Sağ Cebin De Sol Cebe Borcu Mu Olurmuş!
Sağ Cebin De Sol Cebe Borcu
Mu Olurmuş!
“Saf
çocuğu masum Anadolu”’nun
tabirine uygun bir genç okulu bitirip polis olmuş. İlk olarak da Fâtih – Balat
Karakolu’nda işe başlamış. İlk gününü masasını düzelterek, çekmecelerini,
dolabını yerleştirerek geçirdikten sonra, akşam hizmetli masasına gelmiş. Bir
miktarı parayı uzatıp:
-“Al!”
demiş, “Bugünkü hasılattan payın!”
Şaşırmış
bizimki:
-“Ne
hasılatı, ne payı? Kim gönderdi bu parayı?”
Aldırmamış
hizmetli, “Al işte!” demiş, “Bu parayı baba gönderdi!”
-“Kimdir
bu baba?”
-“Bu
karakolun komiseri!”
-“Yok,
hemşerim, ben öyle bilmediğim parayı almam!”
-“Sen
bilirsin” demiş adam ve çıkıp gitmiş.
Ertesi
sabah aniden Fethiye Karakolu’na tayin olduğunu öğrenmiş zavallı genç. Ne
yapsın, gitmiş bir gün de oraya yerleşmekle uğraşmış. Akşama kadar masasını
düzeltmiş, eşyalarını yerleştirmiş, akşam olunca yine birisi parayla
çıkagelmiş.
-“Al bu
parayı baba gönderdi!”
-“Hangi
baba?”
-“Karakolun
komiseri.”
-“Yok,
ben öyle bilmediğim parayı almam!”
Sonraki
sabah da tayini Çarşamba Karakolu’na çıkmış. Fakat bu sefer karakol komiseri
genç polisin dosyasına bakıp, üçüncü günde üçüncü karakola geldiğini görünce
merak etmiş.
-“Şu
yeni geleni gönderin bir bana bakayım!” demiş. Çağırmışlar...
-“Ne bu
iş oğlum, üçüncü günde üçüncü karakol!”
-“Bilmiyorum
komiserim!”
-“Nasıl
bilmezsin? Ne yaptın da böyle oldu?”
-“Ben
bir şey yapmadım komiserim.”
-“Yapmışsın
yapmışsın, yapmasan böyle olmaz!”
-“Hani
ille bir şey yapmışsam, o da akşamları bir para gönderdiler, onu almadım!”
-“İşte...
Daha ne yapacaksın oğlum. Bak buranın babası da benim. Bu akşam da gönderilen
parayı almazsan, dördüncü karakol olmaz.”
-“Ama
komiserim, bu kadar okudum...”
-“Yok
öyle! Sen dürüst bir çocuğa benziyorsun. Cumaya da gidiyor musun?”
-“Gidiyorum
komiserim.”
-“Bak o zaman, akşamları benim
gönderdiğim paraları al, sol cebine koy. Her hafta Cuma çıkışında fakirlere
dağıtırsın!”
-“Eh ne
yapayım komiserim, bari öyle olsun.”
-“Hadi
bakalım.”
Bizimki
çaresiz komiserin dediğini yapmaya başlamış. İlk hafta topladığı paraları
götürüp Cuma çıkışı dağıtmış. İkinci hafta, üçüncü hafta derken dördüncü hafta
bir bakmış ki, sağ cepte para bitmiş.
-“En
iyisi!” demiş “Ben sol cepten sağ cebe bu haftalığı borç alayım, aybaşı gelince
öderim.”
Dediği
gibi de yapmış, o hafta Cuma’da dağıtacağı parayı yemiş, öbür hafta aybaşında
da Cuma günü gidip, iki haftalık dağıtmış. Fakat o ay parası iki hafta erken
bitince, iki haftalık borç almak zorunda kalmış. Yine aybaşında bu sefer üç
haftalık dağıtarak borcunu ödemiş.
Fakat
iki ay sonra, aybaşı gelince, maaşı alınca bir bakmış ki, beş haftalık borcu
var ve elindeki para da o kadar. Yâni Cuma’da borçlarını da verirse hiç parası
kalmayacak. Sıkıntılı sıkıntılı ceplerini karıştırmış ve:
-“Aman,
canım!” demiş,
-“Sağ
cebin de sol cebe borcu mu olurmuş?”
Alınacak
Ders: Haramlar ateşe
benzer, bir yeri sardı mı kolaylıkla söndürülemez. Zaten her haram Cehennem
ateşidir. Hem dünya ateşinden yetmiş kez daha güçlüdür. Çünkü dünya ateşi
Cehennem ateşi yetmiş kez yıkanarak dünyaya getirilmiştir. En iyisi haramlara
hiç bulaşmamak...
Rabbimiz
hepimizi tüm haramlardan (Cehennem ateşlerinden) korusun! Âmin!
Yorumlar
Yorum Gönder