Kayıtlar

Nisan 1, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Dakikada 7.320 Sevap Kazanmak İstemez Misin?

Bir Dakikada 7.320 Sevap Kazanmak İstemez misin?   Bir dakikada 7.320 sevap kazanmak istemez misin? Kur'an-ı Kerim Allah Teâlâ’nın kitabıdır. Her harfine 10 sevap verilir. Kur'an-ı Kerimin her satırı 35-40 harftir. Bir satır okursan 350-400 sevap amel defterinin sayfasına yazılır. Bir satırı dört saniyede okunur.  Kur’an’ı Kerim 600 sayfadır.  Her sayfası 15 satırdır.  Bir sayfası bir kaç dakikada okunur. Bir sayfa okursan: 400 × 15 = 6.000 sevap kazanırsın. Bir gün 1.440 dakikadan ibarettir.  Bunun 3-5 dakikasını Kur'an-ı Kerim okumakla geçiremez misin?  Ben Kur'an-ı Kerim okumayı bilmiyorum diye bir mazeret gösteremezsin. Fatiha-i Şerife her Müslümanın ezberinde mümkündür. Fatiha-i Şerif 122 harftir.  122 × 10 = 1.220 sevap eder, 6 defa okunursa amel defterine 7.320 sevap yazılır.   Yüce peygamberimiz; "Allah Teâlâ’nın kitabından bir harfe bir sevap vardır.  Bir sevaba da on misli verilir." buyuruyor. (Tirmizi)   Buna göre günde bir dakikanı feda edersen:

Zembilli Ali Efendinin Dirayeti

Zembilli Ali Efendinin Dirayeti Bilindiği gibi Yavuz Sultan Selim, şiddetiyle ve hiddetiyle meşhur bir Osmanlı Padişahıdır. Yavuz zamanında, İranla İmparatorluğun arası son derece açılmıştı. Yavuz, Şah İsmail'i bozguna uğrattıktan sonra bütün Alevileri kılıçtan geçirmiş ve İstanbul'a dönerek, aynı şeyi Hristiyanlar için de plânlamaya başlamıştı. Bu mesele hakkında, yani Hristiyanların da kılıçtan geçirilmesi hakkında, Şeyhu'l İslâm’ı Zenbili Ali Efendiden fetva istedi. Şeyhu'l İslâm ise, gizlice patriğe haber gönderip meseleyi bildirdi ve padişahın huzuruna bir heyet göndermelerini tavsiye etti. Rum patriğinin padişahın huzuruna çıkmasını ise, Sadrazam Piri Mehmed Paşa ile görüşen Şeyhu'l İslâm Zenbili Ali Efendi temin etmişti yine... Rum Patriği padişahın huzuruna çıkmak üzere Edirne'ye geldiği zaman, Piri Mehmet Paşa sözünde durdu ve heyet huzura kabul edildi. Yavuz: - İsteğiniz nedir? Diye sorduğunda, onlar Şeyhu'l İslam’ın verdiği talim

Yavuz Ve Zenbilli

Yavuz Ve Zenbilli Zenbilli Ali Efendi hakkında anlatılan ikinci mes'ele ise şöyledir: Yavuz Sultan Selim, İran'la bütün ticarî münasebetlerini kesmiş ve bilhassa ipek ticaretini kat'î surette yasak etmişti. Bu yasağı unutan dört yüz kadar tüccar ise, İran'la ticarî münasebet kurmuş ve ipek satışında bulunmuşlardı. Yavuz Sultan Selim' Han, bunların idam edilmesini istiyordu. Zenbilli Ali Efendi ise, idamlarına fetva vermiyordu. Aynı zamanda bu tüccarlar, Zenbilli'yi kurtulmaları için Padişaha aracı kılmışlardı. Zenbilli Ali Efendi, bu mes'eleyi Padişahla konuşurken bir ara padişah: - Sen devlet işlerine karışma! Dedi. Bu ağır konuşma üzerine Zenbilli Ali Efendi, padişahın huzurundan selamlamada bile bulunmadan çıkıp gidiyor. Daha sonra Zenbilli'nin haklı olduğuna kanaat getiren Yavuz, dört yüz tüccarı affettiği gibi Şeyhu'l İslâm'dan özür diliyor ve gönlünü almak için ona Rumeli ve Anadolu Kazaskerliklerini teklif ediyor.

Kanuni Ve Karınca

Kanuni Ve Karınca Kanunî Sultan Süleyman Han'ın, bahçede kıymetli bir ağacı vardı. Bu ağacı karıncalar sardı. Kanunî karıncalar için Şeyhu'l İslâm Ebussuûd Efendiye bir tezkere yazdı: “Ağacımı bürüdü karınca, Günahı var mıdır onu karınca?” Şeyhu'l İslâm Kanuniye cevap veriyor: “Yarın mahşer yerine varınca, Hakkını alır Süleyman'dan karınca...” (Alıntı)