Açıl İstanbul Açıl
Yüz bin er haykırıyor: “Ya Cennet, ya İstanbul” Açıl İstanbul açıl, nurlu şafaklı tan bul. Zafere koşuyorlar, atlılar ve yayalar, Akına katılıyor, dervişler, evliyalar. Akşemseddin kupkuru toprağa diz çöküyor, Allaha el açıyor, hıçkırıp yaş döküyor, Genç Hünkâr da el açıp Haktan zafer diliyor Manzaradan belli ki, bir çağ sona eriyor. Gönüllerde şehadet ne kefen, ne de makber, Sarsıyor temelinden suru: “Allahü ekber” Ordu; silâhı kadar imanla da donanmış, İstanbul’un fethine ta yürekten inanmış. Hak, katına çağırır burca sancak asanı, Kefensiz kabul eder Ulubatlı Hasan’ı. Hilâl, bahar yaşarken, haçlıda bir hazın var. Dün çan çalan şehirde bugün artık ezan var. Mehmetlerden bir Fâtih, Hasanlardan bir Ulu, Bu orduya yakıştı fethetmek İstanbul’u... Ahmet Mahir Pekşen