Kayıtlar

Ağustos 19, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

40 Hadis-i Şerif 101

40 Hadis-i Şerif 101   01-   Temîm ed-Dârî anlatıyor: “Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem ‘Din nasihattir (samimiyettir).’ buyurdu. Biz, ‘Kime karşı?’ deyince, ‘Allah’a, Kitabı’na, Rasûlü’ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara.’ dedi.” (Müslim, Îmân, 95) 02-   “Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder.” (Nesâî, Cihâd, 24) 03-   “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim, Birr, 34) 04-   “…Allah’ım! Ey Rabbimiz ve her şeyin Rabbi! Beni ve ailemi dünya ve âhirette her an sana ihlâsla bağlı kıl. Ey yücelik ve ikram sahibi!” (Ebû Dâvûd, Vitir, 25) 05-   “Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah’a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak, zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.” (İbn Mâce, Sünnet, 9) 06-   “Üç şey kimde bulunursa o kişi imanın tadına ermiş olur: Allah ve Rasûlü’nü...

Bazı Hikmetler!

Bazı Hikmetler!   Uzun bir hadis-i şerifin bir bölümü şöyledir: ·      En sağlam kulp, kelime-i şehadettir. ·      En değerli söz, Allah’ı zikretmektir. ·      En iyi ilim, faydalanılan ilimdir. ·      En iyi zenginlik, gönül zenginliğidir. ·      En iyi azık, takvadır. ·      En iyi iş, farz olan amelleri yapmaktır. ·      En şerefli ölüm şehit olarak ölmektir. ·      En kötü şey, bid’attir. ·      En kötü mazeret, ölüm anındaki mazerettir. ·      En kötü pişmanlık, kıyametteki pişmanlıktır. ·      En kötü kazanç, faizden gelendir. ·      En büyük hata, yalan söylemektir. ·      Kötü şiirler, şeytanın nağmeleridir. ·      Gençlik, bir çeşit deliliktir. ·    ...

Gelişimiz Niye, Gidişimiz Niye?

Gelişimiz Niye, Gidişimiz Niye? Cenâb-ı Hak selâmete ermemizi bildiriyor. Nasıl selâmete? “Dünyaya niçin geldik? Kimin mülkünde yaşıyoruz? Nereye gideceğiz? Geliş niye, gidiş niye?” Bunun bir idrâki içinde bir mü’min olacak, ona göre hayatını tanzim edecek. Cenâb-ı Hak bize lûtfuyla, keremiyle, ihsânıyla, ikramıyla, insan olarak, bir de müslüman olarak dünyaya getirdi. Bizim burada bir dahlimiz olmadı, bir bedel ödeyerek olmadı. Fakat dünyadan bir bedelli olarak çıkacağız. Diğer taraftan, 124.000 küsur peygamberin en yücesine ümmet kıldı. Ve biz 124.000 peygamberden kendimiz seçmedik hangi peygambere (ümmet olacağımızı)… Cenâb-ı Hak lûtfuyla, keremiyle en yüce peygambere ümmet kıldı. İnsan dünyaya gelmeden bu kâinat hazırlandı. Bir mekteb-i âlem. Zerreden kürreye her şey Cenâb-ı Hakk’ın azametinin bir delili. Velhâsıl Cenâb-ı Hak bir ikram hâlinde bize. En büyük Peygamber’i ikram etti. O’nun “raûf ve rahîm” olduğunu, o Peygamber’in bildiriyor. Çok merhametli ve çok şefk...