Kayıtlar

Görür etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kişi, Kendisi Nasılsa Karşısındaki İnsanı da Öyle Görür!

Kişi, Kendisi Nasılsa Karşısındaki İnsanı da Öyle Görür! Bir gün Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem arkadaşlarıyla otururken Ebu Leheb meclise giriyor ve Efendimize: - Ya Muhammed, birçok yerleri gezdim, senden daha çirkinine rastlamadım. - Doğru söylüyorsun! Ebu Leheb. - Herhalde dünyanın en çirkini sensin! - Haklısın Ebu Leheb! Biraz sonra Hz. Ali Radiyallahü Anh içeri giriyor ve tevafuk bu ya, o da: - Ya Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem dünyada senden güzelini görmedim. - Doğrusun, ya Ali. - Sana baktıkça içime huzur doluyor. - Doğrusun ya Ali. Karşılığını verince konuşmalara şahit olan bir sahabe: - Ya Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem, biraz önce Ebu Leheb geldi, “Ne kadar çirkinsin” dedi. “Doğru söylüyorsun” dediniz. Şimdi Ali Radiyallahü Anh geldi; “Ne kadar güzelsiniz” dedi. Ona da “Doğrusun” dediniz. Hikmeti nedir? Diye sorunca, Efendimiz Aleyhisselam: - “İnsan insanın aynasıdır. Kişi, kendisi nasılsa karşısındaki

Peygamber Efendimizde Herkes Kendisini Görür!

Peygamber Efendimizde Herkes Kendisini Görür! “Kim, Allah’a ve peygambere itâat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine in’am eylediği (lütuf ve ihsanda bulunduğu) peygamberler, sıddîkler, şehitler ve sâlih kimselerle beraberdirler. Bunlar ne güzel arkadaştır! Bu lütuf Allah’tandır. Bilen olarak Allah’ü Teâlâ’kâfidir.” (Nisâ sûresi, âyet: 69-70) Bu âyet-i kerimenin sebeb-i nüzûlü (iniş sebebi) hakkında birkaç rivayet vardır. Bu rivayetlerden birisi de şöyledir: Peygamber efendimizin âzâd ettiği kölelerinden Hz. Sevban Radiyallahü Anh peygamber efendimizi her şeyden çok sevmekte, gönlünü O’nun sevgisi doldurmakta, bir an olsun Rasûlüllâh’ı Sallallahü Aleyhi Vesellem hatırından çıkaramamakta, tabir câizse yirmi dört saati Rasûlüllâh’ın Sallallahü Aleyhi Vesellem güzel ismini tekrar etmekle geçmektedir. Böyle peygamber sevgisi ve sevdasıyla dolu olan Hz. Sevban Radiyallahü Anh bir gün, rengi atmış, yüzü solmuş, bedeni incelmiş, zayıflamış mahzun ve kederli bir halde Ras

Allah Her Şeyi Görür

Allah Her Şeyi Görür Öğretmen öğrencileri içinde en çok Hasanı seviyor ve onu diğerlerinden üstün tutuyordu. Arkadaşları Hasanın kendilerinden daha çok sevilmesini çekemiyorlardı. Öğretmen bu durumu anlamakta gecikmedi. Öğretmen sevdiği öğrencinin üstünlüğünü diğerlerine anlatmak için her birine birer elma verdi. Ve “bunları hiç kimsenin görmediği bir yerde yiyip gelin.” diye tembih etti. Elmaları alan öğrenciler gizli bir yer bulabilmek için koşa koşa gidip, gözden kayboldular. Herkes elmayı kimsenin görmediği bir yerde yiyerek geri döndü. Yalnız Hasan elmayı aldığı gibi geri getirdi. Öğretmen diğer öğrencilere sordu: - Elmaları ne yaptınız? Öğrenciler hep bir ağızdan: - Hiç kimsenin görmediği bir yerde yedik, dediler. Öğretmen bu sefer Hasan’a döndü ve: - Sen niçin elmayı yemeden geri getirdin? Diye sorunca, Hasan şu cevabı verdi: - Siz bize hiç kimsenin görmediği bir yerde yiyin demiştiniz. Oysa ben nereye gittiysem, Allah’ın beni gördüğünü hissettim ve bu yüzd

Allah Bizi Her An Görür

Allah Bizi Her An Görür Bir gün bir öğretmen, öğrencilerinden kendisine hiç kimsenin onları görmediği bir yerden ona çiçek toplamalarını ister. Ertesi gün öğrencilerden kimi kimse yokken evinin bahçesinden kimi köyün dışındaki kırlardan topladıkları çiçekleri sevinçle öğretmenlerine verirler. Ancak öğrencilerden biri çiçek getirmemiştir. Öğretmen, "Sen çiçek getirmedin mi? " diye sorar. Ali başını öne eğer "Özür dilerim öğretmenim getiremedim." der. "Neden sizin bahçenizde çok güzel çiçekler olduğunu biliyorum. Hiç birine kıyamadın mı?" Diye soran öğretmenine Ali: "Hepsini toplayıp, size getirmek isterdim. Ama siz hiç kimsenin bizi göremeyeceği bir yerden toplamamızı istediniz. Ben kimsenin olmadığı bir yer ve bir an bulamadım. Çünkü her yerde Allah'ın beni gördüğünü biliyorum." der. Sarılarak Ali'yi öpen öğretmen: "Evet, sevgili yavrularım, benim istediğim cevap buydu. Allah bizi her an görür, duyar ve yaptıklar

Peygamberimize Bakan Kendisini Görür

Peygamberimize Bakan Kendisini Görür Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir mecliste otururlarken, oraya îslâmiyetin baş düşmanlarından Ebu Cehil geldi. Hiçbir şey konuşmadan Peygamberimizin yüzüne epeyce dikkatlice baktıktan sonra: — Ya Muhammed!, Sen ne kadar çirkin suratlı, acayip görünüşlü bir insansın, dedi. Peygamberimiz hiç kızmadı, hiddetlenmedi. Ona: — Doğru söylüyorsun ya Eba Cehil, buyurdular. Orada bulunanlar, bundan pek bir şey anlamamışlardı. Biraz sonra, aynı yere Hazreti Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) geldiler. Oda bir müddet Sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin mübarek veçhi şerifine baktıktan sonra: — Ya Resulallah! Anam, babam, nefsim ve bütün varlığım sana feda olsun. Sen ne kadar güzel yüzlü, güzel görünüşlü, tatlı sözlüsün. Ben, senden daha güzel bir insan görmedim, dedi. Hazreti Peygamber Efendimiz ona da: — Doğru söyledin Ya Ebu Bekir!, buyurdular. Her iki zıd söze de, aynı şekilde mukabele ederek tasdik eden Peygamber