Kayıtlar

Kâlû Belâ etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Elest Bezmi: Rabbimizle Yaptığımız Sözleşme

Elest Bezmi: Rabbimizle Yaptığımız Sözleşme Nurullah Toprak    Halk arasında çocuklara: “Ne zamandan beri Müslümansın?” diye sorulur, çocuk da öğretildiği şekilde: “Kâlû Belâ’dan beri Müslümanım” diye cevap verir. “Kâlu Belâ” , insanların, Yüce Allah’ın birliğini ikrar, Raflığını tasdik ettikleri vakittir. Elest bezmi, bu anlaşmanın yapıldığı toplantıdır. Allah’ü Teâlâ, kıyamete kadar gelecek bütün insanların ruhları ve baba sulbündeki zerreleriyle bir anlaşma yapmıştır. Bu anlaşma, Kur’an-ı Hâkim’de şöyle anlatılır:                                                                        “Ey Rasulüm! Onlara o vakti hatırlat, hani Rabbin, Ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendi nefislerine şahit tutarak: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Dedi. Onlar da: Evet, sen bizim Rabbimizsin dediler. (Onlarla birlikte Biz ve meleklerimiz buna) şahitlik ettik ki, kıyamet günü: Biz bundan gafildik, haberimiz yoktu demeyesiniz. Yahut bizden önce babalarımız A

Kâlû Belâ nedir? Neden hatırlamıyoruz?

Kâlû Belâ nedir? Neden hatırlamıyoruz? Kâlû Belâ, bir Kur’an-ı Kerim deyimidir. İnsanların, ebediyet âleminde birer zerre halinde yaratılarak İlâhî programa girdiği ilk zamanda gerçekleşen bir olaya ışık tutar.1 Söz konusu olay, Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda insanların ilk duruşları, Allah’ın sorgusuna ilk muhatap oluşları, ilk imtihanları ve Rabb-i Rahîm’e verdikleri ilk ve tek sözleri ile ilgilidir. O gün orada ihtilaf yoktur, inkâr yoktur, şüphe yoktur, tereddüt yoktur. Orada eksiksiz bir teslîmiyet vardır, gerçek bir kulluğun farkında oluş vardır, Allah’ın sözünü tasdik vardır. Şöyle ki: Ebed tarafında, zerreler âleminde iken Rabb-i Rahîm: “Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?” diye sordu. Bütün ruhlar ittifakla, huzur içinde ve kesin bir tasdik ve îmân ile: “Elbette yâ Rab! Sen Bizim Rabb’imizsin. Biz buna şâhidiz” dediler. Kur’ân bu ahitleşmeyi haber verdikten sonra, bunun hikmetini şöyle izah eder: “Onlara böylece şâhitlik ettirdik ki, kıyâmet gününde, “Biz Rabb’imiz ola