Kayıtlar

kırmak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kalp Kırmak

  Kalp Kırmak   Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Kâbe’ye bakarken şöyle demiştir: “Kuşkusuz Allah seni çok şerefli, çok mükerrem/ hürmetli, çok azametli kılmıştır; fakat mümin senden daha hürmetli/daha saygı değerdir.”(İbn Mace, Fiten,2; Mecmau’z-zevaid, 1/81).   Tirmizî’nin “Hasen” dediği diğer bir hadiste: “Allah katında dünyanın yok olması, mümin bir kimsenin öldürülmesinden daha iyidir.” (Tirmizî, Diyat, 7; Nesaî, Tahrim,2).   Hz. Mevlâna Kuddise Sirrûh şu meşhur   sözleri söylemiştir: “Kâbe, Azer’in oğlu Halil İbrahim’in yaptığı bir binadır. Kalp ise, yüce Allah’ın nazargâhıdır. Bu sebeple, bir gönül yıkmak, bin kâbe yıkmaktan daha kötüdür” “Ey can; kimseyi kırma! Sözden ağırı yoktur! Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz.”   “İnsanlara yumuşak davranman da Allah’ın merhametinin eseridir.   Eğer katı yürekli, kaba biri olsaydın, insanlar senin etrafından dağılıverirlerdi. Öyleyse onların kusurlarını ...

Kıskanç Adam

Kıskanç Adam Yazar: Serdar Öztürk Adam eşini çok seviyor, bir o kadar da kıskanıyordu. Öyle ki iş yerinde yemek verildiği halde, her öğlen o uzun yola rağmen evine gidiyor, eşiyle birlikte yemek yiyordu. Kadın, eşinin sadece yemek yemek için geldiğini düşünüyordu. Bilmediği bir şey vardı. Eşi de kendisini kontrol ediyordu. Bu bilinmeyenle uzun süre birlikte yediler. Ta ki adam gelip de eşini evde bulamayana kadar. Kapıyı açıp seslendi eşine ses yok… Odaları gezdi bir bir… Yok… yok… yok… Telefona sarıldı hemen. Kapalıydı kadının telefonu. İrkildi birden. “Korktuğum başıma geldi kesin aldatıyor beni” diye düşündü. Tanıdığı herkesi aradı. Hiç kimse görmemişti kadını. Saatler geçiyor kadından ses çıkmıyordu. Akşam oldu adam evin içinde ümitsiz ve karışmış düşüncelerle dönüp duruyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte adam kararını vermişti boşanacaktı. Avukat arkadaşına giderek dava açtırdı. Eve dönünce eşine ait ne varsa attı resimleri yırttı, elbiselerini yaktı, takıl...

Kalp Kırmak

Kalp Kırmak Bir hadis rivayetine göre, Peygamberimiz Aleyhisselâm Kâbe’ye bakarken şöyle demiştir: “Kuşkusuz Allah seni çok şerefli, çok mükerrem/ hürmetli, çok azametli kılmıştır; fakat mümin senden daha hürmetli/daha saygı değerdir.” (İbn Mace, Fiten,2; Mecmau’z-zevaid, 1/81). Tirmizî’nin “Hasen” dediği diğer bir hadiste: “Allah katında dünyanın yok olması, mümin bir kimsenin öldürülmesinden daha iyidir.” (Tirmizî, Diyat, 7; Nesaî, Tahrim,2). Bu ve benzeri hadisleri göz önünde bulunduran Mevlana, şu meşhur sözünü söylemiştir: “Kâbe, Azer’in oğlu Halil İbrahim’in yaptığı bir binadır. Kalp ise, yüce Allah’ın nazargâhıdır. Bu sebeple, bir gönül yıkmak, bin Kâbe yıkmaktan daha kötüdür” Bediüzzaman Said Nursi de bu konuda şunlar söyler: “Ey insafsız adam! Şimdi bak ki, mü'min kardeşine kin ve adâvet ne kadar zulümdür. Çünkü nasıl ki sen âdi, küçük taşları Kâbe'den daha ehemmiyetli ve Cebel-i Uhud'dan daha büyük desen, çirkin bir akılsızlık ede...

Ön Yargıyı Kırmak Çok Zordur…

Ön Yargıyı Kırmak Çok Zordur… Bir Arife sormuşlar: -Efendim, Dünyada en çok kimi seversiniz? -Terzimi Severim diye cevap vermiş. Soruyu soranlar şaşırmışlar: -Aman Efendim, Dünyada sevecek o kadar çok kimse varken, terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı? Demişler. Ârif: -Evet, Dostlarım, ben en çok terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde; “Şişmanladı mı, zayıfladı mı, uzadı mı, kısaldı mı diye…” ölçümü yeniden alır. Diğerleri öyle değil… Bir kez hakkımda karar verdiler mi, ölünceye kadar bana hep aynı ölçü nazarıyla bakarlar...

Dünyanın En Zor Şeyi, Önyargıyı Kırmak…

Dünyanın En Zor Şeyi, Önyargıyı Kırmak… Değerli dostlar önyargı öyle bir şeydir ki akları kara karaları ak gösterir. Bir kişi hakkında önyargı oluştu mu artık onu kırmak çok zordur. Hatta imkânsızdır. En büyük hatamız araştırmadan, soruşturmadan damgayı basarız. Bundan hayır çıkmaz… Ya da bunun gibisi yoktur… Gerekli araştırma yapılmadan her ikisi de yanlıştır. Önce iyi olan sonra kötü veya önce kötü olan; sonra iyi olabilir. Ünlü bilim adamı Einstein der ki: “Ne kadar hazin bir çağda yaşıyoruz! Bir önyargıyı ortadan kaldırmak, atomu parçalamaktan daha zor…” Ön yargılı olduğumuz kişi hakkında verdiğimiz kararlarda her zaman yanılabiliriz. Çünkü o kişi hakkında bazı duyumlar edinmişizdir. Acaba o kişinin o zaman içinde bulunduğu şartlar nasıldı? Değişmiş olamaz mı? Bal gibi olabilir. Yaptığı şeylere canı gönülden pişmanlık duymuş olabilir. Ama biz bunları düşünemeyiz. Çünkü önyargı bütün benliğimizi kaplamıştır. Sanki biz hata yapmıyor muyuz? Bazen iyilik bazen de kötülük yapa...