Kayıtlar

büyük etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dünya ve Ahirette En Büyük ve Zor Olan Şey Nedir?

Dünya ve Ahirette En Büyük ve Zor Olan Şey Nedir?   İsa Aleyhisselâma sordular: "- Ey Allah'ın nebisi, bu dünyada da ve öte dünyada da en büyük ve zor olan şey nedir?" Şu cevabı verdi: "- Allah'ın Celle Celâlûhu’n gazabıdır." Sordular: "- Ondan kurtulmanın çaresi nedir?" Buyurdu ki: "- Öfkeni yenmen ve kinini söndürmen!"   (Hz. Mevlâna Kuddise Sirrûh)

O Gün Çok Büyük Bir Gündür…

  O Gün Çok Büyük Bir Gündür…   Sahabelerden olan Hz. Enes Radiyallahü Anh rivayet ediyor ki: Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem ile beraber bir arada bulunuyorduk. Bir ara azı dişleri görülecek kadar gülümsedi. Hikmetini sorduğumuzda şöyle buyurdular: Ümmetimden iki kişi Allah Celle Celâlüh’ün huzuruna vardılar. Onlardan birisi dedi ki: “- Ya Rabbi, benim bu kişide kul hakkı var, hakkımı bundan al ve bana ver!” Bu sözler üzerine Allah Teâlâ diğerine: “- O kulumun Hakkını ver!’” buyurdu. Adam ise: “- Ey Allah’ım! Benim sevap hanemde bir şey kalmadı!” dedi. Cenâb-ı Hakk kul hakkı talebinde bulunan kişiye: “- Bu adamın sevabı kalmadı, ne dersin? “buyurdu. Adamcağız o zaman: “- O halde benim günahlarımdan alsın!” dedi. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bu hadiseyi anlatırken gözleri doldu ve dedi ki: “- O gün çok büyük bir gündür ve insan günahının alınmasını talep eder!” Adamın bu talebi üzerine Allah Teâlâ hak sahibi olan kişiye: “- Başı

Cennete Götüren Büyük Söz

  Cennete Götüren Büyük Söz   Cennet, âhiret nimetlerinin yurdudur. Kendisini yaratan ve türlü nimetler lütfeden Rabbine itaat eden insanların mükâfat görecekleri yerdir. Mü’minler, Cennette, kendilerine lütfedilen nimetleri kaybetme ve Allah’ü Teâlâ’nın rızâsından uzaklaşma korkusu olmaksızın ebediyyen kalacaklardır. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:   “Ey ayetlerimize inanan ve Müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de. Siz ve eşleriniz büyük bir sürurla ve neşeler içinde Cennet’e giriniz! Hizmetkârlar, altın tepsiler ve kadehlerle onlara ikramlarda bulunmak için devamlı etraflarında dönüp dururlar. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: ‘Siz, orada ebedî olarak kalacaksınız, dünyada yaptıklarınıza karşılık size lütfedilen cennet işte budur. Orada sizin için pek çok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz!’ denilir.” (Zuhruf, 68-73)   “Allah’ın azâbından korkup fenalıklardan sakınan muttakiler, emin bir

Sütlüce’deki Büyük İnfilak Faciası

Resim
  Kafkas İslâm ordusu komutanı Nuri Paşa, Eyüp Sultan’da silah fabrikası kurduğunda: “Kapat onu!” diye tehdit ettiler. Devlete bedava verdiği silahları almayıp, aynısını yurt dışından tonlarca parayla satın aldılar. Silah yapmaya devam edince de fabrikayla beraber havaya uçurdular. Ya Rabbi! Dış güçlerle işbirliği yaparak; vatanına ve milletine ihanet eden hainleri; kahrınla kahreyle, izzetinle zelil eyle! Âmîn!  

Büyük velîlerden Bişr-i Hâfî (Rahmetullahi Teâlâ Aleyh) hazretlerinin Besmele’ye Hürmeti

  Büyük velîlerden Bişr-i Hâfî (Rahmetullahi Teâlâ Aleyh) hazretlerinin Besmele’ye Hürmeti   Bişr-i Hâfî adında, bir büyük velî vardı, Gençlik senelerinde, günah işler yapardı.   Bir gün sarhoş bir halde, sallanarak giderken, Yerde çamur içinde, bir kâğıt gördü birden.   Besmele-i şerîfe, olduğunu anladı, Ve içi sızlayarak, eğilip onu aldı.   Öptü ve tâzim ile, giderdi çamurunu, Güzel koku sürerek, yükseğe astı onu.   O gece rüyâ gördü, bir âlim, yattığında, Ona şöyle denildi, Bişr-i Hâfî hakkında:   “Git, Bişr´e haber ver ki, dün yaptığı bir işten, Dolayı memnun olup, râzı oldum Bişr´den.   İsmimi yerden alıp, nasıl temizlediyse, Onu, günah işlerden, temizlerim ben ise.   Nasıl benim ismimi, büyük tuttuysa o kul, Ben dahî o kulumu, tutarım öyle makbul.”   Uyandı sabahleyin, rüyâ gören o âlim, Merak edip dedi ki; “Bu kişi acabâ kim ”   Hemen çıkıp aradı, onu o mahallede, Nihâyet buldu onu, köhne bir meyhânede.   Çağırttı

Kendini Büyük Gören Âbidin Hikâyesi

  Kendini Büyük Gören Âbidin Hikâyesi   Her iyilik bir sadakadır. Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem İşittim ki, bir âbid, Hicaz yolunda her adımda iki rekât namaz kılardı. Hak yolunda o kadar aşk ve şevk ile giderdi ki, ayağına batan deve dikenini çıkarmazdı. Âbid bu yolda devam etmekte iken kendini beğenmeğe başladı, gurur getirdi. Şeytan ona: “- Kimse senden daha güzel bir sûrette ibâdet, hareket edemez!” diye vesvese verdi, onu kuyuya düşürdü. Eğer ona Cenâb-ı Hakkın lûtfu, keremi erişmeseydi, kibir ve gurur, onun başını doğru yoldan çevirirdi. Gâibden bir hâtif, o âbide seslendi: “- Ey iyi tâlihli, güzel huylu kimse, yaptığın ibâdet ile Cenâb-ı Hakk’a lâyık bir hediye takdim ettin sanma! Bir iyilik ederek, bir gönül kazanmak her menzilde bin rekât namaz kılmaktan efdaldir.”

Büyük bir arife sormuşlar: “Neden bu kadar sakinsiniz?”

Büyük Bir Arife Sormuşlar: “Neden Bu Kadar Sakinsiniz?”   Büyük bir arife sormuşlar: “– Neden bu kadar sakinsiniz?” Ârîf demiş ki: “– Uzun zaman okuduklarım ve tecrübelerimin neticesinde, hayatımı beş esas üzerine kurdum!”: 1– Benim rızkımı kimsenin, yiyemeyeceğini anladım. Ve  “SAKİNLEŞTİM!”. 2– Allah’ü Teâlâ’nın beni daima, gördüğünü anladım. Ve  “HAYÂ ETTİM”. 3– Benim işimi kimsenin, yapamayacağını anladım. Ve  “ÇALIŞMAYA KOYULDUM!”. 4– Anladım ki hayatımın sonu,  “ÖLÜM” dür: Ve  “ÖLÜME HAZIRLANDIM!”. 5– Anladım ki iyilik ve kötülük her ikisi de  “KALICI” dır. Dolayısıyla  “İYİLİKLERİMİ ÇOĞALTTIM!”;   ve  “KÖTÜLÜKLERİ  mi  AZALTTIM!”. “İşte sakinliğimi bunlara borçluyum!”   (Rabbim bu esaslara bizleri de uymayı nasip etsin!)

Büyük Hacet Duası

  Büyük Hacet Duası اَللَّهُمَّ إِلَيْكَ أَشْكوُا ضَعْفَ قُوَّتِي وَقِلَّةَ حِيلَتِي وَهَوَانِي عَلٰى النَّاسِ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ أَنْتَ رَبُّ الْمُسْتَضْعَفِينَ أَنْتَ أَرْحَمُ بِى مِنْ أَنْ تَكِلَنِى إِلٰى عَدُوٍّ بَعِيدٍ يَتَجَهَّمُنِى أَوْ إِلٰى صَدِيقٍ قَرِيبٍ مَلَّكْتَهُ أَمْرِى إِنْ لَمْ تَكُنْ غَضْبَانَ عَلٰى فَلَا أُبَالِى. غَيْرَ أَنَّ عَافِيَتَكَ أَوْسَعُ لِى. أَعُوذُ بِنُورِ وَجْهِكَ الَّذِى أَشْرَقَتْ لَهُ الظُّلُمَاتُ وَصَلُحَ عَلَيْهِ أَمْرُ الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ أَنْ يَنْزِلَ بِى غَضَبُكَ أَوْيَحِلَّ عَلَيَّ سَخَطُكَ، وَلَكَ الْعُتْبَى حَتَّى تَرْضَى، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلَّا بِكَ. اَللَّهُمَّ آمين! اَللَّهُمَّ آمين! اَللَّهُمَّ آمين! Okunuşu: Allâhumme ileyke eş’kû dâ’fe kuvvetiy ve kıllete hiyletiy ve hevâniy alennâs; Yâ Erhamerrahimiyn, ente Rabbül müstad’âfiyn; ente erhamu biy min entekileniy ilâ aduvvin baiydin yetecehhemuniy, ev ilâ sadiykın kariybin mellektehu emriy. İn lem tekûn ğadbâne aleyye, felâ ubâliy, ğayre enne âfiyeteke evse’u l

Gerçek Akraba ve Dost, Zor Gününde Yardıma Koşandır…

Resim
  Gerçek Akraba ve Dost, Zor Gününde Yardıma Koşandır…     Adam koca bir danayı ziyafet için kesti ve büyük bir ateş̧ yaktı. Kızına dedi ki: “- Kızım, sevdiklerimizi ve komsularımızı çağır ve gelip bizimle oturup et yesinler ...” Kızı bağırdı: “- Evimizde yangın çıktı yetisin ahali! Evimizdeki bu yangını söndürmemize yardım edin!”. Birkaç̧ dakika içinde bunu duyan bir grup insan yangın söndürmek için yardım etmeye koşup evlerine geldiler. Diğer komşular akrabalar bu feryadı duymamış̧ gibi davrandılar feryada kulak tıkadılar. Yardıma gelenler Kurban kesen ailenin kurban etinden yiyip içtiler, karınlarını doyurdular giderken de ellerine birer parça et verildi. Baba şaşkındı kızına dondü ve dedi ki: '' Kızım Gelen insanlar, tanımam, daha önce hiç̧ görmedim, Kızım yangın var dedin bağırdın peki sevdiklerimiz, dostlarımız ve meslektaşlarımız nerede?". Kızı gözleri dolu dolu dedi ki: “- Evimizdeki yangını söndürmeye yardım etmeye gelmeyenler bizi ya

Gençken Yapılacak En Güzel İş Kulluktur

Gençken Yapılacak En Güzel İş Kulluktur Kulluk, büyük bir şereftir Kulluk insana Cenab-ı Hak tarafından verilen büyük bir şereftir. Bütün peygamberler her şeyden önce kulluklarıyla şeref duyduklarını ifade etmişlerdir. Kelime-i şehadette: “abduhu ve rasulüh ” diyoruz. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, önce Allah’ın kulu, sonra resulüdür. Kulluk önce zikrediliyor. İnsanın yaratılış gayesini ayet-i kerimede “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım” (Zâriyât, 51/56) diye ifade edilir. “Ey insanlar Rabbinize kul olun…” (Bakara, 2/21) emrinden hareketle, kulluk bizim için en önemli payedir. Biz bu hakikati, günde en az kırk defa namazlarda okumuş olduğumuz Fatiha suresindeki: “Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” (Fatiha, 1/5) ayetiyle ilan ediyoruz. Niçin ibadet etmeliyiz? Kime ibadet etmeliyiz? Dinî duyarlılıkların zayıfladığı toplumumuzda, Allah’ın bizlere farz kıldığı ve mutlaka yerine getirmemiz gerektiği