Kayıtlar

Hali etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Türkiye Muhalefetinin İç Karartan Hali…

  Türkiye Muhalefetinin İç Karartan Hali…   Sırtlarını İsrail, ABD AB’ye dayadılar… Pkk Partisi ile gizli ittifak kurup açık destek verdiler… TSK’ya kimyasal silah iftirası attılar, Devlete kara para iftirası attılar, Jandarma ve Polise eroin ticareti iftirası attılar… Yerli otomobile, yerli silaha, millî petrole, millî doğalgaza… Bütün yerli kalkınma hamlelerine; millîlik adına ne varsa hepsine karşılar… Bunlar kime çalışıyor? Her seçimden önce gizli ve açık İsrail, ABD, AB ile görüşüyorlar… Sahi muhalefetin elin gâvuru ile ne işi olabilir? ABD Başkanı diyor ki: “Türkiye’de muhalefeti destekleyeceğiz...” Şaşmaz bir kuraldır: “Destek alan, emir alır!” Gâvur durup dururken desteklemeyeceğine göre; Türkiye’yi gâvur mu yönetecek???  

Maddeler Halinde Namazın Yararları

  Maddeler Halinde Namazın Yararları   Biz namazı Allah’ü Teâlâ’nın emri olduğu ve onun rızasını kazanmak için kılarız. Ancak namazın insan için pek çok yararı olduğu da bilinen bir gerçektir. Çünkü Allah’ü Teâlâ bizlere yararlı olmayan bir şeyi emretmemiştir. Zira Allah’ü Teâlâ hiçbir şeye muhtaç değildir. İhtiyacı olan biziz. Yapılmasını istediği her şeyde bizler için pek çok yarar olduğu açıktır.   Kısaca namazın bazı yararlarına işaret edersek;   1. Namaz Allah’ü Teâlâ’yı hatırlatır; İnsan, başkasına muhtaç olmadan yaşamak için çalışmak zorundadır. Kendini çalışmaya veren kimse ise çoğu zaman ölümü ve ölüm sonrası dirilmeyi ve dünyada yaptıklarının hesabını vereceğini unutur. Bu yüzden her an günah işleyebilir ve günah işlemeyi âdet hâline getirebilir. Bunun en çarpıcı örneği, kumarbazlar ile zevk ve eğlenceye aşırı derecede düşkün olanlardır.   Bunlar, kumar oynamaktan, içki içmekten, zevk ve eğlenceden başka bir şey düşünmezler. Ne ölümü, ne ahireti ve ne de ahi

Doğru Yoldan Sapanların İbretlik Hali

  Doğru Yoldan Sapanların İbretlik Hali   Bir gün İsa Aleyhisselâm, havarileriyle birlikte giderken bir köye geldiler. Bir de baktılar ki, köyün ortasında bütün köylüler ölmüş. Hiç canlı yok. İsa Aleyhisselâm: “- Bu bir gazab-ı ilâhidir. Eğer hastalık olsa, bunlar tek tek ölürlerdi. Madem toptan öldüler, buraya bir musibet gelmiş!” dedi. Sordular ki: “- Yâ Nebiyallah, sen ölüleri Allah'ın izniyle dirilten bir nebisin, çağır birini de sor bakalım, ne yapmışlar?” İsa Aleyhisselâm, birine seslenince, adam kalktı, geldi. İsa Aleyhisselâm: “- Bu ne hâldir, ne oldu size?” diye sordu. Dirilip gelen kişi dedi ki: “- Yâ Nebiyallah, bu köy çok takva ehli, çok dindar, çok iyi ahlâk sahibi bir köydü. Sonra bizim kalbimiz dünyaya yöneldi. Namazı terk ettik, akla ne gelirse, hepsini bıraktık, yalnız parayı düşündük ve ektik biçtik, benimki çok, benimki güzel diye yarıştık. Ne Allah’ü Teâlâ kelâmı var, ne Peygamber! Ahireti unuttuk, Allah’ü Teâlâ'yı unuttuk, Peygamberi d

Kıyamet Günü On Sınıf Kimsenin Hali

Kıyamet Günü On Sınıf Kimsenin Hali Muaz bin Cebel Radiyallahü Anh’dan: Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e Nebe Sûresindeki: “Sur üfürüldüğü gün, bölük bölük gelirsiniz.” ayetini sordum. Mübarek gözleri yaşardı ve: “Ey Muaz, bana büyük bir şey sordun.” dedi ve sonra şöyle devam etti: “Ey Muaz, kıyamet gününde ümmetimden şu on sınıf, diğer mü’minlerden temyiz edilmiş halde haşir edilecektir!”. 01-   Bazıları hınzır şeklinde haşir edileceklerdir. Bunlar haram yiyenlerdir. 02-   Bazıları maymun şeklinde dirileceklerdir. Bunlar da laf taşıyanlardır. 03-   Bazıları da başı üstü haşr edileceklerdir ki, bunlarda riba ehlidir. 04-   Bazıları kör olarak dirileceklerdir, bunlar da Allah’ın hükümlerine aldırmayanlardır. 05-   Bazıları da deliler gibi dilsiz ve sağır olarak dirileceklerdir ki bunlar da kendi amellerini beğenenlerdir. 06-   Bazıları da dillerini ağızlarında sakız gibi çiğneyeceklerdir ve ağızlarından irin akacaktır. Bunlar da söyledikleri ile amel etmeyen

Evliyaya İkram Etmeyenin Hali

Evliyaya İkram Etmeyenin Hali Şeyh Ebu Abdullah-ı Dineverî Hazretleri ömrünün son yllarında seyahata çıkmıştı. Seyahat esnasında Vadiü'l - Kur'a denen yere vardı. Orada bir mescide yerleşti. Yorgunluk ve ihtiyarlık sebebiyle daha fazla yürümeğe mecAli Radiyallahü Anh kalmamıştı. Orada ona hiçbir yiyecek vermedikleri gibi evlerine de misafir etmediler. O mübarek bir gece yatsı namazından sonra yine aç susuz mescidde kalakaldı. Cenab-ı Allah ömrünü tamamlamıştı. O gece mescidde vefat etti. Sabahleyin gelen cemaat ona kefen hazırlayıp, cenaze namazını kılarak defnettiler. Fakat bir Allah dostunu gücendirmişlerdi. Onlardan tabii ki Allah da razı olmayacaktı. Ertesi gün, mescide geldiklerinde o garip yolcuyu sarıp defnettikleri kefeni mihrapta buldular. Üzerinde bir parça kâğıda şöyle yazılmıştı: — Benim dostlarımdan birisi size geldi. Siz onu misafirliğe kabul etmediğiniz gibi yemek bile vermediniz. Benim dostum sizin bu merhametsizliğiniz yüzünden açlıktan mescidde vefat