Kayıtlar

Sarı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sarı Çizmeli Mehmet Ağa

Resim
  Sarı Çizmeli Mehmet Ağa   Barış Manço’nun 1979 Yılında meşhur ettiği, Mehmet Ağa Aslen Karamanlı bir Toprak ağasıyken, Osmanlı Dönemi yetkilileri Mehmet ağayı çağırarak Kıbrıs Girne’de büyük bir tarla vererek " Karaman’daki Bahçelerin gibi ek, biç, halka iş ver bizde sana toprak bağışlayalım. Hayvancılık ve Tarımı geliştir" derler... 1810-1920 tarihleri arasında yaşamış Karaman’ dan Kıbrıs’a 5 kardeşini de alıp gelmiştir. Yörük Türkmendir... Kıbrıstaki Köyünün adının Göçeri olması, Yörüklerin konar göçer hayatından gelmektedir. Yörükler köyü de derlermiş Göçeri köyüne .. Sarı Çizmeli Mehmet ağa, Devlete söz verdiği gibi Tarımda ve hayvancılıkta binlerce kişi çalıştırır, İş verir büyük bir aile olurlar... Zamanla 3 bin dönümden fazla toprağı olur. Kavgalıları barıştırır, bekarları evlendirir, eşyalarını hediye eder, ev verir, en az da birer dönüm toprak bağışlarmış. Fakir fukara bir kahvehaneye, ya da lokantaya gittiğinde para ödemez, yer içer, tüm hesapları Sarı...

Osmanlı Dönemine Ait En Güzel 15 Adet

Resim
Osmanlı Dönemine Ait En Güzel 15 Adet Osmanlı’ya ait gelenekleri ve âdetleri hiç merak ettiniz mi? Osmanlı dönemine ait en güzel 15 âdeti görünce Osmanlı insanının ne kadar kibar, ne kadar düşünceli ve ne kadar alçakgönüllü olduğunu anlayabilirsiniz. Pencere önüne konan çiçeklerin anlamını, kapılarda neden iki adet kapı tokmağı bulunduğunu, hanımlara verilen hediyenin ne anlama geldiğini, bazı ramazan geleneklerini öğrenebilirsiniz. Atalarımızı tanıdıkça onların ne kadar ince ruhlu olduklarını, ne kadar yüce değerlerle donatıldığını öğreniyoruz. Osmanlı’nın 600 sene cihana hükmeden gücünün ardında neler olduğunu anlıyoruz. Bizler batılılaşma ile insan olma ve devlet olma ruhunu kaybettik. Bu ruhu kaybedince topraklarımızı da huzurumuzu da kaybettik. Allah’ım bu aziz millete İslâmiyet’e uygun milli ve manevi değerlerimizi tekrar nasip eyle… 1) Zimem Defteri Ramazan günlerinde zenginler bakkal, manav gibi dükkânlara giderdi ve zimem defterini çıkarmalarını isterdi...

Sarı Gelin Türküsünün Hikâyesi

Resim
Sarı Gelin Türküsünün Hikâyesi Eski dönemlerden birinde, Çoruh nehrinin kıyılarında yaşayan Kıpçak beyinin sarı saçlı kızı vardır. Erzurumlu bir genç Kıpçak beyinin kızına âşık olur. Hem Erzurumlu gencin ailesi hem de Kıpçak beyi karşı çıkar bu sevdaya. Kavuşmalarına engel olurlar. Erzurumlu genç ise sevdasının peşinden gitmeye karalıdır. Sevdiği Kıpçak kızına şiir yazar ve daha sonra kızı kaçırır. Kaçan iki sevdalı gencin peşine Kıpçak beyinin adamları düşer. Kovalamaca sonucunda Erzurumlu genç, beyin adamları tarafından öldürülür. Bu sevda da tarihin hüzünlü ve acılı sayfaları arasındaki yerini alır… Sarı Gelin türküsünün hikâyesi hakkında çeşitli rivayetler vardır. Kızın Türk değil Gürcü olduğu, Ermeni türküsü olduğu gibi veya farklı versiyonları vardır. Şeyh Abdülkadir Geylani’nin müritlerinden Sanani’nin başından geçen bir sevda hikâyesi olarak da anlatılır. Birçok türkünün, birden çok hikâyesi vardır. Bu bir hikâyenin doğru, diğerlerinin yanlış olduğu anlamına gelme...

Sarı Öküzün Hikâyesi

Sarı Öküzün Hikâyesi Eminim ki etkileneceksiniz. Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış… Yaşarmış yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları... Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye... Öküz dediğin de öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları... Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı: "Herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor" demiş aslanlardan birisi... "Evet" diye tasdik etmiş diğerleri... "Nereye gideriz" diye düşünürlerken, "Bir dakika" diye bir ses duymuşlar gerilerden... Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa... Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan topal aslanmış söze atılan... "Hayır" demiş, "Hiçbir yere gitmiyoruz... Siz bana bırakın, ben hallederim bu işi...” İnanmamış kimse ona ama "Haydi bir şans verelim ne çıkar" diye düşünmüşler... Topa...