İnsanlara Tevazuyu Öğretmek, Onları Kibirden Kurtarmak…
Bir derviş, mübarek bir zata bağlanır. O zatın dergâhına gidip gelmeye başlar. Fakat yine dergâha gittiği bir gün, dergâhtaki büyük bir köpek, önüne çıkar, havlamaya başlar ve onu içeri bırakmaz. Mübarek zat da, merakla pencereden bakar. Köpek içeri almayınca, talebe köpeğe bağırır: “- Ey köpek, yeter yahu! Sen de bu dergâhın köpeğisin, ben de… Köpeğin köpeğe bunu yapması reva mı?” Der. Köpek kuyruğunu indirip gider. Talebe içeri girince hocası, onu ve diğer bütün eski talebelerini çağırır. “- Bana kâğıt kalem getirin!” Der. İcazetini yazıp, o talebenin eline verir. “- Evladım, senin işin tamam. Benim vekilimsin. Artık benim sana verecek bir şeyim kalmadı!” Buyurur. Herkes şaşırır, çünkü dergâha intisap edeli henüz çok az bir zaman olmuştur. O talebe, bunun üzerine: “- Efendim, ben bir şey bilmiyorum. Bu icazeti neye istinaden verdiniz?” Diye sorar. Hocası buyurur ki: “- Evladım, bu dergâhın vazifesi, insanlara tevazuyu öğretmek, onları kibirden kurtarmaktır. Se...