Sabır İmtihanı

Sabır İmtihanı

Anlatıldığına göre Zekeriya Aleyhisselâm bir gün Yahudilerden kaçar, onlarda ardına düşerler. İz sürücüler kendisine yaklaşınca kalın dallı bir ağaç görür.
"Ey ağaç yarıl da beni içine al!" diye yalvarır. Bu sırada açılan ağaç Hz. Zekeriyya Aleyhisselâm’ı gövdesine aldıktan sonra tekrar kapanır.
Derken iblis ortaya çıkar, iz sürücülerini iri gövdeli ağacın yanına getirir, bir testere ile ağacı keserek Hz. Zekeriyya Aleyhisselâm’ın ölmesini sağlamalarını söyledi. Onlar da İblis’in dediği gibi yaparlar.
Hz. Zekeriyya Aleyhisselâm Allah’a değil, ağaca sığındığı için bu yanlış tutum, helakine yol acar ve testereyle ikiye bölünür.
Nitekim Peygamber’imizden Sallallahü Aleyhi Vesellem gelen bir rivayette:
Ulu Allah Celle Celâlühü söyle buyurur:
"Başına bir bela geldiği zaman bana sığınan kulun, daha o hiç bir istekte bulunmadan, dilediği yerine getirir ve daha yalvarmadan duasını kabul ederim. Buna karşılık başına bir bela geldiği zaman bana değil de varlıklardan birine sığınan kulun yüzüne bütün gökyüzü kapılarını kitlerim." demiştir.
Testerenin dişleri beynine geçince Hz. Zekeriyya Aleyhisselâm feryadı koparır. Bunun üzerine kendisine söyle seslenilir:
"Ey Zekeriyya! Allah’ü Teâlâ sana şöyle buyuruyor":
"Niye belaya sabretmiyorsun da "Ah!" diyorsun. Eğer bu sözleri ikinci sefer tekrar edersen adını Peygamberler defterinden silerim."
Bu ağır ihtar üzerine Hz. Zekeriyya Aleyhisselâm ağzından hiç bir feryat ifadesi kaçmasın diye dudaklarını ısırır, iki parçaya biçilinceye kadar sabreder.
Akli başında olan kimse şikâyetçi olmaksızın, başına gelen belaya sabretmeli, dünya ve ahiret azabından kurtulmalıdır. Zira belaların (İmtihanların) en çetini ile Peygamberler ve veliler karşılaşır.
Cüneyt-i Bağdadi Rahimellahu Aleyh der ki:
"Bela, ariflerin kandili, müritlerin uyarıcısı, müminlerin silahı ve gafillerin helak olma sebebidir. Başına bela gelip de hoşnutluk ve sabır göstermedikçe hiç kimse imanın tadına varamaz "
Nitekim Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
"Bir gece hastalanıp da Allah Celle Celâlühü’den gelen acıya gönül hoşnutluğu ile katlanan kimse, anasından doğduğu gibi günahlarından arınır. O halde hasta olduğunuz zaman iyileşmeyi temenni etmeyiniz."
Dahhak der ki: "Her kırk gecede bir başına ya bir bela ya bir keder veya bir musibet gelmeyen kimsenin hesabına, Allah Celle Celâlühü katında hiç bir hayır yazılmaz"
Muaz Ibni Cebal Radiyallahü Anh der ki:
"Allah bir kulun başına bir hastalık verince sol yanındaki meleğe "Çek ondan kalemi", sağ yanındaki meleğe de "bu kulumun hesabına yapageldiği amellerin en iyilerini yaz" diye talimat verir.
Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem söyle buyuruyor:
"Bir kul hastalanınca Allah ona iki melek göndererek:
"Bakın bakalım, kulum ne diyor" diye talimat verir. Eğer hasta "Elhamdülillah!" derse bu sözü melekler tarafından Allah’a ulaştırılır, O, zaten bilir ya!
O zaman Allah buyurur ki:
"Bu kulumun eğer canini alırsam onu kesinlikle Cennet’e yerleştireceğim ve eğer ona şifa verirsem etini daha semiz etlerle, kanını daha yarayışlı bir kanla değiştireceğim gibi günahlarını da muhakkak sileceğim."


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis