Kayıtlar

Haziran 28, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Zamanlar Böyle İdik 2

Bir Zamanlar Böyle İdik 2 (Bir seyyahın hatıratından) Bu gün kendi eşyamla, yol arkadaşım olan eski bir Macar Zabitinin (subayının) eşyasını taşımak için bir köylünün arabasını kiraladım. Buralarda yatağın hayali bile mevcut olmadığı için, gece üstüne uzanmak için biraz kuru ot satın almak isteyince, son derece nazik bir Türk bana refakat teklifinde bulundu. Arabasını kiraladığım köylü de öküzlerini koşumdan çıkarıp bizi bütün eşyamızla beraber sokağın ortasında bıraktı. Sandıklar, portmantolar, denkler, paltolar, kürkler, atkılar hep açıktaydı. Ben onun uzaklaştığını görünce dedim ki; - “Burada birisi kalmalı…” Yanımdaki Türk hayretle sordu: - “Niçin?” - “Eşyalarımızı beklemek için.” - “A! Ne lüzumu var. Eşyalarınız bir hafta burada kalsa bile dokunan olmaz.” Ben bu sözü kabul ettim ve döndüğümde her şeyi yerli yerinde buldum. Şu noktayı da unutmamalı ki, o sırada İslam askerleri bile mütemadiyen gelip geçmekteydi. Bu vak’a bütün Londra kiliselerinin kürsülerind

Asla ve Asla Kalp Kırmayalım!

                                                                   Asla ve Asla Kalp Kırmayalım! En çok sevdiğim arkadaşım İlhami’yle şakalaşmayı çok severdim. İkimiz de aynı köylüydük, aynı yatılı öğretmen okulunda okuyorduk. Hatta sıramız bile aynıydı. Onun dersleri her zaman benden iyiydi. Yazılılarda bana çok yardım ederdi. O zamanlar sınavlar test tekniği ile değil klasik yazılı ile yapılırdı. Çok zaman sınavlar; A’lı, B’li olurdu. Sıranın sağındakiler A solundakiler B iken bazen de tersi olurdu. A ve B gruplarının soruları ayrıydı. Bilemediğim soruyu hemen kurşun kalemle kâğıdıma hafifçe yazardım. İlhami de hemen cevabını hafif şekilde kendi kâğıdına yazardı. Sorular farklı olduğundan öğretmen de birbirine bakanlara ses çıkarmazdı. İlhami sayesinde; hakkım olmadığı halde tüm sınavlardan en yüksek notları alırdım. Ama arkadaşlık yaparken en ufak şeylerde onu kırar ona küserdim. Çünkü onun notları her zaman benden daha iyiydi. Bir de benim babam zengin, onun babası fakirdi.

100 Hadisi Şerif 3

100 Hadisi Şerif 3 ١) عنْ أَبِي هُريرةَ رضي اللَّه عنه أَن رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال: «لَيْسَ الشديدُ بالصُّرَعةِ إِنمَّا الشديدُ الَّذي يمْلِكُ نَفسَهُ عِنْد الْغَضَبِ» متفقٌ عليه Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Gerçek babayiğit, güreşte rakîbini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olan kimsedir.” ۲ ) اِتَّقِ اللهَ حَيْثُمَا كُنْتَ وأَتْبِحِ السَّيِّئَةَ الْحَسَنَةِ تَمْحُهَا، وخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ 2- Nerede olursan ol, Allah’tan kork ve o’na karşı saygılı ol! Günahın arkasından hemen iyilik yap ki onu siliversin. İnsanlarla muamelende güzel ahlaktan ayrılma! ۳ ) اَلْكَيِّسُ مَنْ دَانَ ذَفْسَهُ وعَمِلَ لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ، وَالْعَاجِزُ مَنْ أَتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَآها وَتَمَنَّى عَلَى اللَّهِ الْأمَانِيَّ 3- Akıllı kişi kendini hesaba çeken, ayağının kayabileceği yerlerden ve insanlardan uzak duran ve ölüm ötesi için (Salih) amel işleyendir (hazırlı