Kayıtlar

Niye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hızır Aleyhisselâm Niye Köle Oldu?

                                                 Hızır Aleyhisselâm Niye Köle Oldu?   Hızır Aleyhisselam sık sık insanların arasından ayrılır halvet eder kendi nefsi ile mücahade eder. Bir gün beni İsrail sokaklarında dolaşırken bir köle yaklaşıp ondan: “- Allah’ü Teâlâ için bir sadaka ver!” dedi. Hızır Aleyhisselam verecek bir malı olmadığından: “- Benim sana verecek hiçbir şeyim yok ki…” dedi. Ama köle ısrarla: “- Bana Allah’ü Teâlâ için ver, zira sen nurlu ve merhametli bir insansın!” deyince: Daha fazla dayanamaz peki öyleyse mademki; “- Allah’ü Teâlâ aşkına dedin. Beni yanında pazarda götür bir köle gibi sat parası senin olsun!” der.” Adam, Hızır Aleyhisselam’ı pazarda 400 dirheme satar. Hızır Aleyhisselam köle olarak alan adam ona fazla bir iş vermek istemese de, O: “- Ben yaşlıyım ama bir genç gibi çalışır si...

Hızır Aleyhisselâm Niye köle oldu?

                                                 Hızır Aleyhisselâm Niye köle oldu?   Hızır Aleyhisselam sık sık insanların arasından ayrılır halvet eder kendi nefsi ile mücahade eder. Bir gün beni İsrail sokaklarında dolaşırken bir köle yaklaşıp ondan: “- Allah’ü Teâlâ için bir sadaka ver!” dedi. Hızır Aleyhisselam verecek bir malı olmadığından: “- Benim sana verecek hiçbir şeyim yok ki…” dedi. Ama köle ısrarla: “- Bana Allah’ü Teâlâ için ver, zira sen nurlu ve merhametli bir insansın!” deyince: Daha fazla dayanamaz peki öyleyse mademki; “- Allah’ü Teâlâ aşkına dedin. Beni yanında pazarda götür bir köle gibi sat parası senin olsun!” der.” Adam, Hızır Aleyhisselam’ı pazarda 400 dirheme satar. Hızır Aleyhisselam köle olarak alan adam ona fazla bir iş vermek istemese de, O: “- Ben yaşlıyım ama bir genç gibi çalışır si...

Neden Güldüğümü, Niye Sormuyorsunuz?

Hazret-i Osman Radiyallahü Anh anlatıyor: “— Bir gün, benim şu abdest aldığım yerde Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz abdest alıyordu. Biz de oradaydık. Rasulullah abdestini aldı, gülmeye başladı.” Sonra: “— Neden güldüğümü, niye sormuyorsunuz?” buyurduğu hatırıma geldi. “— Peki efendim, ne oldu ?” “— Biz de” “— Ya Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem niye güldünüz?” diye sorduk. Cevaben buyurdu ki: “— Bir müminin abdestte, yüzünü yıkarken, bütün [küçük] günahlarının, suyla beraber aktığını görüyorum. Elini yıkarken, başına mesh ederken, ayaklarını yıkarken, bütün günahlarının döküldüğünü görüyorum. Ümmetim kurtuluyor diye seviniyorum, ben gülmeyeyim de, kim gülsün?”

Niye?

  Niye?   Hakka âşık oldun ise, muhabbetle doldun ise; Canda onu buldun ise, geceleri uyku niye hu!   Muradına erdin ise, Hak rızasın verdin ise; Allah için verdin ise, verdiğinde gözün niye hu!   Sönmüş ocak yaktın ise, gönüllere aktın ise; Bir yoksula baktın ise, başa kakan sözün niye hu!   Bir hastaya vardın ise, hatırını sordun ise; Yarasını sardın ise, kalbindeki hüzün niye hu!   Hak yolunda oldun ise, nurlarıyla doldun ise; Rızasını buldun ise, cennetinde gözün niye hu!   Seccadeye durdun ise, Hak kapısın vurdun ise; Öbür dünya yurdun ise, bu dünyada gözün niye hu! (Alıntı)

Niye Milleti Ümitsizliğe Sevk Ediyorsun?

Niye Milleti Ümitsizliğe Sevk Ediyorsun?   Alâ İbnu Ziyâd'ın anlattığına göre, cehennemi zikrederken bir adam kendisine: "- Niye milleti ümitsizliğe sevk ediyorsun?" diye müdahale etti. O da; Allah-u Teâlâ: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir" (Zümer, 53) Ve: "...Aşırı gidenlerin ateşlikler olduklarında şüphe yoktur" (Mü'min 43) buyurmuş olunca, ben ümitsizliğe düşürebilirim. Ne var ki, siz kötü amellerinize rağmen cennetle müjdelenmekten hoşlanıyorsunuz. Hâlbuki Allah, Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i itaat edenler için cennetle müjdelemek, isyan edenler için de cehennemle korkutmak üzere gönderdi." dedi. Buhârî, Tefsir, Hâ-mim el-Mü'min 1. Hadis muallâktır.  

Elin Ayağın Tutuyorken, Bu Tembellik Niye?

Elin Ayağın Tutuyorken, Bu Tembellik Niye?        Bir gün adamın biri avlanmak için ormana gider. Geceyi orada geçirmeye karar verir. Fakat yırtıcı hayvanlardan korktuğu için, büyük bir ağaca çıkar. Ağaçta iken bir inilti duyar. Etrafına bakınır ve aşağıda kötürüm bir tilki görür. Adam: - Acaba bu tilki ne yer, ne içer? Diye düşünürken uzaktan bir aslanın geldiğin görür. Aslanın ağzında bir ceylan vardır. Aslan, ağacın dibine gelir. Ceylanı parçalar, bir güzel karnını doyurur ve çekilir gider. Aslan gidince, kötürüm tilki sürüne sürüne ceylandan arta kalanları yemek üzere yaklaşır. O da, aslanın artıkları ile karnını doyurur. Ağaçtaki adam başlar düşünmeye: "Yaaa... Der. Demek ki kötürüm bir hayvanın bile yiyeceğini Allah ayağına gönderiyor ve onu aç bırakmıyor. Öyle ise, ben niye böyle çalışıp yoruluyorum? Bundan sonra ben de bir köşeye çekilip beklemeliyim... Bu düşünce ile adam, yol üzerindeki bir mağaraya girer, başlar beklemeye. Bir gün...