Kayıtlar

Haziran, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Her Şey O’ndan

  Her Şey O’ndan   Dil ne bilir şekeri şerbeti, Aldığın lezzeti baldan mı sandın? Ne arı, ne ağaç verir nîmeti, Elmayı, narı daldan mı sandın?   Baharı gönderir al gelin gibi, Bir hazinedir ki, görünmez dibi, O cemildir, cemal O’nun tecellisi, Güzeli yeşilden, aldan mı sandın?   Çok istesen de inadın olmaz, Takdirden öte muradın olmaz, O uçurursa senin kanadın olmaz, Uçmayı kuştan, kartaldan mı sandın?   Gördüğün, göremediğin göz O’nun, Bildiğin, bilemediğin öz O’nun, Dediğin, diyemediğin söz O’nun, Kelâmı dudaktan, dilden mi sandın?   Allah dilerse, azlar çok olur, Allah dilerse, varlar yok olur, Allah dilerse, açlar tok olur, Tokluğu paradan, puldan mı sandın?   İbrahim duada, Nemrut’un ateşinde, Ateşler gülzar olur, türlü esrar içinde, Oğul razı kurbandır, babasının peşinde, Kesmeyen bıçağı İsmail’den mi sandın?   O’nun sanatı, varlığın nakışında, O’nun şevkati ananın bakışında, O’nun rahmeti, suyun akışında, Suyu pınar

Anladın mı?

  Anladın mı?   Hicran destanını kendinden oku, Mecnun'dan duyup da rivayet etme. Aşkın Leyla'sını gördünse söyle. Söz temsili bulup hikâyet etme.   Yüz bin Leyla doğar âlemde her gün, Senin aradığın zevk, sefa düğün. Tutacağın işi önceden düşün; Daha ilk adımda nedamet etme.   Sevdanın oduna pek güvenilmez, Tutuşursan eğer kolay sönülmez. Bu yolun hükmüdür geri dönülmez, Canına kıymazsan seyahat etme.   İyi bak kabına, olmasın delik, Boşuna taşırsın, gider gündelik. Anında olmalı, ettiğin iyilik, Âlem duysun diye, inayet etme.   Kâbe’den maksadın varmaktır yara, Kör gibi tapınma, kara duvara, Hızır'ı ararsan kendinde ara, Bulamadım gibi rezalet etme.   Muhabbet herkesin aklını çelmez, Gönül viranesi kolay düzelmez. Âlemden çekinme bir zarar gelmez, Sen kendi kendine hıyanet etme.   Şen şatır gönlüne hicran dolmasın, Gençliğin gülşeni gamla solmasın. Neyzen gibi aklın yârda olmasın, Özründen çok büyük kab

İstiğfar, Ne Demektir?

            "İstiğfar" Ne Demektir?             Sözlükte örtmek, örtbas etmek anlamına gelen istiğfar, dini bir kavram olarak, hata ve günahların Allah'ü Teâlâ tarafından af ve mağfiret edilmesini istemek; kulun işlediği iyi ve güzel amelleri azımsayıp bunları artırmaya çalışması, günahlarını çok bulup bunları azaltmaya gayret etmesi demektir. Aynı kökten gelen "Gufran" ve "Mağfiret" kelimeleri; Allah'ü Teâlâ'nın kulun hata ve günahlarını örtmesi, ona azap etmemesi, günahlarını bağışlaması anlamına gelir. İstiğfar ile "günahtan vazgeçme" anlamına gelen tevbe arasında bazı farklar vardır. Kişi ancak kendi günahından dolayı tevbe edebilirken, başkalarının günahından dolayı da istiğfar edebilir. Yani başkasının affını Allah'ü Teâlâ’dan dileyebilir. Allah'ü Teâlâ’nın güzel isimlerinden olan "Gafur Celle Celâlüh" günahları örten ve "Gaffar Celle Celâlüh " bağışlayan, affeden demektir. Kur'an-ı K

Merzifonlu Şeyh Abdürrahîm Efendi Kuddise Sirrûh Hazretlerinden Nasihatler

  Merzifonlu Şeyh Abdürrahîm Efendi Kuddise Sirrûh Hazretlerinden Nasihatler   ·      “Dünyâ, itaat göstermeye değmeyecek kadar küçük ve hakîrdir.” ·      “Doğruluk, sevimli olanlarda ziynet, üzüntülü olanlarda metadır.” ·      “Büyük ihsân, dostunun hatâsını doğruya çevirir, düşmanın doğruluğunu da hatâya çevirir.” ·      “Câhil kusûrunu anlamaz, yapılan nasihati kabûl etmez.” ·      “Mahrûm ettikten sonra vermek, verdikten sonra mahrûm etmekten daha güzeldir.” ·      “Zaman, bedenleri yıpratır, emelleri yeniler, eceli yakınlaştırır, dilekleri uzaklaştırır.” ·      “Akıllı, sustuğu vakit tefekkür, konuştuğu vakit zikreder, baktığı vakit de ibret alır.” ·      “Kendisi amel etmeksizin Allah yoluna çağıran kişi, oksuz yaya benzer.” ·      “Mürüvvet; insanın, kendisini lekeleyecek şeylerden kaçınması ve güzellik kazandıracak şeylere yaklaşmasıdır.” ·      “Zenginliklerin en hayırlısı, Allahü teâlâ ile iktifa etmektir. Allahtan başkasıyla yetinmek, en büyük fakirlik

Abdurrahmân bin Me’mûn Nişâbûrî Kuddise Sirrûh Hazretlerinden Nasihatler

  Abdurrahmân bin Me’mûn Nişâbûrî Kuddise Sirrûh Hazretlerinden Nasihatler   ·      İlmiyle amel eden âlimlerle oturmak, kalblerin imârı ve bedenlerin gıdasıdır. Allahü teâlâ, Nisa sûresinin 3. âyet-i kerîmesinde meâlen şöyle buyurdu: “Allahü teâlânın emirlerine itaat ve yasaklarından kaçınmakta birbirinize yardım ediniz. Amma, küfür ve zulme veya masiyete (günaha) ve bid’ate yardım etmeyiniz.” ·      Asr sûresinin 3. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Birbirlerine hakkı (i’tikâd ve amelden inkârı caiz olmayan şeyleri) tavsiye edenler ve sabrı (farzların edasına, emirlerin yapılmasına devam etmeyi) tavsiye edenler, ziyanda değildirler” buyuruldu. ·      Sahih bir hadîs-i şerîfte; “Din nasihattir. İhlâslı olmaktır” buyuruldu. Eshâb-ı Kirâm; “Kime karşı yâ Resûlallah?” diye suâl edince; “Allaha, Kitabına, Resûlüne, Müslümanların imamlarına ve umûmuna” buyurdu. ·      Dînin lüzumlu şeylerinden biri nasihat olduğuna göre, nasihati terk eden kimsenin dînine zarar gelir. ·      Nasihat

Abd Başkanı Joe Biden: “Siyonist Olman İçin Yahudi Olmana Gerek Yok

Resim
Abd Başkanı Joe Biden: “Siyonist Olman İçin Yahudi Olmana Gerek Yok   ABD Başkanı Biden Tel Aviv'deki Ben Gurion Havaalanı'na indi. Burada İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Yair Lapid ve eski Başbakan Naftali Bennett tarafından resmi törenle karşılandı. Törende iki ülke marşlarının okunmasının ardından, Herzog, Lapid ve Biden konuşma yaptı.   “ABD BAŞKANI BİDEN: “SİYONİST OLMAN İÇİN YAHUDİ OLMANA GEREK YOK” Biden, konuşmasının başında, “Dostlarımla yeniden bir arada olmak ve bağımsız Yahudi devleti İsrail’i ziyaret etmek benim için bir onurdur.” ifadelerini kullandı. Yıllar önce İsrail’e yaptığı bir ziyarette kendisinin “Siyonist olduğuna” yönelik sözlerini hatırlatan ABD Başkanı; “- O zaman söylemiştim, şimdi yine söylüyorum: Siyonist olman için Yahudi olmana gerek yok.” diye konuştu. Herzog, konuşmasında, Biden’a hitaben; “- İsrail halkı, kardeşlerini arayan Yakup oğlu Yusuf gibi, sizi Kutsal Topraklara kollarını açarak ve neşeli kalplerle karşılıyor.

Hiç Olduğumu Bir Sen Anladın!

  Hiç Olduğumu Bir Sen Anladın!   Mahmud Efendi Kuddise Sirrûh Hazretleri, İsmailağa’ya ilk imam olduğu zaman kapı kapı dolaşıyor. Çevredeki her evin kapısını tıklayan Efendi Hazretleri: “- Ben bu caminin yeni imamıyım, bir sıkıntı ve ihtiyacınız olursa benim kapım her zaman açık. Sizi namaz da camimizde görmek bizi mutlu eder.” diyerek insanları namaza ve camiye çağırıyor. İnsanlarımız güzel muameleye güzel karşılık verirler. İnsanların yapısında da bu vardır.   “- Allah’ü Teâlâ razı olsun, ne demek hocam, inşallah hocam!” diyorlar. Herkesin aynı olması, herkesten aynı muameleyi beklemek de yanlış tabii. Ama böyle bir iş yapan her türlü hakarete hazırlıklı olması lazım. Efendi Hazretleri yine bir evin kapısına tıkladığında; o evden de et ve kemik yığını olarak tabir edilen iman ve akıldan nasibi olmayan dev gibi; boylu poslu, iri yarı bir adam çıkıyor. Efendi Hazretleri ona da aynı şeyleri söylüyor. Adam, Efendi Hazretlerine şöyle yukardan alaycı bir şekilde bakıyo

Türk Tarihinde Tasavvuf ve Tarikatlar

  Türk Tarihinde Tasavvuf ve Tarikatlar             Tasavvuf özelde kişilerin ruhlarında derin izler bırakırken genelde ise toplumu ahlaklı kılan temel etkenlerdendir. Bu yönüyle tasavvuf sadece kişileri değil toplumları ve devletleri de etki alanı içine almıştır. Türklerin tasavvufla tanışmaları İslâmiyet'le tanışmalarıyla aynı zamanda olmuştur. Türklerin tarih sahnesine çıkış ve dağılış yeri olan Asya'da ilk tasavvuf merkezi Horasan'dır. Zaten Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında Horasan Erenleri adı verilen tasavvufî eğitim almış gönül adamlarının çok büyük etkisi vardır. Buhara Merv, Semerkant gibi merkezler hem bu tasavvuf ekolünün büyüyüp geliştiği hem de fetih ruhuna sahip Alperen'lerin yetiştiği yerler olmuştur. Alperen'lerin piri ise kendisi de Türk olan ve günümüze kadar eserleri gelen büyük Mutasavvıf Hoca Ahmet Yesevî Kuddise Sirrûh hazretleridir. Türklerin Müslüman olmalarıyla başlayan tasavvuf anlayışı fetih ruhunu da beraberinde geti

Sahibine Çekmiş...

  Sahibine Çekmiş...   Bir gün Nasreddin Hoca Rahmetullahi Aleyh’in komşusu yanına gelerek;   "- Ya hocam, benim bir çift öküzüm var. Onlara öyle iyi bakıyorum ki, en güzel samanları onlara veriyorum. Arpa veriyorum, yerlerini günde iki defa temizliyorum. Anlayacağınız gözüm gibi onlara bakıyorum. Ama nedense çift sürme zamanı gelince hoyrat oluyorlar, çift sürmüyorlar. Bunun hikmeti veya izahı nedir acaba?" der. Nasreddin Hoca Rahmetullahi Aleyh: "- Sahibine çekmişler..." deyince, komşusu öfkeleniyor kızarıyor. Hiddetli bir şekilde: "- Sen ne diyorsun, Hoca efendi. Sözlerine dikkat et." deyince, Nasreddin Hoca Rahmetullahi Aleyh: "- Öfkelenme komşum. Bak sana, Allah’ü Teâlâ el, ayak, göz, burun, ağız, kulak, beyin, akıl vermiş. Sana Müslümanlığı nasip etmiş. Anlayacağın Allah’ü Teâlâ, sana en güzel nimetlerini vermiş. Ama namaz vakti gelince sen; Namaz kılmıyorsun. Ramazan gelince oruç tutmuyorsun. Kazancının zekâtını vermiyorsun. Sen

Kandehar Dağlarında Sabah Namazı

  Kandehar Dağlarında Sabah Namazı   Yönüm kıbleye, kıblem Kâ'be'ye… İki ak ışık çıkar göz bebeklerimden, Arza destek olmuş göğsü kaba dağları Aşar, bir solukta varır Mekke'ye, Yönüm kıbleye, kıblem Kâ'be'ye…   Niyetim sabah namazının farzı. Bir ak bayrak gibi açıldı ufuk, Şunca kuru otlar vardı secdeye, Benim maksadım Allah rızası, Niyetim sabah namazının farzı…   Durdum divâna, uydum Kur'an'a… Yıldız böceklerinden yıldıza dek Uymuşken ona her varlık, Veyl ol kitaba uymayan insana! Durdum divâna, uydum Kur'an'a… Allâhuekber!   Ben kıyamdayım, tetikte mavzer. İki derin soluk, kanımda iki şimşek, Can atar yücelere beyaz tenzih kuşları. Sarıldıkça hamd ile vahdetin yumağına, Dümdüz olur önümde kesretin yokuşları…   Açılır zafer yolu ol Fettâh'ın yâdıyla, Rahman ve Rahîm olan gökçek Allah adıyla. Hamd olsun göğümüzü burçlarla süsleyene, Onsekizbin âlemi yaratıp besleyene…   Güç onun, va