Kayıtlar

İmtihan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İmtihan

İmtihan   Geçmişin herkesin saygısını kazanmış derin hocalarından biri, yıllarca ders verdiği bir öğrencesini bir gün karşısına aldı ve şöyle dedi:             “- Sen artık yılların tahsil ve terbiyesi sonucu belirli bir düzeye geldin. Gerekli bilgileri nazari olarak kavradın. Ama bu öğrendiklerinden sonuç çıkaracak yorum yapacak, gerektiğinde bunlardan yararlanacak hâle geldin mi? Bunu öğrenmek için sana bir soru soracağım. Doğru cevap verdiğin takdirde sana icazet (diploma) vereceğim.” Öğrenci: “- Peki, hocam, sorunuzu sorun, bilirsem beni serbest bırakın, ben de zaten bunu istiyorum!”, dedi. Hoca sorusunu şöyle yöneltti: “- Diyelim ben seni serbest bıraktım, ilk önce bir sıla-i rahim (yakın akraba ziyareti) yaparsın. Memleketine giderken elbette köylerden yaylalardan geçeceksin. Yolun üstünde davar sürülerine, çoban köpeklerine rastlayacaksın. Varsayalım ki böyle bir yerde beş altı tane köpek birden sana saldırdı. Nasıl kurtulursun?” Öğrenci cevap verdi. “- Elimdek

İmtihan

İmtihan   Aldanma bu dünyaya, fânî cihandır bu, Kendisi âşikâr, ateşi gizli külhandır bu, Giden geri gelmez, iki kapılı handır bu, İnsafı terk eyleme, makâm-ı imtihandır bu. (Lâ edrî)   Âdemoğlunun dünyaya imtihan için gönderildiğini Allah Celle Celâlüh birçok ayette bildirmiştir. “Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiyâ Sûresi, 35) “Şüphesiz bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten (kullarımızı) imtihan ederiz.” (Müminûn Sûresi, 30)   Dünyaya gelişin gayesi imtihandır. Her şey imtihan içindir. Mal, mülk, servet, mevki, makam, evlât, ıyal… İmtihan için veriliyor, kazananlar mükâfatını, kaybedenler de cezasını göreceklerdir. İmtihanla ilgili şu beyitte çok manalıdır   “Ayar-ı zâtı merdüm-zâdenin asla nihan olmaz Zer-i meskuk muhtac-ı mihenk-i imtihan olmaz.”   (Asilzadenin kişiliğindeki yüksek ayar asla gizlenemez ve her daim kendini belli eder. Bu tıpkı, sikkeli alt

Başımıza Gelen Sıkıntılar, İmtihan mıdır?

Başımıza Gelen Sıkıntılar, İmtihan mıdır?   İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem’in buyurduğu: "Ben ilim şehriyim; Ali ise kapısıdır." (el- Cami’us-Sağir 1/415, Sevaiku'l-Muhrika 73; Tehzibu't-Tehzib 6/320; Müstedrek-i Hâkim 3/126) Hz. Ali Radiyallahü Anh'a sordular: "- Başımıza gelen sıkıntılar, imtihan mıdır; yoksa ceza mı?" İlmin kapısı cevap verdi: "- Eğer bizi Allah'ü Teâlâ’ya yaklaştırıyorsa imtihandır; uzaklaştırıyorsa cezadır." “Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu Allah'a göre kolaydır. Elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye (böyle yaptık.) Çünkü Allah, kendini beğenip övünen hiçbir kimseyi sevmez.” (Hadid Sûresi, 22)

Beş Şey Vardır Onlarla İmtihan Olunduğunuzda…

  Beş Şey Vardır Onlarla İmtihan Olunduğunuzda…   Beş şey vardır, onlarla imtihan olunduğunuzda (o toplumda hiçbir hayır kalmamış demektir. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:   “Ey Muhâcirler topluluğu! Beş şey vardır, onlarla imtihan olunduğunuzda (o toplumda hiçbir hayır kalmamış demektir.) Siz hayatta iken onların ortaya çıkmasından Allah’a sığınırım. Bu beş şey şunlardır:   1- Zina: Bir toplumda zina ortaya çıkar ve açıktan işlenecek bir hale gelirse, o toplumda mutlaka vebâ ve onlardan önce gelmiş-geçmiş hiçbir millette görülmeyen hastalıklar yayılır.   2- Ölçü ve tartıda hile: Bir toplum, ölçü ve tartıyı eksik yaparsa, o toplum mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve sultanın (yöneticinin) zulmüne uğrar.   3- Zekât vermemek: Bir toplum, mallarının zekâtını vermezse, mutlaka gökten yağmur kesilir. Şayet hayvanlar da olmasaydı, tek damla yağmur bile yağmazdı.   4- Ahdin bozulması: Bir toplum, Allah ve elçisinin ahdini bozarsa (düşma

Böyle Bir Zamanda İmtihana Hazır mısınız?

Böyle Bir Zamanda İmtihana Hazır mısınız? Abdülaziz Kıranşal ·           Kişiyi ailesi helak edecek: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki; “Öyle bir zaman gelecek ki, kişinin helak olması, eşinin, anne-babasının ve çocuklarının elinden olacaktır. Onu fakirlikle ayıplarlar, gücünün üstünde tekliflerde bulunurlar, o da dinini kaybedecek işlere girer ve helak olur.” (Beyhakî) ·           Güvenilir dost ve helal para azalacak: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki; “Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli bir şey olmayacaktır: Helal para, cânı gönülden güvenilip, arkadaşlık yapılacak bir dost ve kendisiyle amel edilecek bir sünnet.” (Heysemî) ·           Dünya menfaati için din ve dava satılacak: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki; “İnsanlar dinlerini küçük dünya menfaati karşılığı değiştiriverirler. İşte öyle zamanda dinlerinde sâbit kalabilenler ellerinde kor ateşi tutanlar gibidirler.” (Müslim) ·   

Şeytanı İmtihana Çeken Mü'min

Şeytanı İmtihana Çeken Mü'min İlk zamanlarda lanetlik şeytan insanlar arasında öz çehresiyle serbestçe dolaşabiliyordu. Bir gün gerçek mü'minlerden biri yanına yaklaşarak şeytanı denemek istedi. Mü'min, "Ey Şeytan, ben seni çok seviyorum. Aynı senin gibi olmak için ne yapmak gerek? Bana söyler misin?" diye söze girişti. Lanetlik şeytan bir av yakaladığından emin söze başladı. Önce, "Hayret!" dedi. "Bugüne kadar benim gibi olmak isteyen bir kişiyle karşılaşmamıştım. Sen nasıl istiyorsun bunu? Ne mutlu sana! Seni candan tebrik ederim." Sonra da kendisi gibi olabilmenin yolunu şöyle gösterdi: "İlk işin namazı terk etmek olacak. Sonra da eğriye, doğruya boyuna yemin edeceksin." Bütün bunları can kulağıyla dinlemiş görünen mü'min ortaya atılarak, "Ey Şeytan!" dedi. "Ben Allah'a namazımı terk etmeyeceğim, asla dilimi yemine alıştırmayacağım diye erkek sözü verdim. Sözümden beni kimse caydıramaz.&

İyiliğin Peşinden İmtihan Gelir

İyiliğin Peşinden İmtihan Gelir Salih bir zat vardı. Çok cömertti. Elinde avucundakileri muhtaçlara dağıttığı gibi, yardım isteyen fakirler olursa, onlara belli etmeden, başkalarından kendi adına borç alır fakirlere hediye ederdi. Bu zat bir gün hastalanır, yatağa düşer. Hastalığı gittikçe artar. Bunu duyan alacaklılar, onun ölüm döşeğinde olduğunu düşünerek başucuna dikildiler. Salih zat bundan son derece utanmış, rahatsız olmuştu. Asık yüzlü, sıkıntılı tiplerle çevrili olması onu üzmüştü. Bir şeyler söylemek istedi ancak, bize para gerek, nasihat değil, diye susturuldu. Bu sırada dışarıdan helva satan bir çocuğun sesi duyuldu. Salih zat, bir adamına seslenerek helvaları satın alıp ziyaretçilere ikram etmesini istedi. Görevli, çocuğun tepsisindeki bütün helvaları aldı. Ziyaretçilere ikram etti. Herkes abus çehrelerle helvaları yediler. Çocuk gelip helvaların parasını istedi. Salih zat, – Evlat bunları bana borç olarak yazar mısın? deyince çocuk tek kelime söy

Cebrail'in Hazreti Ebubekir'i İmtihanı

Cebrail'in Hazreti Ebubekir'i İmtihanı Cebrail aleyhisselâm, Hazreti Ebu Bekir'i Resûlüllah'a karşı ne kadar sevgisi olduğunu öğrenmek istediğini Hak Teâlâ'dan istedi. Cenab-ı Allah ona imtihan etmesini emretti. Cebrail aleyhisselâm bir bayram sabahı Hz. Ebu Bekir'in geçeceği yol üzerine bir âmâ gibi oturdu. Hazreti Ebu Bekir bayram günü en yeni ve kıymetli elbiselerini giymiş Resûlüllah'ın yanına gidiyordu. Tam Ebu Bekir Radiyallahü Anh önüne geldiği zaman: - Hazreti Muhammed'in sevgisi için bana bir şey vereni Allah afvetsin, dedi. Hazreti Ebu Bekir bunu duyunca sırtındaki cübbesini çıkarıp verdi: - Bu sözü tekrar söyler misin? Diye sordu. Amâ tekrar söyledi. Hazreti Ebu Bekir bu sefer çıkarıp sırtındaki elbiseyi verdi. Tekrar söyletip ayakkabısını da verince üzerinde ancak örtünecek kadar elbise kalmıştı. Yolun ortasında kalan Hazreti Ebu Bekir'i o ara Bilâl-i Habeşi radıyallahu anh görüp elbise getirmesi için eve gönderdi.

Fatih, Medresesine İmtihanla Girdi

Fatih, Medresesine İmtihanla Girdi Hazreti Fatih, İstanbul'u fethettikten sonra, hemen kendi ismiyle anılan bir cami ve etrafına da büyük bir medrese yaptırdı. Bugünün üniversitesi sayılan medresede, Fatih de, bir oda almak istiyordu. Fakat Fatih'in bu isteğini medresenin ilim neyeti: - Siz ne talebesiniz, ne de hacegân sınıfındansınız. Bu durumda medresede bir odaya sahip olmanız mümkün değil, dediler. Hazreti Fatih, aldığı bu cevaba kızmadığı gibi: - Medresede bir odaya sahip olabilmem için, ne yapmam lâzım? dedi. - İmtihan olmanız lâzım, dediler. Fatih, aynı talebe imiş gibi imtihana girdi ve imtihanı kazanarak kendi yaptırdığı medresede bir odaya sahip oldu. (Alıntı)

Sabır İmtihanı

Sabır İmtihanı Anlatıldığına göre Zekeriya Aleyhisselâm bir gün Yahudilerden kaçar, onlarda ardına düşerler. İz sürücüler kendisine yaklaşınca kalın dallı bir ağaç görür. "Ey ağaç yarıl da beni içine al!" diye yalvarır. Bu sırada açılan ağaç Hz. Zekeriyya Aleyhisselâm’ı gövdesine aldıktan sonra tekrar kapanır. Derken iblis ortaya çıkar, iz sürücülerini iri gövdeli ağacın yanına getirir, bir testere ile ağacı keserek Hz. Zekeriyya Aleyhisselâm’ın ölmesini sağlamalarını söyledi. Onlar da İblis’in dediği gibi yaparlar. Hz. Zekeriyya Aleyhisselâm Allah’a değil, ağaca sığındığı için bu yanlış tutum, helakine yol acar ve testereyle ikiye bölünür. Nitekim Peygamber’imizden Sallallahü Aleyhi Vesellem gelen bir rivayette: Ulu Allah Celle Celâlühü söyle buyurur: "Başına bir bela geldiği zaman bana sığınan kulun, daha o hiç bir istekte bulunmadan, dilediği yerine getirir ve daha yalvarmadan duasını kabul ederim. Buna karşılık başına bir bela geldiği zaman bana değ

Neden İmtihan Ediliyoruz?

Neden İmtihan Ediliyoruz? İnançsız bir öğretmen, öğrencilerin aklını karıştırmak için: “Çocuklar, demiş. Allah hepimizin cennete gitmesini istediği halde, neden bizi dünyaya göndermiş? Çocuklardan biri, soruya karşılık vermiş:  Öğretmenim, demiş. Şüphesiz ki siz bizim sınıf geçmemizi istiyorsunuz. O halde neden hepimize birer 100 vermeyip imtihan ediyorsunuz?