Kayıtlar

Nisan 18, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Terör Duasının Aslı ve Türkçesi

Terör Duasının Aslı ve Türkçesi Yüce peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimizin ömründe iki defa beddua ettiği bilinmektedir, bunlardan birisi, “Maune Kuyusu” faciasında 70 kadar kurra hafızın hunharca ve kalleşçe şehit edilmesi üzerinedir. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem kendisine bu acı haberin ulaştığı gece sabah namazının ikinci rekâtında rukûdan doğrulunca: "Allah'ım! Onların durumlarını sana havale ediyorum. Ey Allah'ım! Onların yıllarını Yusuf Aleyhisselâm'ın kıtlık yılları gibi çetin yap, başlarına darlık getir." diye beddua etmiş ve buna beş vakit namazlarında 30 gün müddetle devam etmişti. Cemaatin de arkasında "Âmin" dediği Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem 'in bu duası kabul olmuştur. Bir de Hendek savaşı sırasında yüce peygamberimizin dış mihrakların da tahrikiyle Medine içindeki ve civarındaki terörist hiziplerin top yekûn İslam Devletine saldırıya geçtikleri sırada okudukları ve

Kimseye Zulmetme, Kimseyi Aldatma

Kimseye Zulmetme, Kimseyi Aldatma Tâbiîn’in büyüklerinden Süfyân-ı Sevrî Rahmetullahi Aleyh Hazretleri şöyle buyurdu: Ey kardeşim, sana; Allah korkusu, doğru söyleyen bir dil, hâlis bir niyyet, içinde kin ve hîle bulunmayan sâlih ameller lâzımdır. Her ne kadar sen onu göremesen de Allah’ü Teâlâ seni muhakkak görür; nerede olursan ol o, seninle beraberdir. Senin her yaptığından haberdardır. Allâh’ı aldatmaya kalkışma. Kim Allâh’ı aldatmaya kalkışırsa Allah da onun hîlesini başına geçirir de, hiç farkında olmadan îmânını kaybeder. Hiçbir müslümana hîle yapma. Âyet-i kerîmede “Hâlbuki fenâ düzen, ancak sâhibinin başına geçer.” (Fâtır Sûresi, âyet 43) buyrulmuştur. Hiçbir mü’mine haksızlık yapma. Çünkü Allâhü Teâlâ “Ey insanlar muhakkak zulmünüz kendi aleyhinizedir.” (Yûnus Sûresi, âyet 23) buyurmuştur. Mü’minlerden hiçkimseyi aldatma. Yoksa kalbinde nifak olur. Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğu bizlere bildirilmiştir: “Kim bir mü’mini a

İbnü'l-Vakt Ya Da Ebu'l-Vakt Olabilmek

İbnü'l-Vakt Ya Da Ebu'l-Vakt Olabilmek "Sâfî"  olan kâmil insan ise, tamamıyla Allah’ü Teâlâ’nın aşk denizine batmıştır. Aslında o, kimsenin oğlu (yâni kimseye bağlı) değildir. Vakitlerden de, hâllerden de kurtulmuştur. Zaman, üzerimizdeki Allah’ü Teâlâ’nın büyük nimetlerinden biridir. Zamanın asıl sahibi Allah Teâlâ’dır. Ölçüsüzlükler içerisinde geçirilen zamanlarda, suçlu olan zamanın kendisi değil o zamanı hoyratça tüketenlerdir. Kur'ân-ı Kerim’de; (Dehr, asr), belirlenmiş vakit anlamında; (Kıyamet, sâat ve ân), kıyamet anlamında; (sene ve âm), yıl anlamında; (şehr), ay anlamında; (yevm), gün karşılığı olarak kullanılır. Günün dilimleri olarak da; Gündüz (nehâr), sabah (fecr), kuşluk (duhâ), öğle (zuhr), ikindi (asr), akşam (mağrib), yatsı (ışâ) ve gece (leyl) ve ân kavramlarıyla zamandan bahsetmektedir. Kur'ân-ı Kerim'de değişik zaman dilimlerine yemin edilerek zamanın önemine dikkat çekilmiştir. "ve'l-asr, ve'l-leyl, ve