Kayıtlar

Gönderdi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah Cennet veya Cehenneme Gideceğimizi biliyorsa, ne diye bizi bu dünyaya gönderdi?

Allah Cennet veya Cehenneme Gideceğimizi biliyorsa, ne diye bizi bu dünyaya gönderdi? Değerli kardeşimiz, Sorunuzu bazı soru ve cevaplarla açıklamaya çalışalım. Kader, bir iman rüknüdür ve şöyle tarif edilir: Kader: “Hak Teâlâ’nın, ezelden ebede kadar olmuş ve olacak her şeyin, her şeyini ve her hâlini, zamanını ve mekânını, sıfatlarını ve özelliklerini ezelî ilmiyle bilip, ona göre, takdir etmesidir.” Kaza ise, kaderde planlanan bir şeyin yaratılması, varlık sahasına çıkarılmasıdır. Kâinatın altı devrede yaratılışından, insanın ana rahminde dokuz ayda teşekkülüne kadar her hâdise kaderi gösteriyor! Güneş sisteminden atom sistemlerine kadar her hikmetli tanzim, kaderi ilan ediyor! Elementlerin sayıları ve özellikleri, kaderden haber veriyor! Bitkilerin ve hayvanların cinslere, türlere ayrılmış olması, her türe farklı kabiliyetler takılması, hep kader ile olmuş! Meleklerin, hayvanların ve cansızların sabit makamlı kılınması, insanların ve cinlerin ise im

Kendisini Yaralayana Süt Gönderdi

Kendisini Yaralayana Süt Gönderdi Dört halifenin (Radiyallahü Anhüm) dördüncüsü Hazreti Ali Radiyallahü Anh, sabah namazını kılıyordu. Hiç beklenmedik bir anda, İbn Mülcem isminde bir namerd tarafından, sırtından zehirli hançerle vurularak yaralandı. Hazreti Ali Radiyallahü Anh'i sırtından hançerleyen İbni Mülcem, o anda kaçmayı başardı. Kanlar içinde yere serilen Allah'ın arslanı Hazreti Ali Radiyallahü Anh’ı oğlu İmam-ı Hasan Hazretlerinin yüzüne şefkatle bakarak: — Beni kim vurdu? Diye sordu. Hemen, Hazreti Ali Radiyallahü Anh 'yi yaralayan hain İbni Mülcem'i, Halife'nin huzuruna getirdiler. Hazreti imam, kendisini vuranı tanıyordu. Çünkü daha evvel îbni Mülcem denen hain, kendisine hizmet etmiş, ekmeğini yemiş ve Hazreti Ali Radiyallahü Anh 'den birçok yardım görmüştü. Daha o zamanlar Hazreti Ali Radiyallahü Anh Kerremallahü Veche: — Ya İbni Mülcem! Benim ecelim senin elinden olacak, buyurarak, büyük bir keramet izhar etmişti. O zaman,