Kayıtlar

Mart 11, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Babanı Öldüremezsin

Babanı Öldüremezsin Baş münkirlerden Abdullah bin Ubeyd'in'oğlu, genç yaşta îman etmişti. Bir gün Resûlüllah'ın huzurunda otururken karşıdan babasının geçtiğini gördü. O anda Peygamber aleyhisselâm su içiyordu. Peygamberimizden elindeki suyun hepsini içmemesini diledi.”Ya Resûlallah! Şu karşıdan gelen babamdır. Sizin artığınızı ona vereceğim. Belki içer de îmana gelir” dedi. Onun bu halishane dileğini Efendimiz kabul buyurmuştu. Abdullah İbni Übey'in oğlu, su tasını alıp babasına götürdü ve: — Babacığım bu Resûlüllah'ın artığıdır. Senden bunu içmeni rica ediyorum, deyince, onun küfrü bir misli daha ziyadeleşip: - — Oğlum sana yazıklar olsun. Bana bunu getireceğine keşke ananın bevlini getirse idin daha iyi ederdin, dedi. Babasından bu sözlerini duyan sahabî kılıcını çektiği gibi Resûlüllah'ın huzuruna çıktı: — Ya Resûlüllah! Babam böyle böyle söyledi, müsaade ederseniz onun kellesini keseceğim, dedi. Gencin sözlerini dinleyen P

Allah'ım Rasülünü Görmeyen Gözü Al

Allah'ım Rasülünü Görmeyen Gözü Al   Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem vefat ettiği zaman, Eshabı Kiramdan Zeyd bin Abdullah Radiyallahü Anh tarlada idi. Başka bir sahabi koşarak geldi ve:   “- Resûlullah dünyadan göçtü, sen hâlâ burada çift sürmekle meşgulsün!”, dedi.   Bir anda kendinden geçen Zeyd bin Abdullah Radiyallahü Anh, ellerini açarak:   “- Allah’ım, Rasulünü görmeyen gözü başımda taşımak istemiyorum. Onu görmeyen göz bana lâzım değil, gözlerimin nurunu al!” Diye dua etti.   Bu sözler onun ağzından değil, kalbinden geldiği için, Allah’ü Teâlâ duasını kabul etti, o zamana kadar gören gözlerinin ikisi de bir anda kör oldu.

HZ. Ömer Radiyallahü Anh'in Kabir Suali

HZ. Ömer Radiyallahü Anh'in Kabir Suali Hz. Ömer Radiyallahü Anh vefat ettiği zaman, bütün dinî muamelesi yapıldıktan sonra, her fani gibi onu da getirip kabre koydular. Vazifeli şahıs, telkinini de yapıp cemaat dağıldıktan sonra, Hz. Ali Radiyallahü Anh, bakalım Ömer Radiyallahü Anh, sual meleklerine ne cevap verecek Diye merak ederek, kabrin bir kenarına, kimse görmeden çömelmiş neticeyi beklemekte idi. Biraz sonra beklenen melekler gelip dünyadan gelen herkese sordukları soruları Ömer Radiyallahü Anh ’a de sormaya başladılar. Meleklerden biri: — Rabbin kimdir? Nebin kim? Diye sormaya başladı. Meleklerin bu sualleri karşısında hiddete gelen büyük halife, kendisi başladı: — Siz kimsiniz, Buraya nereden ve niçin geldiniz- Sizin derdiniz ne de, beni gelir gelmez suale çekiyorsunuz? Diye sormaya başlayınca melekler, onun diğer insanlar gibi olmadığını anladılar ve sorularına cevap vermeye başladılar: — “Biz yedi kat semadan, buraya sana soru sormak için geldik.

Vebadan Kaçılır

Vebadan Kaçılır Hazreti Ömer Radiyallahü Anh Şam'a orduyu teftişe gidiyordu. Şehre yaklaştığında veba hastalığı olduğunu duyup geri döndü. Hazreti Ömer Radiyallahü Anh 'i şehrin dışında karşılayan Şam'daki ordunun kumandanı, Ebu Ubeyde ibn-i Cerrah, Halifenin önüne geçip: — Allah'ın takdirinden kaçıyorsun ya Ömer Radiyallahü Anh! dedi. Hazreti Ömer Radiyallahü Anh: — Evet! Allah'ın takdirinden yine O'nun takdirine sığınıyorum, dedi ve Şam'a gitmekten vazgeçip Medine'ye geri döndü. (Alıntı)

İlk Müslüman Önce Gelsin!

 İlk Müslüman Önce Gelsin! Bir bayram sabahı idi... Eshap, Halife Ömer Radiyallahü Anh 'le bayramlaşmak için evine gelmeye başlamışlardı. Gelenlerin hayli kalabalık olduğunu gören Halife: — İlk Müslümanlar önde gelsin, ondan sonrakiler de sıraya girsinler, dedi. Oradakiler, îman etmek bakımından sıraya dizilmişlerdi. Bunların arasında Ebû Süfyan da vardı. Son zamanlarda Müslüman olduğu için hayli geride idi. Bir müddet bekledikten sonra, beklemekten canı sıkılır gibi olmaya başladı. Kendi kendine: “Ne lüzumu var böyle sıra beklemenin” diyordu. O'nun bu halini sezen Süheyl'Bin Amr Hazretleri: — Ya Süfyan, İslam’a davet hepimize birden gelmişti. Fakat ilk zamanlarda İslamiyet’i kabul etmedik ve gördüğün gibi son sıralara düştük. Burada birkaç dakika beklemekten canın sıkılıyor da yarın Ahirette de böyle yapar ve en sona bırakılırsak halimiz ne olur! dedi. Hazreti Amr'ın bu sözleri, Ebû Süfyan Hazretlerine de tesir etmişti... Her ikisi de hüngür h

Evladın Baba Üzerindeki Hakları

Evladın Baba Üzerindeki Hakları Bir adamın oğlu, babasına itaat etmiyordu. Adam, belki Halife bir çaresini bulur Diye oğlunu, Halife Ömer Radiyallahü Anh’ın huzuruna getirdi. Çocuğa, babaya itaatin faziletlerinden bahseden Hazreti Ömer Radiyallahü Anh: — Babana niçin itaat etmiyorsun? Dedi. Çocuk, Hz. Ömer Radiyallahü Anh 'i dikkatle dinledikten sonra: — Ya Ömer Radiyallahü Anh! Babanın evlat üzerinde bu kadar hakkı var da, evladın baba üzerinde hiç mi hakkı yok, dedi. Hazreti Ömer Radiyallahü Anh: — Olmaz olur mu? Babanın vazifeleri de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Doğduğu zaman güzel bir isim koymak, dinini, diyanetini öğretmek, kitabullahı öğretmek, daha sonra, zamanı geldiğinde müslüman ve iffetli bir hanımla evlendirmek, Diye saydılar. Bunları dinleyen evlât: — Ya Ömer Radiyallahü Anh sorar mısınız babama bunlardan hangi birini bana yapmıştır, dedi. Hazreti Ömer Radiyallahü Anh, çocuğun babasına dönüp: — Bu vazifelerini yerine geti