Kayıtlar

Mart 31, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dokuz Büyük Günah

Dokuz Büyük Günah   Büyük günahlar İbn-i Ömer’den (radıyallahü anh) rivâyet edildiği üzere dokuz tanedir. 1- Allah’ü Teâlâ’ya şirk (ortak) koşmak. 2- Haksız yere adam öldürmek. 3- Nâmuslu ve iffet sahibi kadına zinâ isnâd etmek. 4- Zinâ yapmak. 5- Cihâddan, cephedeki düşman karşısından firar etmek. 6- Sihir yapmak. 7- Yetim malı yemek. 8- Müslüman olan anne ve babasının haklarına riâyet etmemek. 9- İlhad. Allahü teâlânın haram kıldığı hususlarda dinin emrinden çıkmak...

Receb- Ayının Zikirleri

Receb- Ayının Zikirleri 1- Receb- ayının ilk 10 günü (1’i ile 10’u Arası) Ebû Hureyre Radıyallâhu Anh’dan rivâyet edilen: “Ramazan ayının evveli büyük bir rahmettir, ortası tam bir mağfirettir, sonu ise cehennemden azattır.” hadîs-i şerîfinden dolayı olsa gerektir ki âlimlerimiz, her biri yüzer kere okunmak üzere: İlk on günde: ”سُبْحَانَ اللَّهِ الْحَيُّ الْقَيُّومُ جَلَّ شَانُهُ“ “100 defa “Subhanallahil Hayyi'l-Kayyûm” celle şanuhu “Ey acıyanların en merhametlisi!” 2- Receb- ayının 10-ile 20 sinde (10’u ile 20’si Arası) İkinci on günde: ”سُبْحَانَ اللَّهِ الأَحَدِ الصَّمَد جَلَّ شَانُهُ“ “100 defa “Subhanallahil Ehadi's-Samed” celle şanuhu “Ey tüm günahları çokça bağışlayan!” 3- Receb- ayının son 10 günü (20’si ile 30’u Arası) Üçüncü on günde: ”سُبْحَانَ اللَّهِ غَفُورٌ رَحِيمٌ جَلَّ شَانُهُ“  “100 defa “Subhanallahil Gafuru'r-Rahîm” celle şanuhu “Ey boyunları cehennemden âzâd eden!” zikirlerini okumayı müstehap görmüşlerdir.

Büyük Odunları, Önce Küçük Odunları Tutuşturuyorlar

Büyük Odunları, Önce Küçük Odunları Tutuşturuyorlar Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh Hazretleri, bir gün, bir sabiye (küçük çocuğa ) rastladı. Çocuk toprak ile oynuyordu. Bazen gülüyor ve bazen de ağlıyordu. Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh buyurdu: İçime O çocuğa selam vermek doğdu. Nefsim kibirlenip selam vermekten vazgeçti. Ben nefsime şöyle seslendim: -Ey nefsim! Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Hazretleri küçük ve büyük herkese selam verirdi. Sende bu çocuğa selam ver! Ve O çocuğa selam verdim, Çocuk: -Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berekâtuhû, Ey Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh. Sordum: -Beni nereden tanıdın? Daha önce beni görmüşlüğün yoktu? Çocuk: -Melekût âleminde ruhum, senin ruhunla karşılaştı. Ölmeyen ve sürekli Hayy olan Allah’ü Teâlâ bizleri tanıştırdı. Ben ona sordum: -Akıl ile Nefsin arasındaki fark nedir? Çocuk: -Nefsin, seni bana selam vermekten alıkoyandır. Aklın ise seni selam vermeye teşvik eden ve zorlayandır. Yin

Padişahın Devesi

Padişahın Devesi Bir padişahın canından çok sevdiği bir devesi vardı. Padişah sadece bu deveye bakmaları için birkaç kişi vazifelendirmişti. Padişahın deveye olan sevgisi o kadar fazla idi ki: - Kim bana bu devenin öldüğünü söylerse onun kellesini keserim, diyordu. Fakat deve de nihayet bir hayvandı... Bir gün beş gün derken kaç sene yaşadıysa her hayvan gibi o da öldü. Şimdi kim gidip de padişaha: - Deve öldü!, diyebilecekti. Bir - iki gün sonra içlerinden biri: - Ben bunu gider padişaha söylerim, dedi ve padişahın huzuruna çıkıp saymaya başladı: - Sultanım kıymetli deveniz yattı kalkmıyor, yumdu gözlerini açmıyor, uzattı ayaklarını toplamıyor... Adamı sonuna kadar dinleyen padişah: - Desene deve öldü, demiş. Adam: - Padişahım onu da siz söyleyin, çünkü işin içinde kelle var, diyor. (Alıntı)

Ağaçların Korkusu

Ağaçların Korkusu Ormanlar arasında bir gürültü, bir bağırıp çağırmadır başladı. Büyük ağaçlar: - Ne oluyor yahu? Ne bağırıyorsunuz? Diye sorduklarında, küçükler: - Kenarlardan başlamışlar kesmeye... Adamın biri elinde bir demirle kesip geliyor, derler. Büyük ağaçlar: - Korkmayın çocuklar, korkmayın... İyi baktınız mı? Bizden bir şey var mı adamın elinde? Diye sorduklarında, onlar: - Var efendim var! Adamın elindeki kesici şeyin balta sapı bizden, Diye cevap verirler. O zaman büyük ağaçları bir korku kaplar: - Şimdi korkun işte... Eğer bizden birisi ise, hepimizi de kesebilir, derler.

Bir Mühtedi

Bir Mühtedi Bütün dinleri ve bu arada îslâmiyeti de tetkik eden, Kur'an- ı Kerîm'i inceleyerek, Hak din olduğuna kanaat getirdiği için Müslüman olan bir Alman, İslâm dininin doğuş yeri olan Suudi Arabistan'a gitmişti. Orada insanların Îslâmiyeti yaşayış biçimlerine ve itikadlarına muttali olup Kral Faysalla da görüşünce: - Allah'a şükürler olsun ki, sizi ve ülkenizi görmeden Müslüman oldum. Benim okuduğum kitaplar ve Kur'an- ı Kerim hatalı olmadığına göre, sizin İslâm’la bir alâkanız olmasa gerek, diyor. (Alıntı)