Kel Papağan

Kel Papağan
           
 Vakti zamanında bir bakkal ile bu bakkalın güzel ve büyük bir dükkânı varmış. Adam, bütün gün dükkânında olduğundan kendisine arkadaşlık yapması için bir papağan almış.
Papağan, bütün gün kafesinde oturup etrafa neşe saçıyormuş. Adam, papağanı aldığından beri müşterileri artmış. Gelen çocuklar hem papağanı dinliyor, hem de bir şeyler alıyorlarmış. Adam da papağanı çok seviyor, bu sayede müşterilerinin artmasına çok mutlu oluyormuş.

Akşam olup, adam eve gidince, papağan dükkânda kalıyor, bekçilik yapıyormuş.

Gene böyle bir akşam, adam evine gittiğinde, papağan bekçilik yapmaya başlamış. Akşamın ilerleyen saatlerinde dükkâna, nereden geldiği belli olmayan bir kedi girmiş. Gördüğü fareyi yakalamak için atılınca, papağan onun kendi üzerine geldiğini sanmış. Korkudan kanatlarını çırpmasıyla gülyağı şişeleri devrilmiş. Yere düşen şişeler kırılıp her yer gülyağı olmuş.
Ertesi sabah bakkal, dükkânı açınca şaşırmış. Her taraf şişe kırıkları ile doluymuş. Gülyağları her yere saçılmış. Bu duruma çok sinirlenen bakkal papağana kızmış. Öfkesini alamayıp papağanın kafasına vurmuş. Dükkan sahibinin bu hareketi, bir müddet sonra papağanın tüylerinin dökülüp kel kalmasına sebep olmuş.
Papağan, o günden sonra hayata küsmüş. Kimselerle konuşmaz olmuş. Bu yüzden dükkânın müşterileri azalmış. Papağanın bu küskünlüğü işlerinin bozulmasına yol açtığından bakkal hatasını anlamış ve papağandan sürekli özür dilemeye başlamış. Fındık, fıstık vererek gönlünü almaya çalışmış, âmâ nafile! Papağan hiç konuşmuyormuş.
Bir gün bakkala kel bir adam girmiş. Papağan onu görünce:
“–Kel adam, kel adam! Ne oldu sana? Yoksa sende mi şişeleri devirdiğin için kel oldun?” demiş.
Papağanın, kel adamı kendisine benzetmesine hem orada bulunanlar hem de diğer bütün ahali uzun süre katıla katıla gülmüş…
Papağanın küskünlüğü bu olayla bitmiş ve kısa süre tekrar konuşmaya başlamış. Bakkal bu duruma çok sevinmiş, papağana ve insanlara her zaman iyi davranır olmuş. Geçmişteki hatasını anlayan adam, hayatının sonraki döneminde öfkesini yenmeyi öğrenmiş. (Alıntı)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis