Kayıtlar

Eylül 1, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sevgilerde Tat Kalmadı

  Sevgilerde Tat Kalmadı   Saygı gitti buharlaştı, Sevgi dostluk çamurlaștı, Lokmaya haram bulaştı, Yiyecekte tat kalmadı   Her şey menfaat pazarlığı, Bitti sözün ağırlığı, Bencilliğin yıldız çağı, Söz kelâmda tat kalmadı   Eğri doğru karma, karışık, Herkes egosuna, oldu âşık Gönüllerde söndü ışık, Bakışlarda tat kalmadı   Gülücükler sahte pazar, Kararıyor azar azar, Kalp gözünde yoktur nazar, Sevgilerde tat kalmadı   Kim sahtekâr, kim gerçekçi, Benlik oldu nefse bekçi, Gül satsa da bak çiçekçi Kokusunda tat kalmadı   Tuhaf garip bir tutumda, Riya elde, rol satımda, Bir sorun var, kalıtımda, Hâl içinde tat kalmadı   Sanat, neyin ifadesi, Vurur akla, kör gölgesi İnsan kibrin minaresi Duruşunda tat kalmadı   Tam verilmiş tüm yanıtlar, Ruhta perde, çok anıtlar, Yaşam belli, bol kanıtlar, Adalette tat kalmadı   Hukuk vicdan neye yarar, Nice mazlum hakkın arar, Verilse de nice karar, Hükümlerde tat kal

Gönül İncitmek Hakkında Ayet-i Kerime İndi

Gönül İncitmek Hakkında Ayet-i Kerime İndi   Peygamber Efendimiz'in müezzinlerinden Abdullah bin Ümm-i Mektûm Radıyallâhü Anh zaman zaman Rasûlullâh Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem'in yanına gelir: "-Yâ Rasûlallâh! Allâh'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret!" diye yalvarırdı. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem de; o temiz yürekli sahâbîsini kırmaz, tatlılıkla bütün sorularına cevaplar verirdi. Birgün Kureyş'in ileri gelenlerinden birkaç kişi Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem'in yanında bulunuyorlardı. Hazret-i Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem de: "Belki bu Kureyş'in ileri gelenleri imana gelirler de mâhiyetindekiler de hidâyet bulurlar." ümidi içindeydi. Bu sırada doğuştan âmâ olan müezzin Abdullah ibn-i Ümm-i Mektûm Radıyallâhü Anh yine geldi. Âmâ olduğu için Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem'in yanında kimlerin bulunduğunu bilmiyordu. Bundan dolayı her vakitki ricasını tekrarladı. Misafirl

Şu Fani Dünyanın Telaşına Bak

  Şu Fani Dünyanın Telaşına Bak   Şu Fani Dünya’nın telaşına bak, Gidenden haber yok dönenler hani? Candan ağlayanın göz yaşına bak, Dün ah çekip bu gün yananlar hani?   Kutnu ipek giyip gezip tozanlar, Devrine hükmedip ferman yazanlar, Nefsi nimet sayıp insan ezenler, Devran benim diye sananlar hani.   Muhteşem konaklar nice saraylar, İpekle çürümüş sultanlar beyler, Variyet ardına saklanan soylar, Altın kâse ile yunanlar hani?   Fırsatçı düzenbaz sanmam uslana, Doymayan aç gözlü çeker aslına, Günahı bilerek kendi nesline, Haramı hırsıyla sunanlar hani?   Leyla nerde? Mecnun nerde? çöl nerde? Kerem nerde? Aslı nerde? kül nerde? Masal olmuş artık hikayelerde, Canını vakfeden cananlar hani?   Dost Yusuf’um çıksam gönül tahtına, İnan ki erersin sen muradına, Muhteşem Alem’in güzel tadına, Yaşayıp ta doyup kananlar hani?   Dost Yusuf ÇILDIR