Kayıtlar

Mart 25, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gel Ey Gurbet Diyârında Esîr Olup Kalan İnsân

Gel Ey Gurbet Diyârında Esîr Olup Kalan İnsân   Gel ey gurbet diyârında esîr olup kalan insân, Gel ey dünyâ harâbında yatup gâfil olan insân…   Gözün aç perdeyi kaldır duracak yer mi gör dünyâ, Katı mecnûn-dürür buna gönül verüp duran insân…   Kafesde tûtîye sükker verirler hiç karâr etmez, 'Aceb niçün karâr eder bu zindâna giren insân…   Ne müşkil hâl olur gafletde yatup hiç uyanmayup, Ölüm vaktinde Azrâil gelince uyanan insân…   Kararmış kalbin ey gâfil nasîhat neylesin sana, Hacerden katıdır kalbi öğüt kâr etmeyen insân…   Bu derdin çâresin bul sen elinde vâr iken fırsat Ne ıssı sonra âh ü zâr edüp hayfâ diyen insân…   Niyâzî bu öğüdü sen ver evvel kendi nefsine, Değil gayriye andan kim tuta her işiten insân…   Niyâzî Mısrî Kuddise Sırruh

Gülerek Günah İşleyen Ağlayarak Cehennem’e Girer -1-

Gülerek Günah İşleyen Ağlayarak Cehennem’e Girer -2-   Hz. Mûsâ ve Hızır Aleyhimesselâm birbirlerinden ayrılacakları zaman Mûsâ Aleyhisselâm: “Bana nasihatte bulun.” dedi. Hızır Aleyhisselam: “Yâ Mûsâ, inatçı olma. İşin olmayan yere gitme. Sebepsiz yere gülme. Birisi hata işlerse hatasından dolayı onu kınama. Kendi hataların için daima ağla.” buyurmuştur. Avf bin Abdullâh Radiyallahü Anh’ın rivayet ettiği hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: “Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem gülmezdi, ancak tebessüm ederdi. Bir tarafa döneceği zaman mübarek yüzünün tamamını çevirirdi.” Akıllı Müslümanın kahkaha ile gülmesi uygun olmaz. Dünyada az da olsa kahkaha ile gülen âhirette çok ağlar. Böyle olunca dünyada çok gülenin âhirette hâli nice olur? Nitekim Allâhü Teâlâ, Tevbe sûresinin, 82. âyetinde meâlen; “Az gülsünler, çok ağlasınlar…” buyurmuştur. Rebî’ bin Haysem Radiyallahü Anh bu ayeti şöyle tefsir etmiştir: “Kâfir ve münâfıklar yaptıklarından dolayı dünyada az güls

Gülerek Günah İşleyen Ağlayarak Cehennem’e Girer -2-

Gülerek Günah İşleyen Ağlayarak Cehennem’e Girer -2-   Allahü Teâlâ, insanların yaptığı işleri iki kısma ayırmıştır. Bir kısmını beğendiğini, bunları yapanlardan razı olduğunu, her iş karşılığında, bunlara nimetler vereceğini vaad etmiştir. Vaad ettiği iyiliklerin ölçü birimine, sevab denir. Allahü Teâlâ insanların yaptığı işlerden bir kısmını ise beğenmediğini, bunları yapanlardan razı olmadığını, bunların kötü işlerine kıyamette, çok acı karşılıklar vereceğini, bildirmiştir. Bu acı karşılıklara, azab denir Azabların şiddetlerini, çokluğunu bildiren ölçü birimine de, günah denir. Günah, Allahü Teâlâ’nın emirlerini yapmamak, yasak ettiklerinden sakınmamak demektir.   Emir ve yasaklar, Müslümanlar içindir. Allahü Teâlâ, imanı olmayanları, ibadet etmekle şereflendirmedi. Onlar, her istediklerini yapar, günah olmaz Bunlar, ibadet yapmadıkları, günah işledikleri için dünyada azab çekmezler. Her türlü nimete kavuşurlar İstediklerini, çalıştıklarını elde ederler. Yalnız, zalim olanla

Ey İnsan! Ölümden Sonrasını Düşündün mü?

  Ey İnsan! Ölümden Sonrasını Düşündün mü?   Öldükten yaklaşık 30 dakika içerisinde vücutta refleks diye bir şey kalmıyor. Gevşeyen kaslar dolayısıyla ağız ve göz kapakları açık kalıyor. Boşaltım sistemi tamamen gevşiyor, idrar akıntısı olmaya başlıyor. Ölümün gerçekleşmesinden 24 saat sonra vücut çürümeye başlıyor. Solunumun durması bakteriler için işaret oluyor ve çalışmaya başlıyorlar. İlk çürüyen organlar ise göz, beyin, mide ve bağırsaklar. Ceset şişman ise daha çabuk çürürken, tuzlu suda boğulanlar daha geç çürüyor. En geç çürüyen kısımlar ise kalp, mesane ve böbrek. İlk çürüyen yer olan mide ve bağırsaklarda bakteriler yoğun çalıştıkları için hızla gaz ortaya çıkıyor. Bu gaz, karın bölgesinin şişmesine sebep oluyor. Derinin üstü yanık gibi su toplarken, vücutta biriken sülfür yüzünden renk siyaha dönmeye başlıyor. Günden güne şişen karın patlıyor ve göğüs çöküyor. Bu olay “MEZAR ÜSTÜNDEN” duyulabilecek kadar sesli olabiliyor. Ortalama 4 yıl sonra insan tamame

Dinle Sözüm Sana Direm Özge Edâdır

  Dinle Sözüm Sana Direm Özge Edâdır   Dinle sözüm sana direm özge edâdır, Dervîş olana lâzım olan aşk-ı Hudâ’dır, Âşıkın nesi var ise ma'şûka fedâdır, Semâ safâ câna şifâ rûha gıdâdır…   Aşk ile gelin eyleyelim zevk u safâyı, Göklere değin ir görelim Hû ile Hâyı, Mestâne olup depredelim çeng ile nâyı, Semâ safâ câna şifâ rûha gıdâdır…   Ey sûfî bizim sohbetimiz câna safâdır, Bir cür'amızı nûşidegör derde devâdır, Hak ile ezel ettiğimiz ahde vefâdır, Semâ safâ câna şifâ rûha gıdâdır…   Aşk ile gelin tâlib-i cûyende olalım, Zevk ile safâlar sürelim zinde olalım, Hazret-i Mevlânâ’ya gelin bende olalım, Semâ safâ câna şifâ rûha gıdâdır…   Mevlânâ Celâleddin Rumi Kuddise Sirrûh