Gülerek Günah İşleyen Ağlayarak Cehennem’e Girer -2-
Gülerek Günah
İşleyen Ağlayarak Cehennem’e Girer -2-
Allahü Teâlâ, insanların yaptığı işleri iki kısma ayırmıştır.
Bir kısmını beğendiğini, bunları yapanlardan razı olduğunu, her iş
karşılığında, bunlara nimetler vereceğini vaad etmiştir. Vaad ettiği iyiliklerin
ölçü birimine, sevab denir. Allahü Teâlâ insanların yaptığı işlerden bir
kısmını ise beğenmediğini, bunları yapanlardan razı olmadığını, bunların kötü
işlerine kıyamette, çok acı karşılıklar vereceğini, bildirmiştir. Bu acı
karşılıklara, azab denir Azabların şiddetlerini, çokluğunu bildiren ölçü
birimine de, günah denir. Günah, Allahü Teâlâ’nın emirlerini yapmamak, yasak
ettiklerinden sakınmamak demektir.
Emir ve yasaklar, Müslümanlar içindir. Allahü Teâlâ, imanı
olmayanları, ibadet etmekle şereflendirmedi. Onlar, her istediklerini yapar,
günah olmaz Bunlar, ibadet yapmadıkları, günah işledikleri için dünyada azab
çekmezler. Her türlü nimete kavuşurlar İstediklerini, çalıştıklarını elde
ederler. Yalnız, zalim olanları, mahlûklara eziyet verenleri, dünyada cezalarını
çeker. Kâfirlere, yalnız bir emir verilmiş, onlardan yalnız bir şey istenmiştir.
Bu bir emir de, onların iman etmeleri, Müslüman olmalarıdır. Kâfirler, bu emri
dinlemedikleri için, biricik suç işlemiş oluyorlar. Fakat bu suç, en büyük
suçtur. Bu suçun cezası, pek büyük, çok acı ve sonsuzdur. Dünyada böyle bir
ceza olamaz. Bu sonsuz ceza, bunlara, ahirette, Cehennemde verilecektir.
Ameller, niyete göre
Günahlar, niyetsiz veya iyi niyetle işlenirse, günah olmaktan
çıkmaz. (Ameller, niyete göre iyi veya kötü olur.) Hadisi şerifi, taatlara ve
mubahlara, niyete göre sevab verileceğini bildirmektedir. Bir kimse, birinin
gönlünü almak için, başkasını incitse veya başkasının malı ile sadaka verse,
yahut haram para ile mekteb, cami yaptırsa, bunlara sevab verilmez. Zulüm,
günah, iyi niyetle işlenirse, yine günah olur. Böyle işleri yapmamak sevabdır.
Bunlar, bilerek yapılırsa, büyük günah olur. Günah olduğu bilinmeyerek
yapılırsa, Müslümanların çoğunun bildiği şeyleri bilmemek, öğrenmemek de ayrıca
günah olur.
Günah işlemek nefse tatlı gelir. Bütün bidatler, günahlar,
Allahü Teâlânın düşmanı olan nefsi besler, kuvvetlendirir. Küçük günah işlemeye
devam etmek, bunlarda ısrar etmek, büyük günah olur. Büyük günah işlemeye ısrar
etmek ise, küfre sebep olur.
Rıyadunnasıhin kitabında deniyor ki:
“Haramları, büyük günah ve küçük günah diye ikiye ayırmışlar ise
de, küçük günahlardan da, büyük günah gibi kaçınmak, hiçbir günahı küçümsememek
gerekir. Çünkü, Allahü Teâlâ, intikam alıcıdır ve ganidir. İstediğini yapmakta
hiç kimseden çekinmez. Gazabını, düşmanlığını günahlar içinde gizlemiştir.
Küçük sanılan bir günah, intikamına, gadabına sebep olabilir. Resulullah
efendimiz; (Bir zerrecik günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri
toplamından daha iyidir) buyurdu.
Peygamber efendimiz, eshabı kirama hitaben; (Eğer Cennet ve
Cehennemi görseydiniz, az güler çok ağlardınız) buyurmuşlardır.
Bir gün Peygamber efendimiz, rastgele gülenleri görünce; (Benim
bildiğimi siz bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız) ve (Kur’anı kerim, Cennet
ve Cehennemin halini bildirirken nasıl böyle gülersiniz) buyurmuşlardır.
Hamidüddin Naguri hazretlerine; Peygamber efendimiz; (Ölüm
kefarettir) buyurdu. Ölüm günahlara kefaret olunca, ahiret rüsvalığının manası
nedir? Diye sual edilince; Günah vardır, ölümle affedilir. Günah vardır,
kabirde kalmakla affedilir. Günah vardır, kabir azabı ile affolur. Günah vardır.
Cehennem ateşini görmedikçe ve Cehennem ateşi onu yakmadıkça hiçbir şeyle
affolmaz. Buradan o kadar nur götürmelidir ki, bu nur, Cehennem ateşini
söndürsün ve; “Geç ey mümin, nurun ateşimi söndürüyor!” desin, cevabını
vermiştir.
Ahmed bin Asım Antaki hazretlerine; (En büyük günah nedir?) diye
sorulduğunda; Bir günahın günah olduğunu bilmemektir, cevabını vermiştir.
Sırat Köprüsünü mü Geçtin?
Hasanı Basri hazretleri, kahkaha ile gülen bir gence; “Evladım,
Sırat köprüsünü mü geçtin veya Cennete gideceğine dair bir garantin mi var da
böyle gülüyorsun? Buyurmuştur.
İbrahim bin Edhem hazretleri de, her zaman şöyle dua ederdi:
“Ya Rabbi!
Beni günah alçaklığından, sana taat ve ibadet lezzetine ulaştır.
Netice olarak Allahü Teâlâ, bazı şeyleri, bazı şeyler için
sebep, vesile kılmıştır. İman, itaat ve ibadetler, Cennete gitmeye vesile,
sebep kılındığı gibi; inkâr, isyan ve günahlar da, Cehenneme gitmeye
sebeptirler. Hiç kimse, gülerek, sevinerek idam edilmeye gitmez, gidemez.
Gülerek, sevinerek günah işleyenin durumu da, bundan farklı değildir. Gülerek
işlediği günahlar, o kimseyi Cehenneme götürmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder