Kayıtlar

kan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kan Toprağa Düşünce

  Kan Toprağa Düşünce   Kıyam gününün o en yakın buluşma anında Bir kurşun ile toprağa düşsün bedenim Bir daha o yerden kalkmamacasına Önce bir damla kanım dökülsün toprağa Akacak temiz kanların habercisi olsun Ve ardından ılık bir titremeyle Bütün damarlarım boşalsın yağmur yerine Ki; Daha güzel güller yeşersin o topraktan Daha güzel güller benden Bu yola kurban   Ağıtlar yakılmasın ardımdan Bilinsin, yüreklere işlensin Yalnız Allah için yaşansın Ve ölüm Ölüm de yalnız O'nun için olsun   Ne gözyaşı avutur gönülleri Ne bir müjde güldürür bu yüzleri Kimbilir belki kanımı bekliyor Açmak için bu toprağın gülleri   Varsın zulüm bütün dünyayı sarsın Varsın sevinçler de başka bahara kalsın Madem ölüm tek bir defa gelecek O da neden Allah için olmasın   Yüreklerden yeni bir filiz çıksın Hiç yılmasın beklesin gündüzleri Birgün yine toprak kana susarsa Bekletmesin açılacak gülleri   Abdullah Taşkıran

Hz. Osman Radiyallahü Anh’ın Şehadet Kanının Düştüğü Ayet

  Hz. Osman Radiyallahü Anh’ın Şehadet Kanının Düştüğü Ayet   Hz. Osman’ın Radiyallahü Anh şehit edildiğinde kanının damladığı ayet hangisidir?   Ebû Saîd el-Hudrî Radiyallahü Anh   şöyle buyurur:   “Mısırlılar Hz. Osman Radiyallahü Anh’ın odasına girdiğinde Mushaf onun önündeydi. Göğsünün üzerine vurduklarında kan:   فَسَيَكْف۪يكَهُمُ اللّٰهُ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ   “Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.”[1] âyet-i kerîmesinin üzerine aktı. (Beyhakî, Şuab, II, 409/2226)[2]   Hz. Osman’ın Radiyallahü Anh   vefâtından bir sene sonra Amre bint-i Kays, mü’minlerin annesi Hz. Âişe Radiyallahü Anha ile birlikte Mekke-i Mükerreme’ye doğru rûhânî bir yolculuğa çıkmışlardı.   Çıkmadan evvel Medîne-i Münevvere’de Hz. Osman Radiyallahü Anh’ın   şehît edilirken okumakta olduğu Kur’ân-ı Kerîm’i gördüler. Odasında duruyordu.   Amre Radiyallahü Anh: “Hz. Osman Radiyallahü Anh’ı şehît eden adamların hiçbiri normal bir şekilde ölmedi” demiştir.

İnsanlığı Savaşlardan, Kan ve Gözyaşlarından Kurtarabilmek…

Rusya 18 Mart 2014'te Kırım’ı işgal etti; bütün dünya sessiz kaldı. O zaman ABD, AB, BM, Nato… Neredeydi? 21.02.20022 tarihinde de Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerini işgal etti. ABD, AB, BM, Nato… ne yapacak? Kınamadan öteye gidemeyecek ve sessiz kalacaklar… Zaten ABD, AB ve diğer dünya ülkelerinin ekonomik çıkardan başka düşündükleri hiçbir şey yok… Muhtemelen Rusya, ABD, AB ve diğer egemen ülkeler bu tür işgal ve savaşlara devam edecekler; savaşların biri bitip, biri başlayacak; kan gözyaşı ve acılar artarak sürüp gidecek… Bu kısır döngü hiç bitmeyecek… Dünyada kalıcı bir barış sağlanması isteniyorsa dernal Birleşmiş Milletlerin bugünkü yapısı değiştirilmelidir. 5 Güvenlik Konseyi ülkesi haksız yetkilerinden vazgeçmeli, diğer ülkelerle eşit olduklarını ilan etmeli; acil bir Birleşmiş Milletler yasası çıkarılarak “adil ve kalıcı yeni bir BM yapısı” oluşturulmalıdır. Rusya kabul etmezse günvenlik konseyinden ve BM’den derhal çıkarılmalıdır. Dünyadaki küçük büyük bütün devl

Hemen mi Öleceğim?

Hemen mi Öleceğim? Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam şansı, beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı hastalıktan mucizevî bir şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını yok eden antikorlar oluşmuştu. Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve: - 'Eğer kurtulacaksa kanımı veririm!' dedi. Kan nakli yapılırken, ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyordu. Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı, ama küçük çocuğun yüzü de giderek soluyordu... Gülümsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu: - 'Hemen mi öleceğim?' Ufaklık, doktoru yanlış anlamıştı, ablasına vücudundaki bütün kanı verip, öleceğini düşünüyordu. Buna rağmen bir an bile tereddüt etmeden kanını son damlasına kadar vermeyi kabul etmişti…

Akan kan ve gözyaşından kim sorumlu?

Akan kan ve gözyaşından kim sorumlu? M. Necati Özfatura İnsanlık özellikle de İslam Dünyası, asırların ve hatta bütün zamanların en büyük oyunu ile karşı karşıyadır. ABD Başkanı George Bush ve ailesi, Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve dünya enerji devi şirketler yeni bir dünya haritası çizdiler. Bu haritaya göre küresel bir düzenlemeye giriştiler. Bugünkü küresel güçlerin ve onların emrindeki emperyalist güçlerin stratejisini anlamak için geçmişini bilmek gerekir. Demokrasi, özgürlük, insan hakları, güvenlik ve adil paylaşım yalanlarıyla Yahudi ağırlıklı küresel sermayenin emrindeki medya ile uyutuldu ve “İslami terör” yalan ve iftirası ile Müslümanlara Haçlı Seferi ilan ederek kamufle edilmeye çalışılan bu karanlık, kirli ve zalim proje insanlığın geleceğini tehdit etmekte. Bugün geldiğimiz nokta ise “Uluslararası terör paranoyası”yla kandırılan ve korkutulan kamuoyu ve kitlelere karşı vahşi bir istila ve sömürge hareketi başladı. Terörün kaynağı ABD’dir. Ve terör istila s

Kan Aranıyor

Kan Aranıyor  Her zamanki gibi işi gereği İzmir'e gitmesi gerekiyordu. Uçağın kalkmasına daha saatler vardı. Ama yine de yola çıkmıştı. Söyle düşünüyordu: -Her zaman tam vaktinde gidiyorum. Bir kez olsun erken gidip, İzmir’i gezeyim. Birkaç saatliğine de olsa göreceğim güzel yerler olmalı mutlaka. Bunları düşünürken; o anda bindiği taksinin radyosunda bir anons yapıldı: -"Çok acele kan aranıyor" Özel bir hastanede yatmakta olan bir çocuk için kan aranıyordu. Üstelik kendi kan grubundan. Bu anonstan 10-15 dakika sonra, adı geçen hastanenin önünden geçtiler. Adam; "Acaba kan versem mi?" diye düşündü. Sonra bu fikrinden vazgeçti. Nasıl olsa bu anonsu birçok kişi duymuştu. Mutlaka bir veren olurdu. Üstelik İzmir’i gezecekti. Saatinden erken gitmesi gerekiyordu. Havaalanına gelmişti. Taksiden inip, içeride beklemeye başladı. Saatler ilerliyor, hâlâ uçağı gelmiyordu. Sonra monitörde bineceği uçağın geç geleceği yazıldı. Çok sinirlenmişti. İzmi

İnsan Bedeninde Allah’ü Teâlâ’nın Şaşılacak Sun’u

İnsan Bedeninde Allah’ü Teâlâ’nın Şaşılacak Sun’u İnsanın  kalb hâlleri nden anlattıklarımız, böyle bir kitap için kâfidir. Bundan fazlasını öğrenmek isteyenler için Acâibü’l –  Kalb kitabımız  vardır. O kitabda ve bu kitabda, bir insanın kendini tanıması tamamen anlatılamadı. Anlattıklarımız kalbin bâzı sıfatlarının izahıdır [açıklamasıdır]. Bu, insanın bir rüknüdür. Diğer rüknü de bedendir. Bedenin yaratılmasında da şaşılacak hâller çoktur. Dıştaki ve içteki her bir uzuvda; garib, duyulmamış mânâlar, faydalar vardır. İnsanın bedeninde binlerce damar, sinir ve kemik vardır. Her birinin şekli ve sıfatı başkadır. Her birinin vazifesi ayrıdır. Senin ise onlardan haberin yoktur. Senin bildiğin şu kadardır: El ve ayak, tutmak ve yürümek içindir. Dil, konuşmak içindir. Ama gözün on ayrı kısımdan yapıldığını, bunlardan biri vazifesini yapmazsa görme işi olmayacağını bilmezsin ve yine bu kısımların her birinin ne yaptıklarını ve hangi sebeple görmeye tesir ettiklerini bilemezsin. G

Ayı Deyip Geçmeyin

Resim
Ayı Deyip Geçmeyin        Veli dayı, o gün çok yorulmuştu. Ormanda çalışmış, ağaçları budamıştı. Bu orman, onun evi gibiydi. Ağaçlar da sanki çocukları… Küçük bir kulübede yaşıyordu.       Bir gün kapısı birden “Küt! Küt!” diye çalınmaya başladı. Veli dayı kalktı, kapıyı açtı. Gözlerine inanamıyordu. Çünkü kapıda iri, kahverengi bir ayı duruyordu. Ayı garip sesler çıkararak ön ayağını gösteriyordu.          Dikkat etti, Ayının uzattığı ön ayağından kanlar akıyordu. Hemen geri gitti. Feneri aldı. Kocaman bir kıymığın, ayının ön ayağına saplandığını gördü. Bir pense aldı. Sıcak su getirdi. Önce yarayı yıkadı. Sonra inleyen hayvanın ayağındaki kıymığı sert bir hareketle çekip çıkardı. Sıcak su ile tekrar yıkadı. Kocaman bir gömleği yırttı, yarayı sardı. Başını kaldırdığı zaman ayı inleyerek geri gidiyordu. Arkasından baktı:    -Ne olsa ayı bu, diye söylendi. Bir kedi, bir köpek olsa elimi yalardı.     İçeri girdi, yatağına yattı.      Tam uyuyacağı sırada kapıda yin

Ölüm Anındaki Ses

Resim
Ölüm Anındaki Ses Aşağıdaki yazı, Trabzon temsilcimiz Niyazi Yıldırım Bey tarafından gönderilmiştir ve ölümden dönen birçok kişi tarafından yaşanmış hâdiselerin değişik bir örneğini teşkil etmesi bakımından dikkat çekicidir. Yazısını, kendisine teşekkür ederek yayınlıyoruz. 1989 yılında geçirdiğim bir trafik kazası sonucunda koma halinde hastaneye kaldırılmıştım. Yanımda bulunan eşim vefat etmiş, beni kontrol eden doktor, kan deryası içinde kalan vücudumda bir hayat emaresi göremediğinden, bana da ölü raporu vermişti. O akşamki TRT haber bülteninde, kazada ölen kişilerin arasında benim de ismim bulunuyordu. Daha sonraları ölmediğim anlaşılmış ve üç gün devam eden koma halinden sonra kendime gelmiştim. Fakat duyma ve düşünme duygularımın dışındaki bütün fonksiyonlarımı kaybettiğimi hissediyordum. Ölmekten çok Cenâb-ı Hakk’a hesap verememekten korkuyor ve boğazım sıkılmış gibi sık sık nefes alıyordum. Ruhumu teslim etmekte olduğumu zannederken, nereden geldiğini anlayamadığı

KAN ŞEKERİNİ DENGEDE TUTMANIN PÜF NOKTALARI

Resim
KAN ŞEKERİNİ DENGEDE TUTMANIN PÜF NOKTALARI Şeker hastaları çoğunlukla hangi yiyeceklerin vücuttaki şeker dengesini bozacağını, ne zaman karbonhidrat, protein ve lif tüketmesini gerektiğinin farkındadır. Ancak şeker hastası değilseniz,  yemeklerden sonra kan şekerinizin yükselmesi nedeniyle yorgunluk, uyku hali, halsizlik hissediyor olabilirsiniz. . İşte hem bu şikayetlere sahip olanlar hem de şeker hastaları için yararlı olabilecek püf noktaları: Ara öğünlerle beraber günde 6 öğün beslenin. Öğün atlamamaya özen gösterin. (Şeker hastasıysanız ve insülin kullanıyorsanız öğün düzeniniz için doktorunuza ve diyetisyeninize danışınız.) Kahvaltıda hamur işlerinden ve reçel, bal gibi basit şeker içeren besinlerden uzak durun. Tam tahıllı ürünler tüketmeye özen gösterin. Tam tahıllar lifin yanı sıra, vitamin, mineral ve antioksidan bileşenler de içerir. Meyve tüketiminize dikkat edin, küçük porsiyonlar tercih edin. Meyveyle beraber süt ürünleri ve/veya fındık,ceviz gibi yağlı tohumla