Kayıtlar

Hurma etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kör Yılanla Ona Hurma Taşıyan Kuş

  Kör Yılanla Ona Hurma Taşıyan Kuş   Sonradan iyi amel ve temiz ahlâkı ile kendisini tanıyan Müslümanlar’ın Kanaat’ına göre veliler mertebesine yükselmiş olan bir zat doğru yola girmeden önceki halini bize şu ibret dolu sözlerle anlatıyor: Ben eskiden bir eşkıya idim. Dağ başında gelip geçenlerin yolunu keser; silâh ucu ile zorla aldığım yolcu malları ile geçimimi temin ederdim. Bir çete arkadaşımla Dicle Nehri’nin kenarından geçerken iki hurma ağacı gördüm. Ağaçlardan biri meyveli öbürü de kupkuru idi. Ağaçlara yakından dikkatle bakarken iki ağaç arasında gidip gelen bir kuş gözüme ilişti. Kuş, önce meyveleri salkım salkım sarkan yaş hurma ağacına varıyor; gagasına bir iki hurma takarak kuru hurma ağacına varıyor. Kuru dallar arasında bir müddet kaldıktan sonra, tekrar dönüp meyveli hurma ağacına geliyor ve arkasından yaş ve olgun hurmaları gagasına aldıktan sonra yine kuru ağacın dalları arasında bir yere uçuyordu. Kuşun ağaçtan ağaca durmadan uçması ve meyveli ağaçtan aldığ

Yahudi'nin Hurması ve Sahabenin Hassasiyeti

Yahudi'nin Hurması ve Sahabenin Hassasiyeti Ebu Dücane Radiyallahü Anh sabah namazlarını Rasûlûllah Sallallahü Aleyhi Vesellem'in arkasında kılmayı adet edinmişti. Ancak namaz biter bitmez süratle camiden çıkar giderdi. Bu davranışı Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'ın dikkatini çekmiş olacak ki bir gün Ebu Dücane'yi durdurdu ve “- Ey Ebu Dücane, Allah'a ihtiyacın yok mudur? (ki dua etmeden çıkıp gidiyorsun)” buyurdu. Ebu Dücane Radiyallahü Anh: “- Allah'ü Teâlâ’ya olan ihtiyacım o kadar fazladır ki bir an bile Allah'ü Teâlâ’yı unutmuyorum ya Rasûlallah!” Dedi. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- O halde niçin namaz bitip Allah'ü Teâlâ’ya dua edinceye kadar bizimle kalmadan çekip gidiyorsun?” Ebu Dücane Radiyallahü Anh; “- Ya Rasûlallah, benim Yahudi bir komşum var, bahçesindeki hurma ağacının dalları evimin avlusuna sarkmış. Gece rüzgâr esince, hurmaları bahçeme düşmektedir. Küçük çocuklarım aç olarak uyanıp o hurm

Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Kendisine Hediye Edilen Hurmaları Üç Defa Aynı Kişiye Vermesi

Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Kendisine Hediye Edilen Hurmaları Üç Defa Aynı Kişiye Vermesi Bir gün Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz ashâbıyla birlikte otururlarken, Seyyidinâ Ebâbekir, Peygamberimizin tâze hurmayı çok sevdiğini bildiği için, bir miktar hurma alıp hediye olarak getirdi ve "Yâ Resûlallah Sallallahü Aleyhi Vesellem, tâze hurma gördüm, satıyorlardı, sizin tâze hurmayı sevdiğinizi bildiğim için alıp size getirdim, buyrun" dedi ve hurmaları Efendimizin önüne koydu. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem daha elini hurmalara uzatmadan, ortaya çıkan bir adam: "Yâ Resûlallah, o hurmaları bana versene" dedi. Dikkat edin, "Hurma ver!" demedi "hurmaları ver!" dedi yani hepsini istedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, hurmalara hiç elini sürmeden hepsini birden o adama verdi. Bunu görenler, Efendimizin sevdiği ve istediği halde o tâze hurmalardan yiyemediğine üzüle

Koca Bir Orduyu Doyuran İki Avuç Hurma

Koca Bir Orduyu Doyuran İki Avuç Hurma Ashâb-ı kiramdan, Beşir bin Sa”d”ın kızı ve Nûman bin Beşir”in kız kardeşi Radiyallahü Anhüm anlatıyor: “Annem Amre bint-i Revâha Radiyallahü Anha , beni çağırdı. Eteğime iki avuç hurma koyduktan sonra, ‘Kızcağızım! Git de, baban ile dayın Abdullah bin Revâha”nın gıdalarını kendilerine ver’, dedi.” Giderken, Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem’e rastladım. Babamla dayımın nerede olduklarını sordum. O bana, “Kızcağızım, beri gel, yanındaki nedir? Diye sordu. “Yâ Resûlellah, dedim, bu hurmadır. Annem bunu, yesinler diye, babam Beşir bin Sa”d ile dayım Abdullah bin Revâha”ya gönderdi. Resûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem, “Getir onu, buyurdu. Ben de onu, Resûlüllah”ın iki avucuna döktüm. Avuçlarını doldurmadı. Sonra, bir örtü getirilmesini emr etti. Örtü getirilip serildi. Hurmayı ona koyduktan sonra, örtünün üzerine yayıp dağıttı. Yanındakilere; “Gıdâya, kumanyaya geliniz!” diyerek hendek halkına sesleniniz, buyurdu. He

İki Hurmanın Hakkı

İki Hurmanın Hakkı İbrahim Edhem Rahmetullahi Aleyh Hazretleri derler, o yüce kişi, Kâbe’ye varmıştı. Bir gün hurma satan bir adamın dükkânına gitti. Birkaç akçelik hurma istedi. Satıcı, tartıp verdi. Sonra başka müşterilerle ilgilenmeye başladı. Beri yanda İbrahim Edhem hazretleri Rahmetullahi Aleyh, hurmaları cebine katıyordu. Baktı, tezgâhın üzerinde iki hurma kalmış, “Bunlar benimkilerden düşmüş...” Diyerek, iki hurmayı cebine koydu. Sonra hepsini yedi. Yolu Vara-Vara Kudüs’e Dayanmıştı. İbrahim Edhem Rahmetullahi Aleyh orada ilk gecesinde bir rüya gördü. Rüyada melekler birbirleriyle söyleşiyorlardı. İçlerinden biri: - “Hayır!” Dedi, “İbrahim Edhem artık yüce kişi, Allah’ü Teâlâ’nın sevgili kulu değildir.” - “Niçin?” - “Çünkü kendi hakkı olmayan haram iki hurma yedi. Hurmalar onun değil hurmacınındı!” İbrahim Edhem Hazretleri uyandı, kan-tere batmıştı. Sabahı zor etti. Şafakla beraber yola düştü, Kâbe’ye doğru... Güneş altında günlerce pişti. Kalbi pa

Kalbi Hurma İle Mutmain Oluyormuş

Kalbi Hurma İle Mutmain Oluyormuş Vehb bin Munebbih Radiyallahü Anh’den rivayet olundu. Buyurdu ki: — Beni İsrail'den bir âbid vardı. Uçyüz sene ibadet etmişti. Üçyüz sene sonra: — Ya Rabbi! Bana vahiy gönder, Diye dua etti. Rabbülâlemin o âbid'e bir hurma ağacı ihsan etmiş, bütün rızkını o ağaçtan verirdi. Böyle dua etmesi üzerine Allah tarafından: — Senin kalbin benden başkasıyle mutmain olduğu için sana vahiy göndermem, Diye bir nida geldi. O âbid, rızkını temin ettiği hurmanın kendisine yettiğini düşünmüştü. Bu yüzden vahiy gelmiyordu. — Ya Rabbi! Benim kalbim senden başka neyle mutmain oluyor? Diye iltica ettiğinde Allah tarafından şöyle nida geldi: — Senin kalbin o yediğin hurma ile mutmain oluyor. Bunun üzerine âbid hurmayı kökünden kesti ve “Ne olursa olsun, isterse aç kalayım” deyip tam tevekkülle ibadete başladı. Ondan sonra da Allah tarafından vahiy gelmeye başladı. Ve bir vahiyde: — Ey kulum! Benim kullarıma ihsan ettiğim bir ka