Kayıtlar

Ağlatan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Şehit Ömer Halisdemir'in Ağlatan Bir Hatırası

Resim
            “Liseden ağabeyim servisle geliyordu. Bir sabah, bir de akşam servis vardı kasabamızda. Belli bir şey vardı her gün servise para veriyorlardı. Ben okuldan çıktım. 3-4 civarında falan eve geldim. Evde bir şey yiyeceğim, sadece yufka ekmek bir de kuru soğan var. Yani kuru soğan, soğan çuvalla çok. Sofrayı düzenledim, ekmeği koydum. Soğana vurdum yiyorum o ara ağabeyim geldi. Şöyle baktı 'Ne yapıyorsun?' dedi. 'Yemek yiyorum gel sen de ye' dedim. Bana cebinden çok da büyük bir meblağ değildi. Para verdi. 'Git şu parayla bir şeyler al' dedi. Beraber yiyelim diye gittim, bakkaldan bir şeyler aldım. O gün bana verdiği para ertesi gün ki yol parasıymış ağabeyimin. Ertesi gün bekliyorum ağabeyim gelmiyor. Bekliyorum gelmiyor. Çok zaman geçti. Merak ettim, aynı dönem komşumuzun oğlu vardı. Ona sordum 'Ağabey, ağabeyim gelmedi bir sıkıntı mı var?' dedim. 'Yok o servise binmedi bizden ayrıldı' dedi. 40 km'lik yolu yürüyerek g

Bir Annenin Evladı İçin Katlandığı Fedakârlıkları, Karşılığında Oğlundan Gördüğü Vefasızlığı Anlatan Ağlatan Hikâye

Resim
  Bir Annenin Evladı İçin Katlandığı Fedakârlıkları, Karşılığında Oğlundan Gördüğü Vefasızlığı Anlatan Ağlatan Hikâye     Ertesi gün ameliyat olacağı için gündüzden bütün evi dipten bucaktan temizlemiş, pırıl pırıl yapıp duşunu almış ve biraz uyumak için yatağına uzanmıştı. Annesi: “- Bir kadının evi her zaman temiz olmalı temizlik diriye de ölüye de lazım!” derdi. Annesi aklına gelince dudaklarına acı bir tebessüm gelip yerleşti ve içinden: “- Haklısın canım annem bak ben de evimi temizledim. Ölürsem herkes evimi temiz görecek, yaşarsam da kendim evime gelip tertemiz oturacağım!” diye düşündü. Son zamanlarda hiç iyi değildi yemek yiyemiyor, hızla kilo kaybediyordu. Gittiği doktorlar, karaciğer kanserisin mecburen ameliyat olman lazım demişlerdi. İlk önce kabul etmemiş gittiği yere kadar demiş ama ağrıları dayanılmaz olunca mecburen kabul etmişti. Oğluna üzülmesin diye kanser olduğunu söylememişti. Fidan elli iki yaşında adı gibi fidan bir kadındı. Babası başlık par

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’i Ağlatan Olay!

  Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’i Ağlatan Olay!   Bir gün bir sahabe, bir cuma günü cuma namazına yetişmek için mescide doğru koşmaya başlar… Mescide varan sahabe abdest almak için çeşmeye yaklaşır ayakkabısını çıkarırken birde bakar ki hiç farkına varmadan bir karıncayı ezdiğini fark eder.   Bu mübarek sahabe; farkına varmadan bir karıncayı ezdiği için:   “– Ben bunun hesabını yarın mahşerde nasıl vereceğim?” diye hüngür hüngür ağlamaya başlar... Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in huzuruna gelir, “– Ey Allah’ın Resulu; cuma namazına yetişmek için mescid’e doğru koşmaya başladım hiç farkına varmadan bir karıncayı ezerek öldürdüm. Bunun hesabı ağır mı?” diye ağlayarak sorar. Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem; “– Ey ashabım sen şimdiye kadar bundan daha ağır bir suç işledin mi?” “–   Ya Rasulallah! Ben kızını diri diri gömenlerdenim!” der. Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem sahabeye sorar: “– Nasıl yaptın asha

Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ı Ağlatan Günâhkâr Gencin Hâli (2)

Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ı Ağlatan Günahkâr Gencin Hali Hz. Ömer Radiyallahü Anh bir gün ağlayarak mescide girdi… Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Neden ağlıyorsun ya Ömer?” diye sorunca… “- Mescidin girişinde bir genç var, öyle içten ağlıyor ki, bende onunla ağlamaya başladım” dedi… Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem genci yanına çağırarak neden ağladığını sorar. Genç: “- Ben çok büyük bir günah işledim, o günahımdan dolayı ağlıyorum der…” Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Nasıl bir günah işledin? Allah’ü Teâlâ’ya şirk mi koştun?” der… Genç: “- Hayır ya Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem çok daha büyük bir günah! der… Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Senin günahın, Yedi kat semadan, Arş-ı Alâ’dan, yedi dağdan daha mı büyük?” der… Genç: “- Evet, daha büyük!” Der… “- Peki, senin günahın Allah Teâlâ’nın rahmetinden de mi büyük?” Deyince… Genç: “- Hayır, Allah’ü Teâlâ’nın rahmeti dah

Hz. Ömer’i Ağlatan Çocuk

Hz. Ömer’i Ağlatan Çocuk Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ın mübarek adetlerindendir ki, her zaman camiye erken giderlerdi. Bir gün bir çocuğun erkenden koşarak, acele acele camiye gittiğini gördü. Hz. Ömer Radiyallahü Anh çocuğa;   “- Yavrum ne oldu, böyle acele acele nereye koşuyorsun!” dedi. Çocuk:   “- Namaza gidiyorum efendim! Namaz vakti yaklaştı, abdestim yok. Ezan okunmadan abdest alacağım!” dedi. Hz. Ömer Radiyallahü Anh; “- Yavrum sen daha küçüksün, sana namaz farz olmamıştır!” buyurdu. Çocuk:   “- Efendim bu işin küçüğü büyüğü olur mu? Dün benden küçük bir çocuk vefat etmişti de mezarlığa götürüyorlardı.” Hz. Ömer Radiyallahü Anh çocuğun bu cevabından öyle duygulandı ki, gözyaşlarını tutamadı ve:   “- Ya Rabbi! Bu çocuk ne iyi, ne akıllı çocuk!” demekten kendini alamadı.

Hz. Cebrail Aleyhisselâm'ı Ağlatan İki Olay

Hz. Cebrail Aleyhisselâm'ı Ağlatan İki Olay Bir bayram günü Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in torunları Hz. Hasan'la Hüseyin'in Radiyallahü Anhüma elbise istediği rivayet edilir. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem yoksul… Damadı Hz. Ali ve kızı Hz. Fatıma fakir Hz. Cebrail'in bile gözünü yaşartan güzide torunların bu isteği iki tane bembeyaz kumaştan elbiseyi Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’e hediye etmesiyle neticelenir. Ama çocuklar pek memnun kalmazlar ve: "- Keşke renkli olsaydı!" diye ağlamaya başlarlar. Torunları Hasan ve Hüseyin’in elbisenin rengini beğenmemesi üzerine Peygamberimiz Hz. Cebrail'e bakar Hz. Cebrail Aleyhisselâm, Efendimiz'e: "- Su atın üzerine Efendim çocuklar hangi rengi istiyorsa o renge bürünsün!" der. Efendimiz elbiselerin üzerine biraz su serptiğinde Hz. Hasan'ın elbisesi sarıya Hz. Hüseyin'in elbisesi kırmızıya dönüşür. Hz. Cebrail Aleyhisselâm a

Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ı Ağlatan Olay!

Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ı Ağlatan Olay!   “Medine döneminde bir gün Rasullulah Sallallahü Aleyhi Vesellem’i ziyarete gittim odasına vardım. Üzerinde sade bir elbise, yerde bir hasır, kenarda bir divan ve köşede bir su kabı vardı. Ağlamaya başladım. Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem; “- Ömer niçin ağlıyorsun?” deyince ben: “- Ya Rasulullah, haline ağlıyorum. Diğer devlet başkanlarının depdebeli hayatlarına bakıyorum bir de sana; Sen devlet başkanısın, hayatını biraz iyileştirsen!” Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem; “- Ey Hattab’ın oğlu Ömer; istemez misin varsın dünya onların olsun da ahirette bizim olsun.” buyurdu.” Kaynak: İbn-İ Mace

Son Pişmanlık (Ağlatan Hikâye)

Resim
Son, Pişmanlık, Ağlatan, Hikâye, Son Pişmanlık (Ağlatan Hikâye) Bir anda uykudan kalktım. Çok ilginç bir ışık gördüm ama odanın ışığı kapalıydı. Bir baktım saat 3:30 gece fecir vakti. Peki, gördüğüm bu kadar ışık nerden Birden şaşırıp kaldım. Baktım ki elimin yarısı duvarın içinde hemen elimi çıkardım korku içinde oturup elime bakıyordum. tekrar elimi duvara doğru uzattım yine elim duvarın içine giriyordu!!!!!!!! Bir gülümseme sesi duydum. Yüzümü kardeşime doğru çevirdim, yatıyordu. Korku içinde yatağımdan kalkıp kardeşimi uyandırmaya gittim. Ama cevap vermedi. Annemin odasına doğru gittim. Babamı uyandırmaya çalıştım. Birilerinin bana cevap vermesini istiyordum. Ama kimse cevap vermiyordu. Annemi uyandırmak üzereyken, baktım ki annem uykudan uyandı. Uykudan uyandı ama benimle konuşmuyordu. Bismillahirrahmanirrahim,  diyordu ve tekrarlıyordu. Babamı uyandırdı, kalk kalk bir bakalım çocuklara dedi annem. Şimdi zamanımı bırak uyuyayım yarın ola hayır ola dedi. Baba

Baba, Annemi Taşıma Zamanı! (Ağlatan Hikâye)

Resim
Baba, Annemi Taşıma Zamanı! (Ağlatan Hikâye) Bir gece eve geç geldim. Eşim, akşam yemeği için masayı hazırlarken elini tuttum ve “Boşanmak istiyorum” dedim. Sözlerimden alınmışa benzemiyordu. Sakince nedenini sordu. Cevap vermek istemedim. Bu, onu kızdırdı. Çatal ve kaşıkları fırlatarak bana “Sen adam değilsin!” dedi. O gece hiç konuşmadık. Uyuyordu. Evliliğimizin bitmesinin ardındaki nedeni bilmek istiyordu. Bense tam olarak ne cevap vereceğimi bilemiyordum. Kalbimi Funda’ya kaptırmıştım. Artık eşimi sevmiyordum. Ona acıyordum! Derin bir vicdan azabı içerisinde, evi, arabayı ve şirket hisselerinin 30%’unu alabileceğine dair bir boşanma anlaşması hazırlattım. Görür görmez anlaşmayı yırtıp attı. On yıldır hayatıma ortak olan kadın artık bir yabancıydı. Harcadığı zaman ve verdiği emeğe acıyordum. Ama söylediklerimi geri alamazdım. Bir gün yanımda bağırarak ağladı. Aslında bu tepkiyi ilk kez boşanmak istediğimi söylediğimde bekliyordum ondan. Boşanma fikri artık daha

Tevhid Ehli Bir Çiftin, Ağlatan Evlilik Ve Aşk Hikâyesi

Tevhid Ehli Bir Çiftin, Ağlatan Evlilik Ve Aşk Hikâyesi Onu ilk gördüğümde çok küçüktü Henüz 13 yaşındaydı, parmaklıklar ardında olan babasını görmeye gelirdi. Ben 20 yaşındaydım, imtihan edilenler arasında en genç olanıydım! Benim gözüme masum bir çocuktu O. Günler geçtikçe genç kız oldu ve bir gün babası bana onunla nişanlanmayı teklif etti. Babasına sordum parmaklıklar arkasında olmama rağmen mi? evet diye cevap verdi. Annemle konuştum ve bana dedi ki neden bir yabancı? Senin kuzenin var, o hak sahibi, aileden biri, biz onu tanıyoruz o bizi artı sana ve bize bu yasadığın zor günleri unutturur. Hayır, anne dedim, ben bana bu yolda yardımcı olacak olanı istiyorum zaman istedigini yap dedi.   Gidip o kızla görüştüm ve gözlerinin içine baktım, başını önüne eğdi hayâsından. - Beni eşin olarak kabul ediyor musun? - Babam seni kabul etti, bende seni kabul ediyorum. - Bir gün yanında 10 gün hapiste olacağım? - Ben seni bunun için kabul ediyorum zaten. - Ben