Kayıtlar

Ocak 20, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İkramının Mükâfatını Gören Kadın

İkramının Mükâfatını Gören Kadın Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyn ve Abdullah b. Cafer (radıyallahu anhüm) hazeratı hac için Medine-i Münevvere'den yola çıkmışlardı. Yolda eşyalarını kaybettiler. Aç ve susuz kalmışlardı. Çölde bir çadır görüp yanına yaklaştılar. Çadırda sadece yaşlı bir kadıncağız vardı. Kadına içecek bir şeyi olup olmadığını sordular. Kadın: — Bir koyunum var, sağın da sütünü için, dedi. Sağıp sütü içtikten sonra, aç olduklarını, yiyecek bir şeyin olup olmadığını sordular. Kadın: — Bir koyundan başka bir şey yok. Kesin” de size pişireyim, yer karnınızı doyurursunuz, dedi. Koyunu kesip hazırlattılar ve yedikten sonra oradan ayrılacakları zaman: — Biz Kureyşdeniz. Hacca gidiyoruz. Sağ - sAli Radiyallahü Anhm Medine'ye dönersek, bizi bulmayı ihmal etme! Sana bir iyilik yapmak isteriz, deyip gittiler. Akşam kadının kocası eve gelip durumu öğrenince kızarak: — Bilmediğin kimselere koyunu nasıl yedirdin! Kureyşten birkaç kişi diyorsun.

Hazreti Aişe Radiyallahü Anha'nın Cömertliği

Hazreti Aişe Radiyallahü Anha'nın Cömertliği Zamanın halifesi Hazreti Muaviye, Hazreti Aişe'ye binsekizyüz seksen dirhem kıymetinde erzak hediye etmiş ve bu malı Hazreti Aişe validemize göndermişti. Hazreti Aişe, bu erzakın tamamını kendisini hiç aklına getirmeden dağıttı. Akşam olunca da hizmetçisi Ümmü Dürre'ye: — Git biraz ekmek - zeytin al da iftar edelim, dedi. Ümmü Dürre Radiyallahü Anh hazreti Âişe'nin emrini yerine getirdikten sonra: — Bugün bu kadar erzak dağıttın! Ne olurdu, onların tamamını dağıtmasaydın da, biraz et alsaydık, bu akşam iftarımızı etli yemekle yapsaydık, dedi. Hazreti Aişe validemiz, kendisinin aklına- gelmediğini imâ ederek: — Vaktiyle davransaydın, bu iş belki olurdu, dedi.

Timurlenk'i Yükselten

Timurlenk'i Yükselten Meşhur Türk Hükümdarı Timurlenk'e: — “Seni erlikten başbuğluğa yükselten nedir? . .” Diye sordular. Timurlenk şu cevabı verdi: — Asla ümitsizliğe düşmedim... O kadar zorlukla karşılaştığım halde hiç birisinden yılmadım ve bir maksadıma erişmek için bir karınca bana örnek oldu: Birgün düşmanlarımdan kaçmış bir harabeye sığınmıştım. Her yerden ümidi kesmek üzere olduğum bir anda gözüm bir karıncaya ilişti. Karınca kendinden büyük bir buğday danesini almış bir yıkıntının üzerinden aşırmak için uğraşıyor, fakat taşıdığı şey kendisinden büyük olduğu için sonuna kadar götüremiyor, düşürüyordu. Dane yuvarlanarak duvarın dibine düşüyor, karınca tekrar inip rızıkını alıp götürmeye uğraşıyordu. Bu hal elliden fazla oldu ama karınca da nihayet maksadına erişti. Karıncanın bu azmini gördükten sonra bende bir ümid peyda oldu. Kendi kendime: “Ben bu karınca kadar da mı olamayacağım.” dedim ve maksadıma erinceye kadar hiç bir zorluktan yılmadım. (Alıntı)

Komşu Hakkına Dikkat

Komşu Hakkına Dikkat Ashaptan Hazreti Mücahid Radiyallahü Anh Abdullah b. Ömer Radiyallahü Anh ile alâkalı şahit olduğu bir hâdiseyi şöyle nakleder: — Ben, Hattab oğlu Ömer Radiyallahü Anh’ın oğlu Abdullah'ın yaninda idim. Ömer Radiyallahü Anh b. Abdullah Radiyallahü Anh oğluna bir koyun kestiriyordu. Koyunun kesilmesi için emir verdikten sonra oğluna: — “Oğlum yahûdi komşumuzu da unutmayasın!” Diye emir verdi ve bu emri koyun kesilip hazırlanıncaya kadar üç defa tekrarladı. Babasının aynı sözü tekrarlayıp durmasından sıkılan oğul: — “Baba, anladım. Yahûdi komşumuza da pay ayır diyorsun. Bunu tekrarlayıp durmanın ne mânâsı var! Ben bu zamana kadar senin hiçbir emrine itaatsizlik ettim mi? Bütün mesele, koyun kesildikten sonra komşu yahûdiye bir parça 'et verilmesi değil mi? ...” deyince, Hazreti Ömer Radiyallahü Anh, oğlu Abdullah'ın elinden tutup; yüzünü kendisine doğru çevirdikten sonra şöyle dedi: — “Oğlum, komşu hakkı hususunda Peygamberimiz öyle ç

Asaletli Bir Kadın Sahabi

Asaletli Bir Kadın Sahabi Ebû Süfyan'ın kızı Ümmü Habibe, babası iman etmediği halde, kendisi îmanı kuvvetli bir sahabi olmuşta. îmanı hususunda hiç fedakârlık etmez, hatta babası bile olsa müsamaha göstermezdi. Nitekim, bir gün babası Ebû Süfyan, Peygamberimizle yaptığı sulh anlaşmasını yenilemek ve bir neticeye bağlamak üzere Medine'ye gelmişti. Bu arada, kızı Ümmü Habibe'yi de ziyaret etmek istedi. Kızının evine gittiğinde, orada hazır bulunan bir şiltenin üzerine oturmak istemişti. Fakat kızı ümmü Habibe, hemen babasının altından şilteyi alıp kaldırdı ve oturmasına müsaade etmedi. Ebu Süfyan, kızının bu hareketine son derece sinirlenmişti — Kızım, senin bu şilten ne kadar da kıymetli imiş... Beni, ney üzerine oturtmak istemiyorsun. Nedir bunun kıymeti? Diye sordu. Hazreti Ümmü Habibe Radiyallahü Anh: — Evet! O şilte çok kıymetlidir. Zira bu şiltenin üzerine, Server-i Kâinat oturmaktadır. Sense müşrik oldun ve dolayısıyla onun üzerine oturamazsın, dedi. (Al

Hazreti Ömer Radiyallahü Anh'ın Bir Örnek Hareketi

Hazreti Ömer Radiyallahü Anh'ın Bir Örnek Hareketi Hazreti Ömer Radiyallahü Anh hilâfeti zamanında, 400 dirhem paraya muhtaç olmuş ve bu parayı da Abdurrahman b. Avf hazretlerinden istemişti. Abdurrahman b. Avf hazretleri, Hazreti Ömer Radiyallahü Anh’a, para yerine şu telkinde bulundu: — Ya Ömer Radiyallahü Anh! Parayı benden mi istiyorsun? Halbuki Beyt'ül Mal senin elindedir... Parayı oradan al, sonra iade edersin... Hayatı, adalet timsAli Radiyallahü Anh olan hazreti Ömer Radiyallahü Anh, Abdurrahman b. Avf hazretlerine şu cevabı verdi: — Ya Abdurrahman! Parayı senden istiyorum... Zira bir emri ilahî vukuunda veya borcu ödeyememe gibi bir durumda seninle helâllaşmak kolay olur. Ya mirasımdan bir miktar ayırtırım yahut helâllaşırız. Ama ben, bu borçlanmayı devlet hazinesine yaparsam, bütün Müslümanlarla helâllaşmak lâzım gelir ki, bu da mümkün değildir. O takdirde, ne benim malım onu ödemeye kafi gelir, ne de sevabım, ahirette beni kurtarır. Bu kadar ağır bi

Evlat Acısına Sabır

Evlat Acısına Sabır Bir kadın, Risalet peygamberinin huzuruna gelerek: — Ya Resûlallah! Benim üç çocuğum vefat etti. Dua et de cennete gireyim, dedi. Kadının bu sözlerini dinleyen Resulü Ekrem Efendimiz: — Sen zaten cennette yerini hazırladın, buyurdular. (Alıntı)