Kayıtlar

âdil etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İran Hükümdarı, Nuşirevan-ı Âdil’in 23 Âlimi Toplayarak Hazırladığı Nasihatler

  İran Hükümdarı, Nuşirevan-ı Âdil’in 23 Âlimi Toplayarak Hazırladığı Nasihatler   001- Gece ve gündüzün birbiri ardınca gelip gittiğini gören insan, halden hale dönmesine üzülmesin. Yani sevinç gidip üzüntü gelirse, üzüntü gidip sevinç gelirse, önem vermesin. 002- Beceriksizle dost olma, beceriksiz ne dostluğa yarar, ne düşmanlığa. 003- Bir işi yapıp pişman olan, bir daha o işi yapmasın. 004- Dostlarına düşman olan birisine dost denmez. 005- Kendini bilgili sanan cahilden sakın. 006- Düşmanının sırrını bilmesini istemiyorsan, dostuna da sırrını söyleme. 007- Büyüklere küçük gözüyle bakma, çünkü büyükleri küçük görmek büyük ziyan getirir. 008- Yakın arkadaşlarından bir şey ummaktansa, ölümü yeğ gör. 009- Şüphenin yolunu yüz yerden bağlayacak olsan da, tecrübe etmediğin kişiye güvenme. 010- Kendinden aşağı akrabalarına muhtaç olmaktan büyük dert yoktur. 011- Bilmediği şeyi iddia edip, iddiasını başaramayarak yalancı çıkmaktan büyük ayıp yoktur...

Atalarımız Böyle Âdil İdi

Atalarımız Böyle Âdil İdi İstanbul’un fethinden sonra, Osmanlı askerleri, Bizans hapishanelerini kontrol ettiler. En ücra bir mahzende üç papaz buldular. Alıp Fatih Sultan Mehmed Han’a götürdüler. Sultan, onlara hapsedilmelerinin sebebini sordu. Papazlar, “Biz, Bizans’ın en ileri gelen papazları idik. İmparatorun zulüm ve işkencelerinden, yaptığı rezalet ve sefahetten dolayı kendisini ikaz edip, sonunun yakın olduğunu söyledik. O da, bize kızdı zindanlara attırdı!” dediler. Fatih Sultan Mehmed Han, papazların ellerine serbest dolaşma belgesi verip, memleketini gezip görmelerini, Osmanlı Devleti hakkında kendisine görüşlerini bildirmelerini istedi. Papazlar, İstanbul’da bir çarşıya girip, sabahın erken vaktinde bir şeyler almak istediler. Siftah yapan bir dükkândan, komşuları siftah yapmadan ikinci bir şey alamadılar. Anadolu’ya geçtiler dolaşırken, ezan okunmaya başladı. Kimse dükkânını kapatmaya bile lüzum görmeden camiye gittiler. Hiç kimse, bir başkasının malına, ...