Kayıtlar

gazete etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Neden Okumuyoruz?

Neden Okumuyoruz?   01- Anamızın karnından her şeyi bilerek çıktığımız için... 02- Atalarımıza lâyık olmaya çalışıyoruz. Onlar da okumazlardı. 03- Çok zeki olduğumuz için okumaya gerek duymuyoruz. 04- Okumuşluk genellikle pek bir işe yaramıyor. 05- Onları yazanların daha iyi yaşamadıklarını bildiğimizden ötürü... 06- Paranın yolu kitaptan geçmediğinden... 07- Okuyarak su, elektrik paralarını ve diğer borçları ödeyemem... 08- Sıkıcı geliyor... 09- Birinin yazdığı ötekini tutmuyor. 10- Okul çoktan bitti, yine mi okuyacağız? 11- Kim okuyor ki? 12- Yolunu bulan okumadan da pekâlâ buluyor... 13- Zaman yok! 14- Ölümlü dünyada o kadar kafa patlatmaya değmez. 15- Okuyan züppelik etmek için okuyor, boş ver... 16- Zavallı kardeşimin başına ne geldiyse hep okumaktan geldi... 17- Hepsinin yazdığı yalan... 18- Kitap insanın kafasını bozuyor... 19- Delikanlılığı bilmek yeter, gerisi fasarya... 20- Okumuşları görüyoruz çoğu borç içinde...

Devşirmeler: Aman Batı Ne Der

Devşirmeler: Aman Batı Ne Der Osmanlı Batı'ya çok sayıda öğrenci gönderdi. "Gidin orada Fen ilimlerini tahsil edin. Eksiğimiz varsa tamamlayın. Ülkenize hizmet edin" diye. Düşünce güzeldi. İlim Çin'de olsa alınması gerekiyordu. Ancak gidenlerin neredeyse tamamı tuzağa düştü. “Alkol, kadın- eğlence” üçgeninde balolarla tanıştı, dans etmeyi öğrendi. Localarla kucaklaştı Mason oldu. Fen ilimleri öğrenmesi istenerek gönderilen gençlerin neredeyse tamamı özellikle edebiyatçı, ülkesinin düşmanı ve BATI yanlısı olarak geri döndü. Edebiyatçıydılar, iyi hatiplerdi, iyi laf yapıyorlardı. Söylemleri, şiirleri, makaleleri ile kitleleri harekete geçiriyorlardı. Sultan Abdülaziz'in de Sultan Abdülhamid Han'ın da bu iyi niyet girişimi, o gençlerin zayıflığı sonucu BATICI ittihatçı kafalara büründürülmesiyle sonuçlandı. Edebiyatçı, Mason, Batı yanlısı, reformist, ırkçı, İngilizci, Almancı, Fransız hayranı ne kadar devşirilmiş tip varsa Osmanlı kadrolarına sızd...

Günümüzden 55 Yıl Önce Gazete Haberi Olmuş İnanılmaz Bir Olay

Günümüzden 55 Yıl Önce Gazete Haberi Olmuş İnanılmaz Bir Olay Günümüzden 55 yıl önce, gazete haberi olmuş böyle bir güzellik yaşanmış İstanbul'da? Artvinli Hasan Efendi Kocamustafapaşa'da, ihale ile bir bina satın alır. Satış gerçekleşir, binanın tapusu da artık elindedir. Fakat bina ihale ile ve avukatı aracılığı ile satın alındığı için içi rahat etmez. Uzman bir mühendisi, binaya fiyat biçmesi için görevlendirir. Görevli mühendisin binaya biçtiği fiyat, kendisinin ödediği miktardan bin lira daha fazladır. O zamana göre çok önemli bir paradır. Fakat Hasan Efendi'nin vicdan rahatı, bu 1000 liradan daha önemlidir. Binanın hissedarlarını bulur, hepsine bu bin lirayı paylaştırır: - Kanunen binayı 1500 liraya aldım ama vicdanen 1000 lira daha ödemek mecburiyetindeyim! Der. İşte bu Artvinli Hasan Ağa, Tema Vakfı'ndan tanıdığımız muhterem Nihat Gökyiğit Beyefendi'nin babalarıdır. Artvinli tüccar Hasan Efendi neden böyle bir fazileti gösterebi...

Temel Prensipler

Temel Prensipler Prof. Dr. Mahmut Esad COŞAN Hoca Efendi’nin 1990 tarihli sohbetinden çok özet bir alıntı. Hoca Efendi, 3 konuya özellikle vurgu yapıyor; a) Yurtdışına, Afrika’ya açılın, b)   İletişim araçlarınız olsun (gazete, dergi, radyo, tv) c)   Eğitim kurumlarınız olsun. “Birileri”, Esad efendinin bu projelerini alıp, kontrol altında tutabilecekleri başkaca guruplara görev tevdi ettiler. Lütfen alıntıyı satır satır dikkatlice okuyunuz! Bismillahirrahmanirrahim! Çok değerli kardeşlerim! Allah-u Tealâ Hazretleri'nin selâmı, rahmeti, bereketi, ikramı, ihsanı, lütfu, rızası dünyada ahirette üzerinize olsun. Allah-u Tealâ Hazretleri, sevdiği razı olduğu kullar zümresine cümlenizi dâhil eylesin... . Müslümanın cemaatle beraber olması tavsiye edilir. Cemaatten ayrılmama tavsiye edilir. Fakat, çok kimsenin bilmediği bir şeyi söyleyeyim: Toplulukla beraber olmak, cemaatten ayrılmamak, tefrikaya düşmemek, kalabalıkla beraber olmak demek değildir...

Bir Anneden Kızına Mektup

Bir Anneden Kızına Mektup Yavrum! Şimdi sana kırk yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı nasihatlerde bulunacağım. Bu nasihatlerime uyarsan dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi, ahirette de ebedî saadete ulaşırsın. 01-   Kanaatkâr ol! Yâni, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek her şeyi memnuniyetle kabul et! Çünkü kanaat, kalbi huzura kavuşturur. 02-   Söylenenleri daima iyi dinle ve kocanın meşru emirlerine itaat et! 03-   Evin ve her şeyin her zaman, temiz, muntazam ve düzenli olsun! 04-   Eşinin yemek saati ile uyku saatine dikkat etmelisin! Açlık insanı huysuz eder, uykusuzluk ise, öfkelendirir. 05-   Evinin mallarını ve eşyasını iyi koru! Yaptığın işleri, iyilikleri başa kakma! İyiliğe karşı iyilik çabuk unutulur, fakat kötülüğe karşı yapılan iyilik unutulmaz. 06-   Eşinin yakınlarına güzel muamelede bulun! Kocanın hatalarını, yalnız iken, yumuşak bir şekilde söyle! 07-   Kocanın sırlarını hiç kimseye söyle...

Avusturya Gazetesi: Erdoğan'ın Yeni Başkenti Viyana

Resim
Avusturya Gazetesi: Erdoğan'ın Yeni Başkenti Viyana Avusturya gazetesi Heute, başkent Viyana'da yüzde 74 evet çıkmasını "ERDOĞAN'IN YENİ BAŞKENTİ" şeklinde duyurdu. Avusturya gazetesi: Erdoğan’ın yeni başkenti Viyana Avusturya'nın günlük gazetesi Heute, anayasa referandumunun sonuçlarını ilginç bir yorumla manşetine taşıdı. Viyana'da yüzde 74 evet oyunun çıktığını, buna karşın Ankara'da yüzde 48 evet çıktığını belirten gazetenin manşeti şu şekilde: Erdoğan'ın Yeni Başkenti Ankara'da ve Viyana'da çıkan evet oylarını karşılaştıran gazete büyük puntolarla "Viyana Erdoğan'ın Yeni Başkenti: Viyana: %74,6 - Ankara: %48,9" başlığını attı. Hürriyet Haber18 Nisan 2017

Bay Necatinin Ölümü

Bay Necatinin Ölümü Onk. Dr. Haluk Nurbaki Rahmetli babam o zamanlar Konya’nın tek gazetesi olan "Babalık" gazetesinin başyazarı idi.  Ondan işittiğim şu olayı aynen naklediyorum: "Devrin ilk Maarif Vekillerinden (Milli Eğitim Bakanı) Necati Konya'ya gelmiş ve Latin harflerinin üstünlüğünü(!)  Anlatmak üzere bir konferans düzenlemişti.  Şehrin her tarafına yapıştırılan ilanlarda: "Eski Harflerle Birlikte Kuran’ı da Tarihe' Gömdük" yazıyor ve konferansın ertesi gün saat 10'da verileceği belirtiliyordu. Akşam, mükellef bir ziyafet verildi.  Yemekten sonra Bay Necati, ani bir apandisit krizine yakalandı.  Ve hemen hastaneye kaldırılarak ameliyat edildi.  Gösterilen itinayı anlatmaya lüzum yok, bütün hastane hatta Konya ayakta idi.  Bay Necati kurtulmuş, fakat ne çare ki haddini aşarak Kur'an'a dil uzatmıştı.  Gece yarısı, imkânsız denebilecek bir şey oldu.  Ve  Bay Necati'nin yata...

İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh

İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh Zengin bir tüccar ailenin çocuğu olan ve kendisi de ticaretle uğraşan İmam-ı Âzam, ilim öğrenmeye başlayışını şöyle anlatır: “Bir gün âlimlerinden Ebu Amr eş-Şa’bî’nin yanından geçiyordum. Beni çağırdı ve: – Nereye devam ediyorsun, dedi. – Çarşıya, dedim. – Maksadım o değil, âlimlerden kimin dersine devam ediyorsun, dedi. – Hiçbirinin dersinde devamlı bulunamıyorum, dedim. – İlim ile uğraşmayı ve âlimler ile görüşmeyi sakın ihmal etme! Ben senin zeki, akıllı ve kabiliyetli bir genç olduğunu görüyorum, dedi. Şa’bî’nin bu sözü beni etkiledi. Ticareti ortağıma bırakıp ilim yolunu tuttum.” İmam-ı Âzam Rahmetullahi Aleyh önce kelâm ilmini ve münazara bilgilerini Ebu Amr eş-Şa’bî’den öğrendi. Kısa zamanda bu ilimlerde parmakla gösterilecek bir seviyeye ulaştı. İmam-ı Âzam’ın talebesi Züfer b. Hüzeyl şöyle demiştir: “Hocam Ebu Hanife der ki: Önce kelâm ilmini öğrendim. Daha sonra Hammad b. Ebi Süleyman’ın ders halkasına katılarak fıkıh ilmi...