Kayıtlar

Eylül 7, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Büyük Devlet Adamının Hayat Hikâyesi

Büyük Devlet Adamının Hayat Hikâyesi Siyasetname adlı şaheserin yazarı, Haşhaşileri dize getiren devlet adamı ve Büyük Selçuklu Devleti'nin koca veziri Nizamülmülk'ün baş döndürücü hayat hikâyesi 'Vezir' ile yazıldı. Büyük Devlet Adamının Hayat Hikâyesi Siyasi tarihimizde büyük padişahların yepyeni bir çığır açtıklarını, devleti ve toplumu bambaşka mecralara taşıdıklarını biliriz. Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, bu meyanda ilk planda akla gelen padişahlardır. Ama sadece padişahlar damga vurmamışlardır tarihimize; zaman zaman padişahları da gölgede bırakırcasına büyük devlet adamları, vezirler, komutanlar, kendi isimlerini yazdırmışlardır yaşadıkları döneme… Osmanlı'da Sokullu Mehmet Paşa, Halil ve Ali Paşalarıyla Çandarlılar, 17. yüzyılda Köprülüler, padişahları aşan bir şöhrete, başarıya ve güce erişmişlerdir. Selçuklu tarihinde de bu payeye erişebilen zirve bir isimdir Nizamülmülk. Kendisi pek çok açıdan ya

Nefsi Yenmek Ve Şeytana Karşı Koymak

Nefsi Yenmek Ve Şeytana Karşı Koymak Akli başında olan kimsenin, nefsin azgın arzularını açlıkla sindirmesi gerekir. Çünkü Allah’ın Celle Celâlüh düşmanını (nefsin azgın arzularını) ancak açlık gemleyebilir. Nefsin azgın arzulan, yemek ve içmek şeytanin vasıtalarıdır. Nitekim Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem söyle buyurur: "Şeytan, insan vücudunda kan damarları yolu ile dolaşır, Binanaleyh siz onun dolaşım yolunu açlıkla daraltınız. Kıyamet günü, insanların Allah Celle Celâlüh'e en yakın olanı, en uzun müddet aç ve susuz kalanıdır." İnsanoğlu hesabına en büyük tehlike kaynağı, midenin doyumsuz arzularıdır. Hz. Âdem (A.S.) ile Havva’nın huzur ve istikrar yurdundan (cennetten) çıkarılarak horduk ve yokluk diyarına (dünyaya) gönderilmelerinin sebebi odur. Bilindiği gibi bir ağaç meyvesinden yemek, kendilerine Allah Celle Celâlüh tarafından yasaklandığı halde azgın arzularına yenilerek söz konusu ağacın meyvesinden yediler de çırılçıplak kalıver

Mecusi'nin İmana Gelişi

Mecusi'nin İmana Gelişi Bir mecusî, İbrahim Halil Hazretlerinden misafir edinilmesini istedi. İbrahim Aleyhisselâm: - "Eğer Müslüman olursan seni misafir ederim." dedi. Bunun üzerine mecusî savuşup gitti. Bu manzaradan dolayı Cenab-ı Hak İbrahim kuluna vahyederek buyurdu: - "Ey İbrahim! Neden ona dinini değiştirmeden yedirmedin. Hâlbuki ben yetmiş seneden beri onun küfrüne rağmen kendisine yediririm. Eğer onu bir gece misafir etseydin, senin ne zararın olurdu?" Bu vahiyden sonra, İbrahim Aleyhisselâm, mecusînin ardına düştü. Onu çevirip misafir etti. Mecusî, İbrahim Aleyhisselâm'a sordu: - "Senin bu şekilde hareket etmenin sebebi nedir?" İbrahim, hadiseyi olduğu gibi mecusîye anlattı. Mecusî hadiseyi dinledikten sonra: Allah bana böyle mi muamele yapıyor? Deyip sonra İbrahim Aleyhisselâm'a, bana İslâm dinini telkin et, dedi ve Müslüman oldu. Kaynak: İhya'dan Hikayeler (Mahmut Yılmaz - Harf Yayınları)

Gerçek Fakirlik

Gerçek Fakirlik Bir kimse, fakirliğini basiret sahiplerinden birine şikayet etti ve bundan çok üzüldüğünü belirtti. O basiret sahibi ona dedi ki: - Senin iki gözden kör olup on bin dirhemin olması seni sevindirir mi? - Hayır! dedi. - Dilsiz olup da on bin dirhemin olsa! - Hayır! - Ellerin ayakların kesik olduğu halde, yirmi binin olsun? - Hayır! - Deli olup da on bin dirheme sahip olasın? - Hayır! - O halde utanmaz mısın Mevlanın senin yanında elli bin değerinde nimetleri olduğu halde şikayet ediyorsun!.. Kaynak: İhya'dan Hikayeler

Erkeğin Karısı Üzerindeki Hakları

Erkeğin Karısı Üzerindeki Hakları Bu mevzuda söylenebilecek olan sözün özü sudur: Nikâh bir çeşit bağlılıktır; Kadın erkeğin cariyesidir. Buna göre kadın, kocasının; mahiyeti günah olmayan her emrine kayıtsız - şartsız olarak uymak zorundadır. Erkeğin haklarına saygı gösterilmesi konusunda birçok hadisler vardır. Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki: “— Kocası kendisinden hoşnut bir halde ölen kadın. Cennet'e girer.” Peygamber'imiz zamanında adamın biri bir yolculuğa çıkarken karısına evin üst katından alt katına inmemesini tembih eder. Kadının babası alt katta oturmaktadır. Adam hastalanır. Kadın birini Peygamber'imize göndererek evin alt katına inip babasını görmeye izin ister. Peygamber'imiz “Kocanın emrine uy!” diye haber gönderir. Bu orada Kadının babası ölür. Kadın yine alt kata inmek için Peygamberimizden izin ister. Peygamber'imiz tekrar “Kocanın emrine uy!” diye haber gönderir. Kadının babası toprağa verildikten