Kayıtlar

Şubat 6, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Keşke İnsanlık Üniversitesini Bitirseydi

Keşke İnsanlık Üniversitesini Bitirseydi… Genç kız, el aynasında makyajını kontrol etti; “Gayet iyi.” dedi. Güzelliğinden emindi. Çevresindeki erkeklerin pervane olmasından zaten biliyordu güzel olduğunu. Hayatın tadını çıkaran, rahat yaşayan biriydi. Cep telefonu çaldığında, akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerine gideceğine karar vermeye çalışıyordu. Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi. - Alo… Kızım! Nasılsın? – İyiyim anne. Ne oldu? – Sana bir sürprizim var! – Sürpriz mi? – Evet. Çok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş! – Eee kimmiş? – Kim olduğu sürpriz! Fakat onu senin almanı istiyorum! – Ben mi? – Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını söyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum. – Anne, ben böyle şeyleri sevmem, kendin halletsen! – Kızım 1-2 saatlik bir işim var. Ayrıca seni bebekliğinden tanıyan bir arkadaşım. Seni görünce mutlaka çok sevinecektir. – Amaaan! Peki peki!

Fakir Bir işçi

Fakir Bir işçi Fakir bir işçi, bir gün işinden çıkartılır. Bunun üzerine başka da hiçbir gelir kaynağı olmadığı için çoluk-çocuğu arka arkaya üç gün aç ve susuz kalır. Adam iş bulmak üzere nereye başvurduysa "İşimiz yok!" cevabı ile kapılar yüzüne kapanmaktadır. Üst üste üç gün midelerine hiçbir gıda girmeyen yavruların dinmeyen ağlayışları annenin yüreğini parçalayacak dereceye gelir. Çaresizlikler içinde durumu kocasına açar: "Bey, görmüyor musun? Açlıktan yavrularımızın yüzleri sarardı ve bağırsakları eridi. Hadi biz neyse dayanırız, ama onlar bu Kadarına tahammül edemezler; bu sefaletimizin sonu ne olacak; bir şey düşünmüyor musun?" dedi. Adam düşünceden önce eğilmiş başını eşinin yüzüne doğru kaldırarak ona der ki; "Karıcığım, günlerdir başvurmadığım kapı kalmadı. Piyasaya göre en düşük ücret karşılığında iş aradım, tek bir kerecik olsun karnınızı doyurabileyim diye; olmadı. Kimse bana iş vermiyor. Yavrularımın açlıktan erimeye yüz tutan

Önemli Olan Samimiyet ve İhlâstır

Önemli Olan Samimiyet ve İhlâstır Fakir bedevi çölde, yaşlı hanımıyla birlikte yaşıyordu. Bir eşekleri ve birkaç koyunları vardı. Bedevinin yaşlı hanımı zaman zaman fakirlikten şikâyet ederdi. O gün de fakirlikten şikâyete başladı. Adam hanımını teselli etmek istedi. Sabrın ecrini anlattı ise de kadının şikâyetlerinin sonu gelmiyordu. Sonunda adamın sabrı taştı ve hanımına sordu: – O zaman fakirliğin çaresi neyse onu söyle! Kadın bunun üzerine konuştu: – Bağdat’a, halifeye git, derdini anlat. O cömerttir. Sana ihsanda bulunacaktır. Çünkü o yoksulların ümit kapısıdır. Kadın kendince çareyi söylemişti. Adam başını iki elleri arasına alarak düşündü, düşündü. Sonra şöyle söyledi: – Koskoca halifenin huzuruna eli boş varılmaz ki! Oysa benim halifeye hediye edecek bir şeyim yok. O sırada hanımı bir şey hatırladı. Çölde su çok önemli bir nimetti. Güzün ve Sonbaharda açılan kuyular kurur, susuzluktan hayvanlar ölürdü. Sonbaharda yağan yağmur hem çöldekileri içme sularına ka