Kayıtlar

Alâmet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Gerçek Muhabbetin Alâmetleri

  Gerçek Muhabbetin Alâmetleri   Allâh’ü Teâlâ ve Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem’e itaate götürmeyen muhabbet sözleri, kuru bir iddiadan öteye gidemez. Sevdiği uğruna fedakârlıkta bulunmayanların kalbî beraberlik iddiaları, dört duvar arasındaki kuru beraberlikler gibi, bir kıymet ifâde etmez. Bir sohbet esnâsında Hz. Sevbân Radiyallahü Anh, Habîbullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’e pek derin ve dalgın bir sûrette bakıyordu. Öyle ki onun bu hâli, Âlemlerin Efendisi’nin dikkatini çekti. Merhametle sordular:             “– Yâ Sevbân! Nedir bu hâlin?” Peygamber âşığı Sevbân şöyle dedi: –Anam, babam ve canım Sana fedâ olsun yâ Rasûlallâh! Sen’in hasretin beni öyle yakıp kavurmaktadır ki, nûrundan ayrı geçirdiğim her an bana ayrı bir hicrân olmaktadır. Dünyada böyle olunca âhirette nice olur diye dertleniyorum. Orada siz peygamberlerle beraber olacaksınız. Benim ise, ne olacağım ve nerede bulunacağım belli değil! Üstelik cennete giremezsem, sizi görmekten tamamen mahr

Sevilen Kulun Alâmeti

Sevilen Kulun Alâmeti   Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda olan Müslümanlar genelde çok sıkıntı çekerler. Ancak çektikleri, Peygamberlerin ve âlimlerin çektiklerinin yanında çok azdır, deryada bir damla bile değildir. Peygamber efendimiz, hiçbir peygamberin kendisi kadar sıkıntı, eziyet, acı çekmediğini bildirmiştir. Allah’ü Teâlâ’nın en sevdiği kulu böyle sıkıntı çekince, bizlerin ufak bir rahatsızlıktan dolayı isyan etmemiz, şikâyetçi olmamız uygun olur mu? Üstelik üzüntü, sıkıntı, dert, elem, keder, Allah’ın sevdiği kullarının boynuna attığı kementtir. İnsan, hep başkalarıyla meşgul olup gaflete düşer. Allah’ü Teâlâ, mümin kullarına dert ve bela vererek, bu gafletten uyandırır, onları başkalarına bırakmaz, sadece kendisiyle meşgul eder. Onlar da başka şeyle meşgul olmayıp dua eder, inler. Bu, Rabbimizin hoşuna gider. Cenab-ı Hak, meleklere buyurur ki: “— Şu kötü kullarımı sevmiyorum. Onlar benim ismimi ağızlarına hiç almasınlar.” “— Yâ Rabb

Allah-u Teâlâ Korkusunun 7 Alâmeti

Allah-u Teâlâ Korkusunun 7 Alâmeti Mümin, vücudunun bütün âzâları ile Allah’tan (Celle Celâluhû) korkandır. Nitekim büyük ahlâk ve fıkıh bilgini Ebu’l-Leys es-Semerkandî der ki: Allah (Celle Celâluhû)  korkusunun yedi alâmeti vardır: 1. Birinci alamet dilde belirir. Allah (Celle Celâluhû) korkusu taşıyan kul, dilini yalandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan ve boş konuşmaktan alıkoyar; bunlar yerine onu zikirle, Kur’an okumakla ve ilmî konuşmalarla meşgûl eder. 2. İkinci alamet kalpte belirir. Allah (Celle Celâluhû) korkusu taşıyan kul, başkalarına karşı kalbinde düşmanlık, iftira ve kıskançlık barındırmaz. Çünkü kıskançlık iyilikleri mahveder. Nitekim Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur: “Ateş odunu nasıl yerse (yakarsa) kıskançlıkta iyilikleri öyle yer (yok eder).” (Ebû Davud, 4903; İbn Mâce, 4210) Bilesin ki, kıskançlık, kalp hastalıklarının başlıcalarından biridir ve bu hastalıklar da ancak ilimle ve iyi ameller işleyerek t