Kayıtlar

Haşir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Haşir Meydanında Sırat Köprüsünden Neden Geçiyoruz?

Haşir Meydanında Sırat Köprüsünden Neden Geçiyoruz? Cevap: Değerli kardeşimiz, Önce şunu belirtelim ki, bu köprünün gerçek mahiyetini bilemiyoruz. Sorudaki itiraz başka konular için de geçerlidir. Örneğin: - Madem günahımız sevabımız belli, o halde mahşerdeki mahkemeye ne gerek var? - Madem günahımız sevabımız belli, o halde bunların tartılmasına ne gerek var? Demek ki, mesele sadece köprü meselesi değil... Bu gibi gaybi meseleler hakkında bir ayet ve hadis olmaksızın yorum yapmak kolay değildir. Bununla beraber denilebilir ki, saydıklarımızın varlığının birkaç hikmet vardır: a) Mahkemede hesap vermek insanı ürkütür, dikkatli davranmaya sevk eder. b) Günah ve sevapların tartılması, bu hesabın en ince teferruatına kadar söz konusu olacağını gösterir ve insanları daha titiz davranmaya teşvik eder. c) Özellikle, hesabın sonuçlarını, olumlu veya olumsuz hesapların yol ayırımının göstergesi olan köprü, insanı çok daha dikkatli olmaya yönlendirir.

Haşir Günü

Haşir Günü Mu‘az bin Cebel Radiyallahü Anh şöyle demiştir: – Ben Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimize, Allah’ü Teâlâ’nın: “Sûra üfürüldüğü günde hepiniz bölük bölük (mahşer yerine) geleceksiniz.” (Nebe Sûresi, 18.) meâlindeki sözünden sordum. Akabinde Rasûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem’in (mübârek) gözlerinden yaş dökülüverdi. Sonra Allâh’ın Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem: – Vallâhi sen büyük bir şeyden sordun. Ümmetimden insanlar ayrı ayrı on sınıf olarak haşredilecek ki, Allah’ü Teâlâ onları Müslüman topluluğundan ayıracak ve sûretlerini, şekillerini değiştirecektir. 1- Maymun şeklinde olanlar; koğuculuk edenlerdir. 2- Domuz sûretinde olanlar, harâm ve gayri meşrû‘ kazanç yiyenlerdir. 3- Başlarını ve yüzlerini yere çevirip elleri üzerinde mahşer yerine gelenler;  fâizcilerdir. 4- Kör olarak haşredilenler; hükmünde haksız zâlimlerdir. 5- Sağır ve dilsiz haşredilenler; amelleri ile gurûrlanan kimselerdir. 6- Göğüsleri üzerine sarkmış

Dokunuş

Dokunuş  Haşir meydanındaki insanlar, ebed ülkesine uçmak için sabırsızlanıyordu. Peygamberler, şehitler ve büyük veliler için herhangi bir problem yoktu. Ancak diğerleri, "Elli bin sene sürer" denilen bu yolu, dünyadaki hayatlarının karşılığı olan bir vasıta ile aşmak durumundaydı. Her insan, sevap ve günahlarını ortaya döküp ince hesaplar yaparken, sermayeleri yetmeyen bazı gençler bir araya geldi ve kendilerine gözcülük eden meleğe başvurarak:  Bizler, dünyada iken meşhur bir yarışmaya katılmış ve ellerimizi günler boyu süren bir sabırla lüks arabaların üzerinden çekmeyerek onları kazanmıştık, dedi. Bu gayretimize karşılık o arabaların verilmesini istiyor ve bu zorlu yolu onlarla aşmayı planlıyoruz. Melek, yarışmanın detayını öğrendikten sonra:  Yanlış şeye dokunmuşsunuz, dedi. Sizin arabanız, o yolda gitmez. Gençler, biraz ilerideki insanları göstererek:  Şuradaki insanların da bir şeylere dokunduğu söyleniyor, diye itiraz etti. Ama şimdi Cennet’e uçuyorlar