Helâl Kazanç Ve Haram Hususunda Titiz Ve İhtiyatlı Olmak
Helâl Kazanç Ve Haram Hususunda Titiz Ve İhtiyatlı Olmak
Bir kimsenin temiz gönüllü, ihlâs sahibi ve ehl-i
istikâmet olduğunu anlamak için onun, yaptığı ibâdetlerinden ziyade o
ibâdetleri hangi kalbî seviye ve hâl ile yaptığına bakılmalıdır. Yâni bilhassa
davranışlarının İslâm ahlâkına uygun ve kazancının helâl olup olmadığına dikkat
edilmelidir.
Bu meyanda Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, bir
kimse methedildiği zaman, metheden şahsa, üç şeyi sormuştu:
“-
Sen onunla hiç komşuluk, yolculuk, veya ticâret yaptın mı?”
Muhâtabı
üçünü de yapmadığını söyleyince:
“- Öyleyse onu methetmeyin, çünkü siz onu lâyıkıyla
tanımıyorsunuz!” buyurdu.
Onun için Süfyân-ı Sevrî -kuddise sirruh-:
“Kişinin
dindarlığı, ekmeğinin helâlliği nisbetindedir.” buyurmuştur.
Birgün kendisine:
“- Efendim!
Namazı birinci safta kılmanın fazîletini anlatır mısınız?” dediklerinde de
helâl lokmaya dikkat çekmiş ve:
“- Kardeşim!
Sen ekmeğini nereden kazanıyorsun, ona bak! Kazancın helâl olduktan sonra,
hangi safta dilersen orada namazını kıl; bu hususta sana güçlük yoktur.”
cevabını vermiştir.
Ticarette helâlinden kazanmaya dikkat edip, ona
haram karıştırmamanın ehemmiyet ve bereketini, Mûsâ Efendi -kuddise sirruh- şu
hâdise ile anlatırdı:
“Gayr-i
müslim bir komşumuz vardı. Sonradan müslüman olmuştu. Birgün kendisine hidâyete
eriş sebebini sorduğumda şunları söyledi:
“-
Acıbadem’de tarla komşum Rebî Molla’nın ticâretteki güzel ahlâkı vesilesiyle
müslüman oldum.
Molla Rebî, süt satarak geçimini temin eden bir
zâttı. Bir akşam vakti bize geldi ve:
“- Buyurun,
bu süt sizin!” dedi.
Şaşırdım:
“- Nasıl
olur? Ben sizden süt istemedim ki!” dedim.
O hassas ve zarif insan:
“- Ben
farkında olmadan hayvanlarımdan birinin sizin bahçeye girip otladığını gördüm.
Onun için bu süt sizindir. Ayrıca o hayvanın tahavvülât devresi (yediği otların
vücudundan tamamen izâlesi) bitinceye kadar sütünü size getireceğim…” dedi.
Ben:
“- Lâfı mı
olur komşu? Yediği ot değil mi? Helâl olsun!...” dediysem de Molla Rebî:
“- Yok yok, öyle olmaz! Onun sütü sizin hakkınız!”
deyip hayvanın tahavvülât devresi bitene kadar sütünü bize getirdi.
İşte o mübârek insanın bu davranışı beni ziyâdesiyle
etkiledi. Neticede gözümdeki gaflet perdelerini kaldırdı ve hidâyet güneşi
içime doğdu. Kendi kendime:
“- Böyle yüce
ahlâklı bir insanın dîni, muhakkak ki en yüce bir dîndir. Böylesine zarîf,
hak-şinâs, mükemmel ve tertemiz insanlar yetiştiren dînin doğruluğundan şüphe
edilemez!” dedim ve kelime-i şehâdet getirip müslüman oldum.””
Bu hikmetli kıssalar, helâl kazanç ve haram meselesi
hususunda ne kadar titiz ve ihtiyatlı olmamız gerektiğini pek bâriz bir şekilde
ortaya koymaktadır. Zîrâ helâl kazanç, takvânın temel esaslarındandır. Buna
binâen hadîs-i şerîfte:
“Doğru sözlü,
dürüst ve güvenilir tâcir; nebîler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.”
(Tirmizî, Büyû, 4) buyurulmuştur.
Çünkü
nebîler, sıddıklar ve şehitlerle beraberlik vasfını kazanan gönlü hassas bir
tüccar, etrafı için huzur ve berekete vesîle olurken, kendisi için de dünyevî
ve uhrevî iki saâdete de mazhariyet elde eder. Ancak dünya ihtirâsına mağlup
olanlar, bu âlemde saltanat sürer gibi görünseler de, sonsuz âlemin ebedî birer
sefîli ve yoksulu olmaktan kendilerini kurtaramazlar.
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle
buyurmuştur:
“Öyle bir
zaman gelir ki, kişi malını helâlden mi, haramdan mı kazandığına hiç aldırış
etmez.” (Buhârî, Büyû, 7, 23)
Hâsılı, hadîs-i şerîfte işâret edilen gafletlerin
fazlaca zuhûr ettiği ve gönüller haramları terk etmeye çalışsa da, onların
gönülleri bırakmadığı günümüzde, helâle riâyet edebilmek, en mühim mesele ve en
büyük ibâdettir.
Bu büyük ibâdeti îfâ ederek Allâh’ın emrine itaat,
teslîmiyet ve rızâ hâlinde bulunabilen kalbler, dikenlerin arasından sıyrılıp
renk renk açmaya mazhar olan güller misâli, birer hayır ve feyiz menbaı
olurlar. Bunun aksine, haram ve şüpheli şeylere dalmış kalbler de, güllerin
aksi olan dikenlerin arasına katılıp binbir kötülük kaynağı ve hattâ
ahlâksızlık yuvası hâline gelirler. Cenâb-ı Hak muhâfaza buyursun! Âmîn!
Yorumlar
Yorum Gönder