Kayıtlar

Temiz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kalbini Aç Ve Temiz Kıl

  Kalbini Aç Ve Temiz Kıl   Birtakım nimetlere gark olup da buna şükretmeyenin hâli nedir?   Şudur ki:   Nimetler kaybolup gider. O da onların peşine gider. Gözü bağlı bir gidiştir bu. Sakın bundan. Sen şükür ipi ile nimetleri bağlamaya bak. Bazen durup düşünürsün. Allah katında benim yerim ve kıymetim nedir acaba diye kendi kendine sorarsın. O zaman etrafa değil kendine bak.   Nerede duruyorsun? Hangi hâlde bulunuyorsun?   Şunu bil ki:   Senin O’ndan istediğin şeylerin en hayırlısı, O’nun senden istediğidir. Cenab-ı Hak dilini talep ve dua için çözüp serbest bıraktığı ân, ellerin gözyaşları ile semaya açıldığı ân, işte o ân sana ihsan iniyor demektir. Vardığı menzilde yolların birbirine karıştığını görüp korkuya kapılma! Asıl korkulacak şey heva ve hevesin kalbine galip gelmesidir.   İki şeyden birini tercih edeceğin zaman bunlarda nefsine ağır gelenini seç, onu yap. Çünkü nefse ancak hak ve doğru olan şey ağır gelir.   Bil ki her kalbe nur iner, lakin

Damarları Temizleyen Besinler Hangileridir?

Damarları Temizleyen Besinler Hangileridir? Damarları temizleyen besinler vatandaşların ilgi odağı oldu. Özellikler Türkiye'de çok fazla sigara içenin bulunmasından dolayı damar tıkanıklığı en çok görülen hastalıklardan birisi. Damarları temizleyen besinler hem bu tür hastalıklara çare olurken, hem de kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor. İşte damarları temizleyen besinler. Damarları temizleyen besinler kalp rahatsızlıklarına yakalanma riskini azaltıyor. Özellikle günde 1 çay kaşığı tarçının kandaki yağ oranını yüzde 26 oranında azalttığı kaydedilmiştir. Dengesiz beslenme sonucu tıkanan damarlar ölüm riskini artırmaktadır. Damar tıkanıkları konusunda uyaran Dr. Muammer Yıldız, damarları temizleyen yiyecekleri sıraladı... Zeytinyağı Akdeniz ülkelerinde kalp hastalıkları görülme oranının daha az olması zeytinyağı sayesindedir. İçeriğindeki antioksidanlar sayesinde kanseri önler ve tansiyonu düşürür. Badem E vitamini, çözünebilen lif ve t

Temiz Kalbe Sahip Olmanın Şartları

Temiz Kalbe Sahip Olmanın Şartları Mânevî tezkiye ve tasfiye netîcesinde selîm ve münîb bir kalbe ve mutmain bir nefse sâhip olabilmek için riâyet edilmesi gereken birtakım şartlar vardır. Onların başlıcaları şunlardır: 1- Helâl gıdâ, 2- İstiğfar ve duâ, 3- Kur’ân okumak ve ahkâmına tâbî olmak, 4- İbâdetleri huşû ile edâ etmek, 5- İnfak, 6- Geceleri ihyâ etmek, 7- Zikrullâh ve murâkabe, 8- Resûlullâh’a muhabbet ve salevât-ı şerîfeye devâm etmek, 9- Tefekkür-i mevt, 10- Sâlih ve sâdıklarla beraber olmak, 11- Güzel ahlâk sâhibi olmak… Bütün bu şartlar üzerinde ciddiyetle durulup, gayretle yaşanması neticesinde elde edilen kalb-i selîm, mâsivâdan arınmış ve mücellâ bir ayna gibi Hakk’ın cemali sıfatlarının tecellîgâhı hâline gelmiştir. Hak Teâlâ, kulunun kalbinde cemâlî sıfatlarının tecellîlerini görünce onu sever ve ondan râzı olur. Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları

Alabilirsen Al

Alabilirsen Al Hacı Bayram-ı Velî'nin doğduğu Zülfadl (Sol-Fasol) köyünden bir genç askere çağrılmıştı. Yetim olan bu temiz genç, babasından kalma birkaç altınını, annesinden kalan hâtıra bilezik ve küpleri emânet edecek bir kimse bulamadı. Hepsini küçük bir çekmeceye koyup, Hacı Bayram-ı Velî'nin türbesine getirdi. Türbeyi ziyâret edip; "Yâ hazret-i Hacı Bayram-ı Velî! Beni vatanî vazifemi yapmak için çağırdılar. Annemden ve babamdan kalma şu hâtıraları emânet edecek bir kimse bulamadım. Bu küçük çekmeceyi zâtı âlinize emânet bırakıyorum. Eğer askerden dönersem, gelir alırım. Şâyet dönemezsem, istediğiniz bir kimseye verebilirsiniz!" diye münâcaat etti. Sonra çekmeceyi sandukanın kenarına koyarak ayrıldı. Aradan yıllar geçti. Gencin askerliği bitti ve emânetini almak üzere Hacı Bayram-ı Velî'ye geldi. Ziyâretini yapıktan sonra, çekmeceyi koyduğu yerde buldu. Hiç dokunulmamıştı. Orada türbeyi bekleyen türbedâra; "Bu çekmece benimdir. Askere g

Kalbi Temizlerken Dört Engel Çıkar

Kalbi Temizlerken Dört Engel Çıkar 1- Mal sevgisi: Malın kendisi değil, sevgisidir. Kalbi temizlemek, ahireti kazanmak için malın Önemi büyüktür. Fakat mal sevgisi engeldir. Mal sevgisini kalpten çıkarmalıdır! 2- Makam sevgisi: Ahiret nimetlerini elde etmek için makam ve mevki elbette iyidir. Mal gibi makamın da kendisi değil sevgisi engeldir. Hizmet için bir makama talip olmak başka Şey, nefsin arzularını tatmin için makam sahibi olmak ayrı şeydir. 3- Yabancı sevgi: Allah sevgisinden başka her sevgiyi kalpten çıkarmalıdır! 4- Günah: Her günaha tevbe etmelidir! Hadis-i Şerifte buyuruldu ki: Kim günah işlerse, kalbinde siyah bir nokta hâsıl olur. Tevbe ederse silinir. Günahlara devam ederse, o leke büyüyüp kalbin tamamını kaplar. [Nesâi] Bu dört engeli aşmak için dört şey gerekir. 1- Çok yememek, helalinden yemek. Hadis-i Şerifte buyuruldu ki: Çok yiyip içmekle kalbinizi öldürmeyin! [İ.Gazali] Haram karıştırmadan, kırk gün helal yiyenin kalbi nurla dolar. Kalbi

Günahları Temizleyen On Şey

Günahları Temizleyen On Şey Bir Mümin işlediği günahtan on şey ile kurtulur: 1- Tevbe yahut istiğfar ile 2- Allah’ü Tealayı zikir etmek ile 3- İşlediği hayırlı ameller ile  4- Dünyada başına gelen belâ ve musibetlerle, 5- Kabir suali ve azabı ile 6- Mümin kardeşinin ona dua ve istiğfar etmesi 7- Mümin kardeşinin amellerinin sevabından ona hediye etmesiyle. 8- Kıyamet günü Arasat’ın korkulu halleri ile 9- Rabbinin rahmeti ile 10- Resûlullâh Efendimiz’in Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şefâati ile. (İmam Suyûtî, Tulûu’s-Süreyyâ) (Fazilet Takvimi)

Müslümanlara Karşı Bu Hristiyanlığın Zaferidir

Müslümanlara Karşı Bu Hristiyanlığın Zaferidir Defile, mankenlik, podyum ve benzeri bir takım kelimelerle anlatılan çağdaş kadın pazarları; temiz, asil ve namuslu Müslüman-Türk gençlerini mazisinden, dini inançlarından, if­fet ve hayâ duygularından koparmak için düzenlenmiş bir tuzaktan başka bir şey değildir. Hem öyle bir tuzak ki, altın kupada sunulan zehirden farkı yok Ar damarı çatlamamış, utanma duygusunu yitirmemiş hiç bir genç kız man­kenlik veya benzeri meslekler adına sahnelere, podyumlara çıkıp çırılçıplak denecek şekilde kendini teşhir edemez.  Çirkin bakışlara, şehvet salgılayan ahlaksızlara muhatap olamaz. Belli ki bu türlü toplantılara, programlara gelen insanlar; daha çok şehevi hislerini tatmin etmek, hayvani duygularını okşamak için harekete geçmişlerdir. Kısaca ifade etmek gerekirse güzellik(!) yarışmaları vb. sos­yal faaliyetlere(!); gerçekte cemiyet için, mutlaka kurtulunması gereken sosyal bir cüzzam illetidir. Sözü 1932 senesinde yapılan dünya güzellik

Kimin Kalbi Temiz

Kimin Kalbi Temiz İki Derviş yolculukları sırasında hızla akan geniş bir kenarına varmışlar... Genç bir kadın dere kenarında karşıya nasıl geçeceğini bilemez halde ağlamaktaymış... Dervişlerden biri, hemen atılıp genç kadını sırtlayıp derenin öteki tarafına bırakmış! Öteki derviş hiç yerinden kıpırdamamış! Ne zaman ki; dere kenarından birkaç kilometre kadar uzaklaşırlar. Diğer derviş daha fazla dayanamamış ve arkadaşına hışımla dönmüş: - Sen, böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Biz dervişiz! Bırak bir kadını sırtına alıp karşıya geçirmeyi, onlara bakmamız bile günahtır! Öteki derviş oldukça sakin karşılık vermiş: - Dostum ben o kadını dereden geçirip sırtımdan bıraktım. Sen ise kilometrelerce kalbinde taşıyorsun!

Helâl Kazanç Ve Haram Hususunda Titiz Ve İhtiyatlı Olmak

Helâl Kazanç Ve Haram Hususunda Titiz Ve İhtiyatlı Olmak Bir kimsenin temiz gönüllü, ihlâs sahibi ve ehl-i istikâmet olduğunu anlamak için onun, yaptığı ibâdetlerinden ziyade o ibâdetleri hangi kalbî seviye ve hâl ile yaptığına bakılmalıdır. Yâni bilhassa davranışlarının İslâm ahlâkına uygun ve kazancının helâl olup olmadığına dikkat edilmelidir. Bu meyanda Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, bir kimse methedildiği zaman, metheden şahsa, üç şeyi sormuştu:             “- Sen onunla hiç komşuluk, yolculuk, veya ticâret yaptın mı?” Muhâtabı üçünü de yapmadığını söyleyince: “- Öyleyse onu methetmeyin, çünkü siz onu lâyıkıyla tanımıyorsunuz!” buyurdu. Onun için Süfyân-ı Sevrî -kuddise sirruh-: “Kişinin dindarlığı, ekmeğinin helâlliği nisbetindedir.” buyurmuştur. Birgün kendisine:  “- Efendim! Namazı birinci safta kılmanın fazîletini anlatır mısınız?” dediklerinde de helâl lokmaya dikkat çekmiş ve:  “- Kardeşim! Sen ekmeğini nereden kazanıyorsun, ona bak! Kazancın helâl o

Temiz Nesiller Nasıl Yetişir!!!

Kızımı Kime Vereyim? Bugün, bütün insanlar; toplumun çok bozulduğundan ahlâk, namus ve güven kalmadığından, yakınırlar. Medyadaki iç karartıcı ve tüyler ürpertici haberler, cinayetler, tecavüzler, aile içi şiddet; bir avuç mutlu azınlık hariç, herkesi rahatsız etmektedir. Ancak, hiç kimse kendini düzeltmek istemez. Hatayı hep başkalarında ararlar. Mutlu görünen varlıklı kesim bile sık sık kötü olaylar ve mutsuzlukla karşı karşıya geliyor. Onlar da bunun sebeplerini kanunlara, idarecilere ve maddi sebeplere bağlarlar.  Çünkü artık manevi hayattan tamamen kopmuşlardır. Hâlbuki rejimin adı ne olursa olsun, kanunlar ne kadar mükemmel olursa olsun onu uygulayan insandır. İnsan bozuk olunca her şey bozuk oluyor. Eğer madde gerçekten her şeyi çözseydi varlıklı kesim suç işlemez ve dünyanın en mutlu insanları olurdu.  “Kesikbaş”  vakaları yaşanmazdı. Madde ve paranın gücü sınırlıdır. İnsanı mutlu etmeye yetmez. İnsan nefsi her zaman; en iyiyi, en güzeli, her alanda dünyada bir numara olmayı, i