Kayıtlar

medrese etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Erzurum'da Çifte Minareli Medrese'nin Acı Öyküsü

Resim
Erzurum'da Çifte Minareli Medrese'nin Acı Öyküsü Erzurum'un sembollerinden biri olan Çifte Minareli Medrese'nin bir kitabesi olmadığı için, yapılış tarihine ilişkin net bir bilgi bulunmamaktadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın kızı olan Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olma ihtimalinden dolayı "Hatuniye Medresesi" de denilmektedir. Genel kanı, 13. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı şeklindedir. Osmanlı padişahlarından IV. Murat'ın emri ile bir süre tophane olarak, daha sonra da kışla olarak kullanılmıştır. 1932'de Sipahi Ocağı'na tahsis edilerek yurt olarak hizmet vermiştir. 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi olarak kullanıldığını görüyoruz. Günümüzde ise hem müze hem de resim sergi salonu olarak hizmet vermektedir. Yaklaşık 35x46 metre boyutlarında iki katlı, dört eyvanlı ve açık medreseler grubunun en önemli örneği olan medresenin zemin katında 19, birinci katta ise 18 o

Fatih, Medresesine İmtihanla Girdi

Fatih, Medresesine İmtihanla Girdi Hazreti Fatih, İstanbul'u fethettikten sonra, hemen kendi ismiyle anılan bir cami ve etrafına da büyük bir medrese yaptırdı. Bugünün üniversitesi sayılan medresede, Fatih de, bir oda almak istiyordu. Fakat Fatih'in bu isteğini medresenin ilim neyeti: - Siz ne talebesiniz, ne de hacegân sınıfındansınız. Bu durumda medresede bir odaya sahip olmanız mümkün değil, dediler. Hazreti Fatih, aldığı bu cevaba kızmadığı gibi: - Medresede bir odaya sahip olabilmem için, ne yapmam lâzım? dedi. - İmtihan olmanız lâzım, dediler. Fatih, aynı talebe imiş gibi imtihana girdi ve imtihanı kazanarak kendi yaptırdığı medresede bir odaya sahip oldu. (Alıntı)

İlm-i Siyaset

İlm-i Siyaset Şam’da bir medresede ilim tahsil eden bir Molla Ahmet varmış. Bir gün memleketinden bir tanıdığı ziyaretine gelerek annesinin selamını iletmiş. Annesi oğluna, babasının Hakkın rahmetine kavuştuğunu, kendisinin yalnız başına kaldığını, artık oğlu yeteri kadar tahsil gördüyse yanına gelmesini ve şu ahir ömründe oğlunun birkaç gün de olsa hayrını görmek istediğini bildirmiş. Bu haberi alan Molla Ahmet bir tarafta babasının ölümünden duyduğu üzüntü, diğer yanda annesinin yalnız başına yaşayakalmasından duyduğu kaygı, koştura koştura medresenin baş müderrisinin kapısını çalmış. Baş müderris Ahmet’e telaşının sebebini sormuş. Aldığı kötü haberi hocasıyla paylaşan Molla Ahmet hocasına, artık ilim tahsilini tamamlamış olduğunu, hocası ona bir icazetname yazarsa gidip memleketinde annesinin hizmetini görmek istediğini söylemiş. Başını biraz kaygılı kaygılı sallayarak Ahmet’i dinleyen hocası ona, ilim tahsilini tamamladığını ama henüz “ İlm-i siyaset” tahsilini yapmadığın

Zamanı İyi Değerlendirmemenin Vebali Çok Büyüktür

Zamanı İyi Değerlendirmemenin Vebali Çok Büyüktür             Değerli dostlar geri kalmışlığın nedeni nedir? Gelişmişliğin nedeni nedir? Bu soruları sık sık kendimize sormak gerekmez mi?             Müslüman ülkelerin hali ortada… Oluk oluk Müslüman kanı akıyor. Açlık, yokluk, yoksulluk diz boyu… Kıtalar ötesinden gelen Abd ordusu Afganistan’da, Irak’ta milyonlarca Müslümanı öldürdü, halen de öldürüyor. İsrail, Abd, İngiltere üçlüsü, dünyadaki tüm terör örgütlerini kuruyor, yönetiyor. Her ülkede kan döküp suçu terör örgütlerinin üstüne atıyorlar. Terör örgütlerini kurup yöneten zaten kendileri değil mi? Arkasında süper güçler olmasa bir terör örgütü ne kadar ayakta durabilir ki… Sözde kendi halkı veya dini için kurulan kanlı terör örgütleri; kimin için çarpıştıklarını bilmiyor, arkalarındaki karanlık güçleri araştırmıyor, kendi kardeşlerini acımasızca katlediyorlar. Müslüman ülke halklarında cehalet, gaflet, ihanet, vurdumduymazlık kol geziyor. Derhal uyanmak gerek… Ama nasıl