Kayıtlar

çok etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hangisi Çok Seviyor?

Hangisi Çok Seviyor?   Kayınvalide ve Üç Damadı, tatile denize gitmişler. Kayınvalide: “- Bakayım damatlarım ben ne kadar seviyor?” deyip denize atlamış. Ve boğulma taklidi yapmaya başlamış. “- Büyük damadım boğuluyorum, ne olur kurtar beni!” demiş. Büyük damat da hemen kurtarmış. Ertesi sabah büyük damadın kapısında bir “Reno Laguna” üzerinde de bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden.” Ertesi gün ortanca damadı denemiş aynı şekilde o da hayatını kurtarmış onunda kapısında bir “Reno Safrane” ve üzerinde bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden.”             Sıra küçük damadı denemeye gelmiş. Ertesi gün yine denize girmiş. “- Damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni!” demiş. Küçük damat: “Boğulursan, boğul!” demiş. Kadın da oracıkta boğulup can vermiş. Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde de bir “Ferrari” üzerinde de bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın; kayınpederin.”

Kıyamet Günü En Çok Duyulacak Feryat:

Kıyamet Günü En Çok Duyulacak Feryat: يَقُولُ يَا لَيْتَنٖي قَدَّمْتُ لِحَيَاتٖيۚ ﴿٢٤﴾ İnsan, “Keşke âhiret hayatım için daha önce bir şeyler yapmış olsaydım!” der. (Fecr Sûresi, 24) Ya Rabbi! Bizleri dehşetli Kıyamet gününde pişman olanlardan eyleme! Kâmil iman, salih amel, selim kalp sahibi bahtiyar kullarından eyle!

Masum Kuzum! İnsanlara Muhtaç Olmamak İçin Çok Çalış!

Masum Kuzum! İnsanlara Muhtaç Olmamak İçin Çok Çalış!   Çünkü her şeyde başkalarına muhtaç olarak yaşamak çok zordur. Çoğu zaman insanın onurunu, haysiyetini ve karakterini incitir. Hatta küfre dahi sebep olabilir.   Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şu duası bu gerçeği işaret etmektedir: “Ya Rabbi, fakirlikten sana sığınırım.” (Nesai)   Fakir Kimdir?   Zekât nisabı kadar malı olmayan ve aslî ihtiyaçlarını karşılayamayan kimselere fakir denir.   Hiç malı olmayan ve yarın için yiyecek bir şey bulamayan yoksul kimseye de miskin denir.   Fakir olsun, miskin olsun her ikisi de muhtaç durumdadır. Tek farkları biri az muhtaç, diğeri ise çok muhtaçtır.   Tarih boyunca insanlar arasında başkalarına muhtaç olanlar hep olmuştur. Ancak Müslümanın hedefi başkalarına muhtaç olan bir fakir olmak değil, başkalarının ihtiyacını karşılayan bir zengin olmaktır.   Çünkü Aşere-i mübeşşere dediğimiz yani; daha dünyada iken cennete gidecekleri ismen müjdelenen

Bu Duaya Çok İhtiyacımız Var…

  Bu Duaya Çok İhtiyacımız Var… Sübhane Rabbiyel aliyyil âlel Vehhab! Elhamdulilahi rabbil âlemin vesselâtu vesselâmu âlâ Rasûlüne Muhammed in ve alihi ve sahbihi ecmain. Allah’ım, tüm Müslüman kardeşlerimize sağlık sıhhat nasip eyle… Allah’ım, hastası olan kardeşlerimize şifalar nasip eyle... Allah’ım, borcu sıkıntısı olan kardeşlerimizi rahatlığa çıkmayı nasip eyle... Allah’ım, ailesinde sorunları olan din kardeşlerimize huzur mutluluk nasip eyle… Allah’ım, eşiyle sorunları olan din kardeşlerimize sabır ve çözmeyi nasip eyle… Allah’ım, çocuklarıyla derdi olan ailelere mutluluk ve huzur nasip eyle... Allah’ım, işleri ters giden tüm kardeşlerimize bolluk bereket nasip eyle… Allah’ım, iç sıkıntısı olan kardeşlerimize kalplerini rahata ermeyi nasip eyle… Allah’ım, komşusuyla kötü olan kardeşlerimize sabır ve sükûnet nasip eyle… Allah’ım, her kim senden hiçbir karşılık beklemeden bir şey isterse en kısa zamanda O’na O’nu vermeyi nasip eyle… Allah’ım, din kardeşle

Birçok erler ki…

Resim
  Birçok erler ki… Birçok erler ki, onları ne bir ticaret ve ne de bir ticaret Allah Teâlâ’nın zikrinden ve namazı hakkıyla kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin mustarip olacağı bir günden korkarlar. Ya Rabbi bizleri namazlarını hiç aksatmadan, huşû ve hudû içinde kılan bahtiyar kullarından eyle!

Otuz Dördüncü Tavsiye: Çok Secde Etmek Kişiyi Cennet’e Koyar

 Otuz Dördüncü Tavsiye: Çok Secde Etmek Kişiyi Cennet’e Koyar Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in hizmetkârı ve Ashabı Suffa'dan olan Ebu Firas Rabia b. Ka'b El Eslemi Radiyallahü Anh şöyle anlatır: Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ile beraber geceler, abdest suyu ve diğer ihtiyaçlarını getirirdim. Bana buyurdu ki: “- Benden bir şey dile!” Ben de: “- Cennet’te Sana arkadaşlık etmeyi dilerim!” dedim. “- Bundan başka!” dedi. Ben de: “- İsteğim budur!” dedim. “- Sen de nefsine karşı çok secde etmekle, bana yardım et!” buyurdu. (Müslim) Hz. Peygamber'in Mevlâsı Ebu Abdillah Sevban Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’ı şöyle derken işittiğini rivayet etmiştir: “- Çok secde etmeye bak. Zira sen her secde edişinde Allah’ü Teâlâ seni onunlâ bir derece yukarı kaldırır. Senden de bir günahı siler.” (Müslim) Cabir Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’i şöyle derken işittiğini rivayet etmiştir: “- Şüphesiz geced

Dünya Çok Aldatıcıdır​

Dünya Çok Aldatıcıdır​   ​             ​İbrahim Aleyhisselam bir gün, vahy ile bir dağa çıkar. Orada bir mezar görür. Üzerindeki yazıdan, mezarın Ad kavminin reisi Şeddad bin Ad'a ait olduğunu anlar. İçeride bir cenaze ve ölünün üzerinde de yetmiş tane ipekli örtü vardır. Ölünün baş tarafında da şu yazılar bulunan bir levha görür:​ “Ben, Şeddad bin Ad'ım. Bin sene ömür sürdüm. Bin orduyu yendim. Bin kızla evlendim. Bin tane evlâdım oldu. Ad ve İrem Kavmine reislik yaptım. Ölümüm yaklaştığında, doktorları başıma topladığım halde ölümden kurtulamadım. Benden ibret alıp dünyaya aldanmayın. Eğer ölümden kaçış olsaydı, ben kaçabilirdim. Ben kaçamadığıma göre siz hiç kaçamazsınız. Çünkü benden daha fazla dünya imkânlarına sahip olamazsınız. Benden daha çok da ömür süremezsiniz. Benden daha çok mal edinemezsiniz. Benden daha çok çocuk sahibi olamazsınız. Şunu iyi biliniz ki, dünya çok aldatıcıdır. Sizinle oynar durur!”…

O Gün Çok Büyük Bir Gündür…

  O Gün Çok Büyük Bir Gündür…   Sahabelerden olan Hz. Enes Radiyallahü Anh rivayet ediyor ki: Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem ile beraber bir arada bulunuyorduk. Bir ara azı dişleri görülecek kadar gülümsedi. Hikmetini sorduğumuzda şöyle buyurdular: Ümmetimden iki kişi Allah Celle Celâlüh’ün huzuruna vardılar. Onlardan birisi dedi ki: “- Ya Rabbi, benim bu kişide kul hakkı var, hakkımı bundan al ve bana ver!” Bu sözler üzerine Allah Teâlâ diğerine: “- O kulumun Hakkını ver!’” buyurdu. Adam ise: “- Ey Allah’ım! Benim sevap hanemde bir şey kalmadı!” dedi. Cenâb-ı Hakk kul hakkı talebinde bulunan kişiye: “- Bu adamın sevabı kalmadı, ne dersin? “buyurdu. Adamcağız o zaman: “- O halde benim günahlarımdan alsın!” dedi. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bu hadiseyi anlatırken gözleri doldu ve dedi ki: “- O gün çok büyük bir gündür ve insan günahının alınmasını talep eder!” Adamın bu talebi üzerine Allah Teâlâ hak sahibi olan kişiye: “- Başı

Hizmet Edenler Daha Çok Sevap Kazandı

              Enes bin Mâlik Radiyallahü Anh rivayet etti: Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ile beraber bir sefere çıkmıştık. İçimizden bazıları oruçlu, bazıları da değildi. Havanın çok sıcak olduğu bir günde bir yerde konakladık. Güneşin sıcağından korunmak için birçoğumuz elbisesini gölgelik yapıyor, bazılarımız da eliyle korunmaya çalışıyordu. Oruç tutanlar açlıktan ve yorgunluktan takatsiz düştüler. Tutmayanlar kalkıp çadırları kurdular, hayvanları sulayıp yemlediler. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Bugün oruç tutmayanlar daha çok sevap kazandı.” buyurdular.

Kıyamet Günü En Çok Duyulacak Feryat:

يَقُولُ يَا لَيْتَن۪ي قَدَّمْتُ لِحَيَات۪يۚ Anlamı: Ölümcül bir pişmanlık içinde: “Keşke sağlığımda şu ebedî hayatım için bir hazırlık yapmış olsaydım!” der. (Fecr Sûresi, 24)

Çok Komik Bir Temel Fıkrası

Öğretmen öğrencilere sormuş: “- Söyleyin bakalım İslâm düşmanları kimlerdir? Öğrenciler bir bir saymaya başlamış… “- Yahudiler, Hristiyanlar, masonlar, komünistler, ateistler, laikler, putperestler, teröristler, bir de bunların yerli işbirlikçileri… Öğrenciler saydıkça Temel yerinde kızarıp bozarıyor, renkten renge giriyormuş. Öğretmen Temel’e dönerek; “- Hayrola Temel biz seni Müslüman biliyoruz. Öğrenciler saydıkça sana da ne oluyor? Temel: “- Hocam, demiş. Haklısınız, öğrenciler çok güzel cevaplar veriyor. Ama saydıkları hep benim işbirliği yaptığım kişiler, beni de sayacaklar diye ödüm koptu. Oylarım zaten yüzde birin altında… Eğer beni de sayarlarsa tamamen sıfır çekerim! Diye çok korktum! Bütün sınıf kahkahaya boğulmuş…

Ne Kadar Malım Mülküm Çok Olsa da…

    Hasan efendi adıyla meşhur bir ihtiyar vardı. Yaratılış gayesini iyi bilirdi. Ömrünü dinine hizmet etmekle geçirmişti. Mum dibine ışık vermez misali oğluna ne kadar nasihat etmişse de oğlu söz dinlememişti. Ölüm döşeğindeyken oğlunu çağırıp der ki: “- Oğlum bugüne kadar hiç bir nasihatimi dinlemedin. Son bir arzum var onu bari yerine getir!” Oğlu merakla sorar: “- Son arzun nedir baba?” Ben ölünce yıkandıktan sonra daha kefenlenmeden hocadan müsaade iste babamın vasiyeti var de ayaklarıma çorap giydir? “- Baş üstüne babacığım. Bir çift çorabın ne kıymeti var. Söz veriyorum vasiyetini yerine getireceğim.” İhtiyar baba sevdiği bir arkadaşını da çağırıp ona der ki: “- Bu mektubu ben ölüp defnedildikten sonra oğluma vermeni rica ediyorum.” Arkadaşı kabul ederek mektubu alır. Gün gelir ihtiyar Hasan Efendi fâni dünyadan baki âleme göç etmek üzere vefat eder. Meyyit yıkanıp kefenleneceği zaman oğlu elinde bir çift çorapla gelir. Hoca efendiye babasının vasiyetini an

Yerli Misyoner Çok Tehlikeli

Resim
Yerli Misyoner Çok Tehlikeli (Kime hizmet ettiği belli değil…)   Kader inancını inkar eden, Hz. Adem'in babası vardı diyen, Peygamberimizi ( ﷺ ) İslam'ın dışında tutan ilahiyatçı Mustafa İslamoğlu bu defa da Ayasofya'nın camiye çevrilmesine "Kur'an'a aykırı" dedi. Ehl-i Sünnet dışı fikirler taşıyan, İslamoğlu, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi ve fetih kavramlarını Alman Deutsche Welle zihniyetinde olması gerektiği şekliyle yorumladı.

İnsanların Çokluğuna Aldanma!

İnsanların çokluğuna aldanma! Sen yalnız ölecek, kabre yalnız girecek, kabirden yalnız kalkacak ve hesabını yalnız vereceksin!   (Hasan-ı Basrî Rahmetullahi Aleyh)   Yâ Rabbi! Bu geçici dünya hayatını senin rızan doğrultusunda yaşamayı; kâmil iman, salih amel ve selim kalp sahibi olmayı Mahkeme-i Kübra’da kolay hesap verebilmeyi nasip eyle!

Biz Müslümanlar Aslında Çok Kuvvetliyiz…

Biz Müslümanlar Aslında Çok Kuvvetliyiz…   Biz Müslümanlar aslında çok kuvvetliyiz… 1.3 milyar Müslüman kolayca silinemez. Naziler 12 milyon Yahudiden 6 milyonunu Holokost'ta öldürdü. Ama bugün aracılar yoluyla dünyayı Yahudiler yönetmektedir. Başkalarını kendileri için savaştırıp ölüme yollamaktadırlar. Sosyalizmi, komünizmi, insan haklarını ve demokrasiyi icat ettiler, böylece onlara eziyet çektirmeyi yanlış yaptırdılar, diğerleriyle eşit haklardan yararlanmaktadırlar. Böylece en güçlü ülkelerin kontrolünü eline geçirdiler. Ve bu küçük cemaat dünya çapında güçlü oldu.   Mahathir Bin Mohamad

Çok Para Buldu Bakın Sonra Neler Oldu? Cizre'de Bir Yıl Önce Yaşanmış Gerçek Bir Olay

  Çok Para Buldu Bakın Sonra Neler Oldu? Cizre'de Bir Yıl Önce Yaşanmış Gerçek Bir Olay   Fakir kadın ve yaşlı annesi Kırmızı Medrese yolunda ilerlerken kaldırımda kapalı bir poşet bulurlar. Kadın poşetin içine bakar poşetin içi para dolu… kadıncağız olduğu yere oturur ve şok olur. Beklemeye başlar. Belki paranın sahibi parasını aramak için tekrar geri döner diye... Kaldırımda oturmaya başlar. Bir müddet geçtikten sonra; gözünde yaş akan bir adam ağlayarak oradan gelen geçen insanlardan; “- Paramı kaybettim bir poşetin içindeydi. Böyle bir poşeti gördünüz mü?” diye sağa sola kaçışıyor. Kadın kaldırımda oturarak adamı seyrediyor. Artık kadın emin olmuştur. Bu paraların bu adama ait olduğunu… “- Amca diyor poşetin rengi nedir içinde ne varki sen bu kadar üzgün şekilde arıyorsun?” “- Evimi sattım, tapudan gelirken yolda siyah poşetin içinde paramı düşürdüm, paramı arıyorum!” Kadın hemen çarşafının altında poşeti çıkararak adama verir. Adam bu sefer aevincinden göz

“Mutluluk” Denen İksir, Bakmaktan Çok Görmesini Bilenlerin

  “Mutluluk” Denen İksir, Bakmaktan Çok Görmesini Bilenlerin   Zengin bir iş adamı, hafta sonu tatilini bir kayak merkezinde geçirmek istemiş. Ve orada kaldığı günlerden bir gün, kayma niyetiyle dışarı çıktığında, yoğun bir tipi yüzünden kaybolmuş. Telefonlar çekmiyormuş o civarlarda, bu yüzden de kimselere ulaşamamış. Önce biraz yükseklere tırmanmayı denemiş, her tarafı rahatça görmek için ama tipi oralarda daha da şiddetliymiş. Sonra tekrar aşağıya yöneldiğinde, kendisini ormanlık bir alanda bulmuş. Hava yavaş yavaş kararıyormuş, beyaz görmekten yorulan gözleri gibi. Uzaktan kurt sesleri duyduğunda, korkuya kapılarak paniklemiş. Mağara bile olsa, bir yerlere sığınması gerekiyormuş. Etrafına bir kez daha göz gezdirince, ormanın alt yamacında zayıf bir ışık görmüş. Bazen sönecek gibi titreyen zayıf bir ışık. Adam son bir gayretle, bata-çıka, düşe-kalka o yöne doğru koşmuş. Birkaç yüz metre ötede tomruklardan yapılan bir kulübe varmış. Kapısının üstüne bir fener asılan, ba