kadının
kulağı saatin tik taklarındaydı ama bunlar sinirlenmesini engelleyemiyordu.
Kendi kendine düşünüyordu:
“- Kibar bir insan olmasam şu adamın
gözlerini morartırdım!”.
Ama kurabiyeye her uzandığında adam da elini
uzatıyordu.
Sonunda pakette tek kurabiye kalınca kendi kendine:
“- Bakalım şimdi ne yapacak?” dedi.
Adam yüzünde asabi bir gülümsemeyle son kurabiyeye
uzandı, kurabiyeyi ikiye böldü. Yarısını ağzına atarken, diğer yarısını kadına
Verdi. Kadın, kurabiyeyi adamın elinden ‘kapar gibi’ aldı.
“- Aman tanrım, ne cüretkâr ve kaba bir
adam! Teşekkür bile etmiyor!” dedi içinden.
Hayatında bu kadar sinirlendiğini hatırlamıyordu.
Uçağı anons edilince derin bir nefes aldı.
Eşyalarını topladı ve çıkış kapısına yöneldi.
‘Kurabiye hırsızı’na bakmadı bile.
Uçağına bindi ve rahat koltuğuna oturdu. Sonra bitirmek üzere olduğu kitabını
almak üzere elini çantasına uzattı.
Gözleri şaşkınlık içinde açıldı. Bir paket kurabiye
çantasında duruyordu.
Çaresizlik içinde inledi…
“Bunlar benim kurabiyelerimse, ötekiler de onundu ve
kurabiyelerini benimle paylaştı.”
Özür dilemek için çok geç kaldığını anladı
üzüntüyle. Kaba ve cüretkâr olan ‘kurabiye hırsızı’ kendisiydi.
Yazar: Valerie Cox
Yorumlar
Yorum Gönder