Kayıtlar

Temmuz 7, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Armutun Faydaları Nelerdir?

Resim
Armutun Faydaları Nelerdir? Armut, gülgiller familyasında sınıflanan Pyrus cinsine ait bir ağaçtan yetişen meyvedir. A, B, C vitaminleri içeren bu şifalı meyvenin Latince adı pyrus communis’tir. Genellikle Akdeniz bölgesi civarında yetiştirilir, bu yüzden Tropik iklimleri sever. Kalsiyum, potasyum, sodyum, magnezyum ve demir gibi çeşitli mineraller içerir. Lif içeriği açısından da zengindir. 100 gramında 58 kalori vardır. Yeşil, sarı, kahverengi ve kırmızı renklerde meyvelere sahip olabilir. Büyümeye yardımcı olur. Özellikle küçük yaştaki çocukların yemesi önerilir. Sindirim sistemini düzenler. Hazımsızlığı önler, yenilen yiyeceklerin kolay sindirilmesini sağlar. Özellikle kabızlığı önler. Eğer kabızlık sorununuz varsa bu şifalı meyveden bir tane yedikten sonra yarım ya da bir bardak su için. Çok kısa bir süre sonra hafif karın ağrısıyla birlikte kabızlık probleminden kurtulacaksınız. Hatta fazla armut tüketirseniz ishal bile olabilirsiniz. Bağırsak fonksiyonlarını düzenler. A

Teşehhüd İle Selâm Arasında Yapılan Dua

Teşehhüd İle Selâm Arasında Yapılan Dua Hz. Ali  Radıyallahu Anh  şöyle dedi: Resûlullah  Sallallahu Aleyhi Vesellem  namazda, teşehhüd ile selâm arasında yaptığı duayı şöyle diyerek bitirirdi: اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي مَا قَدَّمْتُ وَما أَخَّرْتُ، وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ، وَمَا أَسْرَفْتُ، . وَمَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّي، أَنْتَ الْمُقَدِّمُ وَأَنْتَ الْمُؤَخِّرُ، لَا إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ Okunuşu: “Allâhümmağfirlî mâ kaddemtü vemâ ahhartü, vemâ esrartü vemâ a‘lentü, vemâ esraftü, vemâ ente a‘lemü bihî minnî, ente’l-mukaddimü ve ente’l-muahhir, lâ ilâhe illâ ente:   Anlamı: Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senden başka ilâh yoktur.” Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 201, Zikir 70. Ayrıca bk. Buhârî, Teheccüd 1, Daavât 10, Tevhîd 8, 24; Ebû Dâvûd, Salât 119, Vitir 25; Tirmizî, Daavâ