Kayıtlar

Kasım 19, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Allah'ü Teâlâ Korkusu Olmayınca...

Allah'ü Teâlâ Korkusu Olmayınca... Serdar Özpolat Evet, bir insanda Allah korkusu olmayınca ve her şeyin O'ndan geldiğine inanmayınca insan ne kadar da "ben dürüstüm, ben adaleti her yerde sağlarım, ben haksızlığa boyun eğmem her zaman doğruluğu-doğruyu gösterir, söylerim ve ben şöyleyim böyleyim..." dese de boş. Ben bunu tek bir Allah'a inandım ve O'nu bildim bileli hep böyle gördüm ve bildim. Ve hatta dün de bunu bir kez daha anladım. Şimdi isterseniz dün ne oldu kısaca anlatmaya çalışayım Allah’ın izniyle. Dün bir Amerikalı'yla oradan-buradan konuşuyorduk. (Bu Amerikalı'yi 5–6 senedir iyi tanıyorum. Kendisi doğru-dürüst biri diye tanınır. Bunu kendisi de söyler ve ben de başka başka olaylarla adamın adaletsizliğin ya da doğruluğun yapılmadığı yerlerdeki tavırlarına şahit olmuştum. Fakat benim daima aklımdan çıkmayan bir şey vardı ki; o da bu adamın dine dolayısıyla Allah'a inancı olmadığı için elbet Birgün bu adamın kendi menfaatini gö

Birini Korkutmak

Birini Korkutmak Sual: Şaka olarak, bir arkadaşı herhangi bir şekilde korkutmak veya bir eşyasını alıp saklayarak, arattırmak günah mıdır? CEVAP Her ne şekilde olursa olsun, üzmek, korkutmak caiz değildir, günahtır. Peygamber efendimiz bu hususla ilgili olarak buyuruyor ki: (Arkadaşınızın bir şeyini ciddi olarak da, şaka olarak da almayın!) [Tirmizi]   (Bir kimse, bir mümini korkutursa, Allahü teâlâ da, uzunluğu bin yıl olan günde, onun korkusunu artırır.) [Deylemi]   Bir kimse, arkadaşı uyuklarken, onun ok kabından bir ok aldığı sırada, arkadaşı korkarak uyandı. Bunu gören Resulullah buyurdu ki: (Müslümanı [herhangi bir şekilde] korkutmak helal değildir.) [Taberani]   Yine bir kimse, arkadaşının ayakkabılarını gizlice alıp sakladı. Arkadaşı gelince, oradakilere, ayakkabılarını sordu. Onlar görmedikleri için, bilmediklerini söylediler. Ayakkabıyı saklayan kimse, (Ayakkabıların burada ya) dedi. Bunu gören Resulullah, (Nasıl olur da mümini korkutursun) buyurdu.

Ayakkabıcının Korkusu

Ayakkabıcının Korkusu Âbidin biri ibadet etmek üzere dağa çıkar. Bir gece rüyasında: "Falan ayakkabıcıya git! Senin için dua etsin" denir. Âbid dağdan iner, adamı bulur, ne iş yaptığını sorar. Adam, gündüzleri oruç tutup, ayakkabı işlerinde çalıştığını, kazandığı para ile ailesini geçindirdikten sonra fazlasını tasadduk ettiğini söyler. Âbid, adamın güzel bir iş yaptığını ancak kendisinin dağda sırf ibadetle meşgul olmasını daha iyi bulur ve tekrar ibadetine döner. Yine gece rüyasında: Ayakkabıcıya git ve ona, "Bu yüzündeki sararmanın sebebi nedir, diye sor! " Denir. Âbid gider ayakkabıcıya bunu sorar. Ayakkabıcı, "Kimi görürsem, bu kurtulacak da, ben helâk olacağım der ve kendimden korkarım. Yüzümün sararması bundandır" der. İşte o zaman âbid, ayakkabıcının bu korku ve tevazu ile üstünlük kazandığını anlar.

Erzurum'da Çifte Minareli Medrese'nin Acı Öyküsü

Resim
Erzurum'da Çifte Minareli Medrese'nin Acı Öyküsü Erzurum'un sembollerinden biri olan Çifte Minareli Medrese'nin bir kitabesi olmadığı için, yapılış tarihine ilişkin net bir bilgi bulunmamaktadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın kızı olan Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olma ihtimalinden dolayı "Hatuniye Medresesi" de denilmektedir. Genel kanı, 13. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı şeklindedir. Osmanlı padişahlarından IV. Murat'ın emri ile bir süre tophane olarak, daha sonra da kışla olarak kullanılmıştır. 1932'de Sipahi Ocağı'na tahsis edilerek yurt olarak hizmet vermiştir. 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi olarak kullanıldığını görüyoruz. Günümüzde ise hem müze hem de resim sergi salonu olarak hizmet vermektedir. Yaklaşık 35x46 metre boyutlarında iki katlı, dört eyvanlı ve açık medreseler grubunun en önemli örneği olan medresenin zemin katında 19, birinci katta ise 18 o