Kayıtlar

Yeter etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yeter ki Yürekten İste!

Resim
Yeter ki Yürekten İste! İbrahim Ethem Kuddise Sirrûh Hazretleri, tacı tahtı terk ediyor, Seneler sonra Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor. Dışarıda kar var, hava çok soğuk… "- Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim!” diye düşünüyor. Caminin bekçisi geliyor... Bekçi: “- Ne yapıyorsun burada?” diyor... İ. Ethem: “- Müsaade et şurada yatayım, Sabah Namazından sonra gideceğim!” diyor. Bekçi bacağından tutuyor ve onu: “- İbrahim Ethem senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi!” diyor ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya... İbrahim Ethem: “- Ben bu camiyi yaptırdım!” diyemiyor. “KİBİR” olur diye… Çaresiz şehre gidiyor. Her taraf kapalı, sadece bir yer açık, bir ekmek fırını... Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor. Orada çalışan işçi: “- Geç otur!” diyor. Aradan bir-iki saat geçiyor. Sabah ezanı okunmaya başlıyor. Okunduktan sonra işçi dönüyor... “- Hoş geldiniz nerede

Nasihat Olarak Ölüm Yeter!

Nasihat Olarak Ölüm Yeter! Abdullah bin Ömer Radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre; Bir adam, Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi Veselleme gelerek: — Ya RasulAllah! İnsanların en akıllısı ve en dirayetlisi kimdir? Diye sorunca; Hz. Peygamber buyurdu ki; — Ölümü en çok hatırlayan, ölüme en çok hazırlanandır. İşte bu kimseler hem dünya hem de ahiret şerefine nail olmuşlardır. (Taberani) Esasen insana, nasihat olarak ölüm yeter. Çünkü ölüm, çok ibretli bir olaydır. Eğer ki insan ölümden herhangi bir ibret ve nasihat almıyorsa bu kalbinin katı olmasından dolayıdır. Bu sebeple ölümü çok hatırlamak lazımdır. Halife Ömer b. Abdulaziz Rahmetullahi Aleyh, daima âlimleri bir araya toplar, ölümden bahsettirir, ölümü duyunca da ıslak bir kuşun ıslaklığını gidermek için çırpınması gibi çırpınırdı. İbni Sirin’nin yanında ölümden bahsedildiği zaman, kendisi ölmüş gibi uyuşurdu. Ölümü düşünmek ve onu kalbe yerleştirmek için en faydalı yol; daima akrabalarının, arkadaşlarını

Bana Allah’ü Teâlâ Yeter!

Bana Allah’ü Teâlâ Yeter! Rabb'imiz diyor ki: "Tekrar kabirden dirildiğin gün iki kabir arası kadar yaşadığını anlayacaksın." Ve işte o an biz şunu söyleyeceğiz: Allah’ım bu kadar kısa mıydı yaşadığımız şu ömür? Hepsini toplasan şu birkaç saat mi? — Bana Allah’ü Teâlâ Yeter! Bir ayakkabı giydiğinde bile zorlandığın için sevap yazan Allah’ımız var bizim. Senin sıkıntına ecir vermeyecek mi sanıyorsun? Tüm bunları ölünce anlayacaksın, istiyorum ki ölmeden önce anla! — Bana Allah’ü Teâlâ Yeter! İşte sana soruyor Allah’ü Teâlâ resulü... Kardeşim diyor, istemez misin dünya onların, ahiret bizim olsun? — Bana Allah’ü Teâlâ Yeter! Dua benim anahtarım, tevekkül ise kapımdır. Ötesinde ise Rabb'im vardır. — Bana Allah’ü Teâlâ Yeter! Bir insan yüreğini üşütüyorsa üzülme, Allah’ü Teâlâ oraya rahmetini bırakır, orayı sıcacık eder. Sen yeter ki kapını açık tut! — Bana Allah’ü Teâlâ Yeter! Aslında farklı tarzı var, bilinen ama üzerinde kafa yorul

Senden Hızlı Koşsam Yeter

Senden Hızlı Koşsam Yeter Bir Amerikalı ile Japon safariye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik silahları ile birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri fark edince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış... Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş: -Ne o? Aslandan hızlı mı koşacaksın? Japon gülerek cevap vermiş: -Yoo, senden hızlı koşsam yeter... Sen, Hızlı, Koş, Yeter, Japon, Japonya, ABD, Amerikalı,