Kayıtlar

borç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Paramız Olur Olmaz Getirip Borcumu Ödeyeceğim (Yaşanmış Gerçek Bir Hikâye)

  Paramız Olur Olmaz Getirip Borcumu Ödeyeceğim    Bir gün çok fakir giyimli bir kadın yüzünde bir hüzünle manava girer. Dükkân sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır. “- Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu…” söyler. Manav ona ters bir şekilde bakarak; derhal dükkânını terk etmesini ister. Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek: “- Lütfen efendim!” der. “Paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim!” Manav: “- Kendisine bir kredi açamayacağını çünkü onun eski müşterisi olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını…” söyler.        O sırada dükkânın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçeriye girerek manava yaklaşır ve: “- Ben o kadının almak istediklerine kefilim der. Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver.” Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve: “- Bir alışveriş listen var mıydı?” Diye

İnsanlar, Borçlu Olduğunda Da Dua Etmeli

İnsanlar, Borçlu Olduğunda Da Dua Etmeli Ebu Abdullah el Kureşi Kuddise Sirrûh Hazretleri, duası makbul bir zat idi. Mısır’da bulunduğu sırada büyük bir kıtlık olmuştu. Bunun üzerine Mısır’dan ayrılıp Kudüs’e gitti. Filistin’deki Halllürrahman denilen yerdeki İbrahim Aleyhisselam’ın makamını ziyaret etti. Ziyaret sırasında İbrahim Aleyhisselam’ın makamı yanında uyuya kaldı. Rüyasında İbrahim Aleyhisselam tarafından karşılandı. Ebu Abdullah el Kureşi, İbrahim Aleyhisselam’a; “Ey Halllullah! Mısır’da büyük bir kıtlık var. Dua buyurunuz!” diye arz etti. Hz. İbrahim Aleyhisselam de kıtlığın kalkması için dua etti. Ebu Abdullah el Kureşi Kuddise Sirrûh daha sonra uyanıp Kudüs’e döndü. Çok geçmeden kıtlığın kalktığı haberini öğrendi.

Borç ve Fakirlikten Korunma Duaları

Borç ve Fakirlikten Korunma Duaları Borç ve Fakirlikten Korunma Duası 1 Hz. Âişe Radiyallahü Anha, Peygamber Efendimiz'in Sallallahü Aleyhi Vesellem aşağıdaki duayı kendisine öğrettiğini ve: "Uhud dağı kadar borcun olsa da, bu duaya devam edersen, Allah Teâlâ Sana o borcu ödemen konusunda yardım eder." buyurduğunu söylemiştir: اَللَّهُمَّ فَارِجَ الهَمِّ، وَكَاشِفَ الغَمِّ، وَمُجِيبَ دَعْوَةِ الُمُضْطَرِّين، رَحْمَنَ الدُّنْيَا وَالْآخِرةِ وَرَحِيمَهُمَا أَنْتَ تَرْحَمُنِي فَارْحَمْنِي بِرَحْمَةٍ تُغْنِينِي بِهَا عَنْ رَحْمَةِ مَنْ سِوَاكَ. Okunuşu: "Allâhümme fârice'l-hemmi, kâşife'l-ğammi, mucibe da'veti'l-muzdarrîn, rahmâne'd-dünyâ ve'l-âhireti ve rahîmehümâ, ente terhamünî, fe'rhamnî. Bi rahme-tin tuğnînî bihâ an rahmeti men sivâke," Anlamı: "Ey! Tasayı açan, kederi gideren, darda kalanların duasına icabet eden, dünya ve âhiretin Rahman ve Rahîm'i olan Allah'ım; bana merhamet eden, Sensin. Senden başkaları

Bol Rızık Duası (Borç Ödeme Duası) دُعَاء زِيَادَة الرِذْقْ (دُعَاءُ قَضَاءِ الدَّيْنِ)

Bol Rızık Duası (Borç Ödeme Duası) دُعَاء زِيَادَة الرِذْقْ (دُعَاءُ قَضَاءِ الدَّيْنِ) اَللَّهُمَّ اكْفِنِي بِحَلالِكَ عَنْ حَرَامِكَ، وأَغْنِني بِفَضْلِكَ عَمَّنْ سِوَاكَ. Okunuşu: “Allâhümmekfinî bi-helâlike an harâmik, ve ağninî bi-fazlike ammen sivâk. Anlamı: Allah’ım! Bana helâl rızık nasip ederek haramlardan koru! Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme!” Fazileti: Hz. Ali Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine anlaşmalı bir köle ona gelerek: “- Borcumu ödeyecek gücüm yok, bana yardım et” , dedi. O da: “- Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in bana öğrettiği duayı ben de sana öğreteyim mi? Bunu okumaya devam ettiğin takdirde üzerinde dağ gibi borç olsa bile Allah Teâlâ onu ödemene yardım eder. Şöyle dua et dedi” : Kaynak: (Tirmizî Daavâ 111) ( رواه الترمذي وقال: هذا حديث حسن غريب )

Bol Rızık Duası (Borç Ödeme Duası

Bol Rızık Duası (Borç Ödeme Duası) دُعَاء زِيَادَة الرِذْقْ (دُعَاءُ قَضَاءِ الدَّيْنِ) اَللَّهُمَّ اكْفِنِي بِحَلالِكَ عَنْ حَرَامِكَ، وأَغْنِني بِفَضْلِكَ عَمَّنْ سِوَاكَ.   ( رواه الترمذي وقال: هذا حديث حسن غريب ) Okunuşu: “Allâhümmekfinî bi-helâlike an harâmik, ve ağninî bi-fazlike ammen sivâk. Anlamı: Allah’ım! Bana helâl rızık nasip ederek haramlardan koru! Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme!” Fazileti: Hz. Ali Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine anlaşmalı bir köle ona gelerek: “- Borcumu ödeyecek gücüm yok, bana yardım et” , dedi. O da: “- Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in bana öğrettiği duayı ben de sana öğreteyim mi? Bunu okumaya devam ettiğin takdirde üzerinde dağ gibi borç olsa bile Allah Teâlâ onu ödemene yardım eder. Şöyle dua et dedi” : Kaynak: (Tirmizî Daavâ 111)

Üzüntü Gideren Ve Borç Ödettiren Dua

Üzüntü Gideren Ve Borç Ödettiren Dua Bir gün, Resûlullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem mescide girdi. Orada Ebû Ümâme Radiyallahü Anh adında Ensar’dan bir zat bulunuyordu. Peygamberimiz ona: “Ey Ebû Ümâme, böyle namaz vakti olmadığı bir zamanda seni burada oturuyor görmekteyim, nedir bu halin?” dedi. Ebû Umâme Radiyallahü Anh; “Üzerime çöken üzüntüler ve borçlar, ya Resûlallah!” cevabını verdi. Peygamber efendimiz buyurdular ki; “Sana bir takım sözler öğreteyim mi, onları söylediğin zaman, Allah senin üzüntünü gidersin ve borcunu ödesin?” Ben; “Evet, öğret ya Resûlallah!” dedim. Peygamber Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem; “Sabahladığın ve akşamladığın vakitlerde şunları söyle!” buyurdular: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ وَقَهْرِ الرِّجَالِ Okunuşu: “Allahümme innî eûzü bike mine’l-hemmi ve’l-hazen ve eûzü

Borç, Hediye, Emanet, Buluntu...

Borç, Hediye, Emanet, Buluntu... 437. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Bir adam hiç hayır işlemezdi, sadece borç para dağıtırdı. Geri alma zamanı gelince, adamına: "imkânı olanlardan al, durumu uygun olmayıp sıkıntıda olanlardan alma, belki Allah da bizim günahlarımızı bağışlar," derdi. Nihâyet adam öldü. Allah ona sordu: "Herhangi bir iyi amelin var mı?" "Hayır, sadece halka borç para dağıtırdım, geri alma zamanı gelince, hizmetçimi şöyle diyerek gönderirdim: Durumu uygun olanlardan al, olmayanlardan alma. Allah da belki bu sebeple bizi bağışlar." Allah ona şöyle buyurdu: "Ben de seni affedip, günahlarından geçiverdim." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî. 438. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kim güç durumda olan kişiye, borcunu ödemesi için süre verir, ya da alacağını hiç almazsa, Allah onu, kıyamet gününde, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı günde, gölgesi a

Ödenmeyen Borç

Ödenmeyen Borç Ben daha doğmamışken, yani annem bile daha evlenmemişken ortanca dayım çalışmak için iyi bir arkadaşıyla İzmir’e gidiyor. Fakat İzmir’de işler umduğu gibi çıkmayınca geriye tekrar köylerine dönüyorlar. Bir kaç zaman sonra yine dayım aynı arkadaşıyla bahçe duvarı yapmak için dereye taş getirmeye iniyorlar. İşleri bittikten sonra dönerken traktör kayıyor ve uçurumdan aşağı düşerken dayım arkadaşına traktörden atlamasını söylüyor. Arkadaşı atlıyor. Fakat dayım traktörle birlikte uçurumdan düşüp vefat ediyor. Aradan biraz zaman geçtikten sonra. Büyük dayım geceleri yatarken vefat eden dayımı sürekli rüyasında görüyor. “Abi beni kurtar!” diye feryat ediyormuş. Vefat eden dayım, abisine Bu olay bir kaç gece sonra bir daha olmuş. Büyük dayım rüyasında yine vefat eden dayımı görmüş. Bu kez yine feryat ederek: “Abi beni kurtar! Arkadaşıma 200 lira borcum var.” Demiş. Dayım sabah uyanır uyanmaz; vefat eden dayımın arkadaşının yanına gidiyor. Ve soruyor. Arkadaş

Bol Rızık Duası (Borç Ödeme Duası)

Bol Rızık Duası (Borç Ödeme Duası) دُعَاء زِيَادَة الرِذْقْ (دُعَاءُ قَضَاءِ الدَّيْنِ) اَللَّهُمَّ اكْفِنِي بِحَلالِكَ عَنْ حَرَامِكَ، وأَغْنِني بِفَضْلِكَ عَمَّنْ سِوَاكَ.   ( رواه الترمذي وقال: هذا حديث حسن غريب ) Okunuşu: “Allâhümmekfinî bi-helâlike an harâmik, ve ağninî bi-fazlike ammen sivâk. Anlamı: Allah’ım! Bana helâl rızık nasip ederek haramlardan koru! Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme!” Fazileti: Hz. Ali Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine anlaşmalı bir köle ona gelerek: “- Borcumu ödeyecek gücüm yok, bana yardım et” , dedi. O da: “- Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in bana öğrettiği duayı ben de sana öğreteyim mi? Bunu okumaya devam ettiğin takdirde üzerinde dağ gibi borç olsa bile Allah Teâlâ onu ödemene yardım eder. Şöyle dua et dedi” :   Kaynak: (Tirmizî Daavâ 111)

Borcun Vadesi

Borcun Vadesi Zamanın birinde iyi yürekli bir vezir, yoksul ve muhtaçlara devlet hazinesinden borç para veriyor, borç alanlar, “Bunu ne zaman geriye ödeyeceğiz?” diye sorduklarında, “Padişahımız ölünce ödersiniz” diye cevap veriyordu. Bu duruma tanık olan bir adam bir gün Padişaha, “Efendimiz sizin veziriniz devletinizin hazinesinden muhtaçlara borç para veriyor, vadesini de sizin ölümünüze bağlıyor. Demek ki niyeti kötü, sizin bir an önce ölmenizi istiyor, siz ölünce de paraları zimmetine geçirecek” diye gammazladı. Bu gammazlık üzerine padişahın vezirine karşı kalbi kuşkulandı.Kendisini huzuruna çağırıp söylenenlerin doğruluk derecesini ve maksadının ne olduğunu sordu. Vezir sıradan bir vezir değildi. Görevinin dışındaki bir takım incelikleri de biliyor ve yerinde bunlardan yararlanıyordu. Padişahı sorusuna şu açıklamada bulundu: “Padişahım, söylenen doğrudur. Ben hazineden muhtaçlara borç para veriyor, vadesini de sizin ölümünüze bağlıyorum. Ama bunu sizin ölmenizi değil,

Borcum Vardı

Borcum Vardı Oldukça yaşlı bir adam, kendisi gibi kamburlaşıp yere yanaşmış bir Ağacın altında ağlıyordu. Biraz önce iri kıyım bir genç yanına sokulmuş ve kendisinden içki parası istedikten sonra bir de tokat atmıştı. Yaşlı adamın yere yıkıldığını görenler, hemen yardımına koşup: - Geçmiş olsun dede, dediler. O serseri ne istedi ki senden? Adamcağız bir şey olmamış gibi toparlanmaya çalışırken: - Eski bir borcum vardı, onu istedi, dedi. Yapması gerekeni yaptı sadece... Çevresindekiler, ihtiyar adamı yerden kaldırdıktan sonra eline bastonunu tutuşturup aceleyle işlerine koşuştular. Herkes ayrıldığında, hadiseyi başından beri görmüş olan bir delikanlı onun koluna girerek: - Fazla hırpalandınız, dedi. Ağacın gölgesinde biraz oturalım mı? Yaşlı adam yorgun bakışlarını yukarıya yöneltip: -Benim bu ağacın altında dinlenmeye hakkım yok yavrum dedi. Ölünceye kadar da olmayacak. Delikanlı, söylenenden bir şey anlamamıştı. Meraklı gözlerle kendisine bakarken, onun tekrar hı

Tefekkür Etmek Üzerimize Borçtur

Tefekkür Etmek Üzerimize Borçtur "Dâimâ düşünecek bir insan... Kudret-i ilâhiyeyi düşün, arzı düşün, gökleri düşün, yıldızları düşün! Ne nimettir onlar... Gece aydınlığı başka, gündüz aydınlığı başka... Sıcaklık başka, soğukluk başka... Her birisinde çeşit çeşit nimetler var... Bu nimetleri tefekkür vâcibdir, üzerimize borçtur. Onun için Cenâb-ı Resul "Allah-u Teâlâ'nın nimetlerini dâimâ düşünün!" diye bize tavsiye etmektedirler.” "Sükût, her ne kadar mu'teber bir nesne ise de bunun tefekkürle birlikte olması matlubdur. Tefekkürsüz sükûtlar, mühim bir mânâ ifade edemezler. Sükûtu işleyenlerin azlığı da bunu müeyyeddir.” (Alıntı)

Sağ Cebin De Sol Cebe Borcu Mu Olurmuş!

Sağ Cebin De Sol Cebe Borcu Mu Olurmuş! “Saf çocuğu masum Anadolu” ’nun tabirine uygun bir genç okulu bitirip polis olmuş. İlk olarak da Fâtih – Balat Karakolu’nda işe başlamış. İlk gününü masasını düzelterek, çekmecelerini, dolabını yerleştirerek geçirdikten sonra, akşam hizmetli masasına gelmiş. Bir miktarı parayı uzatıp: -“Al!” demiş, “Bugünkü hasılattan payın!” Şaşırmış bizimki: -“Ne hasılatı, ne payı? Kim gönderdi bu parayı?” Aldırmamış hizmetli, “Al işte!” demiş, “Bu parayı baba gönderdi!” -“Kimdir bu baba?” -“Bu karakolun komiseri!” -“Yok, hemşerim, ben öyle bilmediğim parayı almam!” -“Sen bilirsin” demiş adam ve çıkıp gitmiş. Ertesi sabah aniden Fethiye Karakolu’na tayin olduğunu öğrenmiş zavallı genç. Ne yapsın, gitmiş bir gün de oraya yerleşmekle uğraşmış. Akşama kadar masasını düzeltmiş, eşyalarını yerleştirmiş, akşam olunca yine birisi parayla çıkagelmiş. -“Al bu parayı baba gönderdi!” -“Hangi baba?” -“Karakolun komiseri.” -“Yok, ben öyle bilm