Kayıtlar

Alparslan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sultan Muhammed Alparslan’ın Şehadeti

  Sultan Muhammed Alparslan’ın  Şehadeti Malazgirt Zaferi’nden sonra Sultan Alparslan Eylül 1072'de yüz bin kişiyi aşan ordusuyla Türkistan seferine çıktı. Malazgirt'te elli bin kişiyle bir dünya gücünü yok eden Sultan, bu defa kendisinden son derece emin bir şekilde kaynaklarda, "Yeryüzünü bürüyen askerleri" diye ifade edilen ordusuyla ilerledi. Ceyhun Nehri'ni gemilerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan ve adına “tombaz” denen köprüden yirmi günde geçebildi. Bu da ordusunun miktarı hakkında fikir veriyordu. Birliklerin kuşatma altına aldıkları kalelerden biri de Ceyhun Nehri yakınlarındaki Berzem Kalesi idi. Kale komutanı Yusuf Harezmî, kaynaklarda son derece cesur olmasının yanında azgın ve merhametsiz biri olarak da anlatılmaktadır. Selçuklular’a karşı bir süre direnen komutan ele geçeceğini ve kurtuluşun olmadığını anlamıştı. Sonunda Sultan'a itaatini arz etmeye karar verdi. Ancak o gece için korkunç bir plan tasarladı. Belki son gecemiz diyerek k
Alparslan’ın Şehid Edilişi 1072 yılında Mâverâünnehr’e sefere çıkan Alparslan’ın huzuruna hain bir kale komutanını getirdiler. Alparslan dört kazık çakılarak komutanın el ve ayaklarının bunlara bağlanmasını emretti, bunun üzerine komutan: “Ey korkak! Benim gibi bir adam böyle öldürülür mü?” diye cevap verdi. Bu sözlere çok sinirlenen Alparslan eline ok ve yay alarak muhafızlara komutanın serbest bırakılmasını emrini verdi. Ancak o güne kadar hedefini hiç şaşırmayan Alparslan’ın attığı ok komutana isabet etmedi. Komutan hemen Alparslan’ın üzerine saldırdı. Tahtında oturan Alparslan komutanın kendisine doğru geldiğini görünce ayağa kalkıp tahtından inmek istedi, ancak bu sırada ayağı sürçerek yere düştü. Bunun üzerine üzerine çullanan komutan, yanında bulunan bıçağını Alparslan’a saplayarak onu yaraladı. Alparslan bu olaydan sonra şöyle dedi: “Her nereye yönelsem ve hangi düşman üzerine yürümek istesem daima Allah’tan yardım dilerim. Dün bir tepeye çıktım, ordunun azametinden v

Sultan Alparslan’ın Ölümü

Resim
Sultan Alparslan’ın Ölümü Sultan Arpaslan’ın   Türklerin tarihinde ayrı bir yeri vardır. O Anadolu’nun kapılarını Türklere açmıştır. Fakat ölümü çok talihsiz olacaktı. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey kısır olduğundan dolayı öldüğünde bir varis bırakmamıştı. Türklerde ne soyun en yaşlısının tahta çıkma kuralı ne de herhangi bir saltanat veraseti usulü vardı. Sultan Alparslan  diğer rakiplerinden daha ön plana çıkarak aşiret üyelerine üstünlüğünü kabul ettirerek tahta çıktı. Ama hasımlarının fısıltı halinde yaydığı bir söylenti peşini hiç bırakmayacaktı:  Kısır olan Tuğtul’un doymak bilmez bir erkekliği olduğu rivayet edilirken dokuz çocuk babası Alparslan’ın, cins-i latifle pek ilgilenmeyen bir adam olduğu anlatılırdı. Düşmanları ona   “ karı kılıklı  ” lakabını takmışlardı; maiyetindekiler de konuşmaların  böyle baş ağrıtıcı bir konuya doğru kaymamasına özen gösterirlerdi.  Kendisine haklı veya haksız olarak yakıştırılan bu san, saltanatının zirvesinde onun ölümüne neden ola

Dünya’yı Etkileyen Bazı Ünlü Türkler

Resim
Dünya’yı Etkileyen Bazı Ünlü Türkler Hükümdarlardan sanatçıya her türlü dallarda Türkler'in önemli insanları vardır. Belki gelecekte bu Türklere sizin adınız eklenebilir. Metehan (MÖ 234-MÖ 174) Asya Hun İmparatorluğu'nun kurucusu olan Teoman, oğlu Metehan'ın kendisi yerine Metehan'ın üvey kardeşini tahta çıkarmak istedi. Metehan da babasını, üvey annesini ve üvey kardeşini öldürerek tahta geçti ve ülkesinin altın çağını yaşattı. Türklerin ilk düzenli ordusunu kurmuştur ve onluk sistemi ilk getiren kişidir. Atilla (395-453) Germen (Alman) efsanelerinde Attila, çok büyük ve iyiliksever bir hükümdardır. Attila'nın sarayında birçok Germen hükümdarı yaşar. Nibelungen Destanı, Hun-Germen mücadelelerinden meydana gelir. Bu hikâyelerde Attila, Etzel adında büyük otoriteye sahip, barışsever ve yalnız asilere karşı kılıç kuşanan asil ruhlu bir hükümdardır. Avrupa Hun İmparatorluğu'nun başkenti olan Etzelburg adının buradan geldiği bilinmektedir.A

Sultan Alparslan'ın 10 liderlik Sırrı

Resim
Sultan Alparslan'ın 10 liderlik Sırrı 1-Önce heybetinle fethet, sonra bileğinle Selçuklu kaynaklarında Sultan Alparslan’ın fiziksel özelliklerine dair çok detaylı bilgiler olmamakla birlikte, en azından kendisiyle ilgili belirli bir fikre ulaşmamızı sağlayacak kayıtlar mevcuttur. Buna göre insaflı bir zat olan Sultan Alparslan, iyi ahlaklı ve “sevimli yaratılışlı”ydı. Yakışıklıydı. Son derece heybetli olup “zor ve korkulu zamanlarda bile” heybetini muhafaza ederdi. “Eşsiz bir cihangir”di. İri yarıydı ve kaynaklara bakılırsa haddinden fazla uzun boyluydu. “Ebu Şucâ” (yiğitliğin babası) ve Adûdüddevle (devletin pazusu, koruyucusu) gibi künye ve lakaplarında görülen ibareler, kuşkusuz Sultanın fiziksel özellikleriyle de ilgiliydi. Kendisine bağlı hükümetler ya da diğer devlet hükümdarları tarafından Sultan’a gönderilen elçiler onun heybeti karşısında korkuya kapılırlardı. Sakalları o kadar uzundu ki, hiçbir zaman hedefinden şaşmamasıyla bilinen okunu atarken kendisine mani